Durmayın beyler, kapışın lütfen

Volkan Doğan ve Akın Sallarel arasında şehrin sakin gündemini biraz hareketlendiren, biraz heyecanlandıran bir polemik süreci yaşanıyor. Adına kapışma, rekabet, savunma ne derseniz deyin. Benim hoşuma giden bir süreç. 
Sallarel, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’la ilgili sık sık eleştiriler yapan Volkan Doğan’a karşı zaman zaman eleştirdiğimiz sessizliğini bozdu. Son dönemlerde üst üste bu eleştirilere cevap veriyor, o da kendi eleştiri ve iddialarını sıralıyor.  İçeriği bir kenara bırakırsak bu muhatapların eşleşmesi için Sallarel adına doğru bir hamle ve doğru bir süreçtir.
Volkan Doğan, Akın Sallarel’in iddialarına klasik bir cevap vermek yerine, Sallarel’in kendisi için dile getirdiği  “bir göz doktoruna görünsün” söylemine zekice bir yaklaşım gösteriyor ve 2 ayrı göz doktoruna görünerek çektirdiği fotoğrafları paylaşıyor ve gözlerim sağlammış, tavsiyeye uydum, doktora göründüm notu ile aralarındaki polemiğe siyasette özlediğimiz mizahi bir yaklaşım getiriyor.  Bu da siyaseten çok keyifli bir hamle ve örneklerini çoğaltmak gerek.
 Belki Volkan Doğan’ın Kazım Kurt, Akın Sallarel’in de Volkan Doğan hakkında yaptığı açıklamalar eleştiri ve iddiaların içeriğinde ciddi, sert ve hatta detayıyla açıklanması gereken, kamuoyunun cevap beklediği soru işaretleri var. Belki haklılık, haksızlık payları da var o da ayrı bir konu.  
Karacan’a muhalif yok mu?
Pazar günü Eskişehir Milletvekili Harun Karacan’ın 1 yıllık çalışma sürecini değerlendirdiği ve emek verdiği işleri anlattığı toplantıdan bu yana dikkatimi çeken bir husus var.
Bir kere Pazar günü, birçok meslektaşım izinli olmasına rağmen Karacan’ın toplantısına basın mensuplarının gösterdiği ilgi kayda değer.
Toplantıda o kadar gazeteciye rağmen ortaya negatif bir soru ve eleştiri çıkmaması da kayda değer.  Pazartesi’den itibaren hemen herkesçe yapılan değerlendirme ve tespitlere bakınca da aynı izlenimleri, aynı hissiyatı gözlemliyorum. O yazılarda da Karacan ismine karşı ciddi bir takdir, saygı ve tebrik var.
Sonuç itibariyle dikkatimi çeken şey Eskişehir’de Büyükerşen’den tutun da, Ataç ve Kurt’a, Bakan Avcı’dan, Emine Nur Günay’a, görev yapan Valiler’den, kamu da görevli öne çıkmış isimlere kadar herkesin muhalefeti olurken Harun Karacan’a karşı muhalefet emaresinin olmaması.
Demek ki Ak Parti süreci bile sancılı başlayan,  ilk günlerinde kendi partisi içinde bile ciddi bir muhalefet ile karşılaşan Karacan’ın, ETO ve TOBB süreçlerinde bile şehirden muhalifleri olan Karacan’ın artık kimsenin muhalif olamayacağı kadar çok çabaladığı ya da buna malzeme vermediği. En çok ise şehir adına, şehrin çocuğu olduğu için parti ayırt etmeksizin sahiplenildiği gerçeği.
Bu durum o kadar bariz, o kadar net ki, eski muhalifleri bile ses çıkarmanın akilâne olmadığını düşünüyor.
Bu yüzden hafta boyunca yazılanların dışında bir pencereden durum tespiti yapsam bile sonuç olarak bunun bir başarı olduğunu düşünenlerdenim ve geçenlerde yazdığım gibi Karacan’ın çok kısa bir zaman sonra çok daha önemli bir sorumlulukla karşımıza çıkacağına da inanıyorum. Bekleyelim ve görelim bakalım yanılacak mıyız?