Kızmayın bana başlıkta İngilizcesini yazdım diye, ancak bu söz, benim sözüm değil, bu söz aborjinlerin sözü. “Dünyaya nazikçe dokunun” diyor ve aslında yerelin çevreye müdahale konusunda ne kadar duyarlı olduğunu gösteriyor. Aborjinler, Avustralya’nın yerlileri... Amerika’nın Kızılderilileri gibi.. Benim bu köşeden daha önce paylaştığım, Kızılderili reisinin sözünü, Başbakanımız geçtiğimiz haftalarda, yine bu köşede öneminden bahsettiğim Dünya Ormancılık Forumu’nun açılış konuşmasında ifade etmişti: “Bütün ağaçlar kesildiğinde, bütün hayvanlar avlandığında, bütün sular kirlendiğinde, hava solunamaz hale geldiğinde, işte o zaman paranın yenilebilir bir şey olmadığını anlayacaksınız. Umarım sözde kalmaz, ülkemizin her yerine, her kurumuna, her sektöre, her vatandaşına yayılır bu anlayış ve bilinç...
.......................
“Dünyaya nazikçe dokunun” ifadesi, aynı zamanda İngiliz - Avustralyalı mimar Glenn Murcutt’ın tasarım felsefesi... Kendini “mimar ve çevreci” olarak tanımlıyor... Enteresan bir mesleki yaklaşımı var... öyle derin ki... Pritzker ödüllü mimar Glenn Murcutt, çizimlerini hala elle yapıyor, web sayfası yok, tek başına çalışıyor, büyük, gösterişli yapılar tasarlamak ya da gösterişli, lüks malzemeler kullanmak, gökdelenler yapmak yerine, tasarımlarında ve uygulamalarında yerel malzemeler kullanıyor, mümkün mertebe enerjiyi koruyan, çevreyle en uyumlu ve çevreye en az zararı verecek çözümleri arıyor... Ken Yeang… Bir diğer mimar… Bakış açıları Glenn Murcutt ile aynı, çevre dostu, çevreye daha az zarar veren yapılar tasarlamak... Ken Yeang da “ben önce ekolojisttim sonra mimarım” diyor... 2005 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Büyükçekmece’de yer alan gelişme bölgesi için açılan yarışmayı da kazanan Dünya çapında bir mimar... 2008 yılında The Guardian’ın Dünyayı kurtarabileçek 50 insan listesinde, Dünya’nın öncü yeşil gökdelen mimarı diye tanımladığı Yeang, Murcutt’ın aksine gökdelenler, büyük yapılar tasarlıyor... Benim de idolüm olan peyzaj mimarı Ian Mc Harg’ın öğrencisi olmuş.. Mc Harg ise, benim mesleki yaşamımın anahtar kavramı “doğa ile tasarlamak – design with nature” kuramının ve bunun geri planındaki doğaya uyumlu ve doğayı anlayarak planlama yaklaşımıyla aynı zamanda coğrafi bilgi sistemlerinin fikir babası... İşte doğa ile tasarım kuramını ortaya koyan Mc Harg’ın bundan yaklaşık 50 yıl önce Staten Island’ın planlama çalışmasında yerleşime uygun bulmadığı yerler, tam elli yıl sonra geçtiğimiz Ekim ayındaki Sandy kasırgasında yerle bir oldu... Ne öngörü ama... Aslında öngörü değil, doğayı ve dinamiklerini okumak, anlamak... Aslında Dünyayı anlayarak, özelliklerini doğru tanımlayarak, doğru yaklaşımlarla planlamak – tasarlamak.... İşte bütün mesele bu, doğayı tehdit etmemek için doğayı anlayarak yapılan fiziksel planlamalar ve tasarımlar, doğa - afetler tarafından da tehdit edilmiyor... Yani Dünyaya nazikçe dokunuş, beraberinde doğanın sizi nazikçe kucaklayışını getiriyor...
......................
Baktım bana ayrılan sütunların sonuna geldik, bu konuyu bu hafta burada bırakalım, yazımızı toparlayalım. Önümüzdeki haftalarda devam ederiz... Dünyayı daha iyi anlayarak, nazikçe dokunmamızı sağlayacak, yeni bir sismik ekipman geliştirdik. Üniversite – Sanayi işbirliğinin güzel bir örneği... Hisarlar Grup ile Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitü olarak geliştirdiğimiz bu sismik ekipmanın bugün akşam Enstitümüzde, lansmanını ve tanıtım kokteylini yapacağız. Bu ekipmanla yerin yüzlerce metre altını görüntüleme, yeri ve onu oluşturan sistemleri daha iyi anlayarak, afetlerin daha az tehdit ettiği yerleşim yerleri seçimine yardımcı olabileceğiz... Bugün aynı zamanda Ulusal Peyzaj Mimarları Günü... Ian Mc Harg üstadımız ve pek çok peyzaj mimarı büyüklerimizin belirlediği vizyonla, koruma - kullanma dengesi bağlamında daha yaşanabilir, çevreyi daha az tehdit eden yerleşimler oluşturmak, bozulan çevreleri onarmak, bize emanet edilmiş doğal kaynakları ve çevreyi gelecek kuşaklara miras bırakabilmek ülküsüyle hizmet eden tüm meslektaşlarımın gününü kutluyor, ülkemdeki herkese bol yağışlı, ancak yağışların sel olup, can almadığı, can yakmadığı, doğaya can verdiği, hayat verdiği, ilkbahar tadında, keyifli bir hafta diliyorum.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...