Ekonomistler ile ekonomi üzerine kalem oynatan yazarların neredeyse tamamı, bir süredir döviz kurlarındaki baskılamanın bir yerden sonra sonuç vermeyeceğini dillendiriyor. Piyasanın içinde olan, ekonomi çarklarının nasıl döndüğünü bilen küçük esnaf hatta emekli Fatma teyze bile, döviz kurlarının “balon” misali nereden sıksan diğer taraftan patlayacağını bilir.
Ekonomistler ile ekonomi üzerine kalem oynatan yazarların neredeyse tamamı, bir süredir döviz kurlarındaki baskılamanın bir yerden sonra sonuç vermeyeceğini dillendiriyor.
Piyasanın içinde olan, ekonomi çarklarının nasıl döndüğünü bilen küçük esnaf hatta emekli Fatma teyze bile, döviz kurlarının “balon” misali nereden sıksan diğer taraftan patlayacağını bilir.
Resmi rakamlara göre yüzde 50, çarşı pazarda ise yüzde 100 olan enflasyon karşısında parasının değerini korumaya çalışan her yurttaş bir arayış içinde.
Var olan birikimini değerlendirmek isteyen yurttaş ya altın, ya döviz ya gayrimenkul ya da otomobil alıyor.
Sonuçta kar gibi eriyen Türk Lirasında kalmıyor kimse…
Hele bir de 14 Mayıs’ta yapılacak bir seçim olunca, herkeste bir “sonuç bulanıklığı” söz konusu…
Piyasada; bankalar, Merkez Bankası ve döviz büfeleri arasında 3 farklı döviz kuru fiyatı oluştu.
Bankaların döviz alış ve satışı arasındaki makas her geçen gün daha da açılıyor.
14 Mayıs yaklaştıkça dövize olan talepte artış görülüyor.
Bankalarda döviz alım ve satımı arasındaki fark açılınca, serbest piyasa da buna ayak uyduruyor. Merkez Bankasının resmi kuruna göre işlem yapılmayınca bu durum devalüasyona işaret ediyor.
Dövizdeki artışı engellemek adına çıkartılan Kur Korumalı Mevduat (KKM) da pek bir işe yaramamış gibi görünüyor.
Merkez Bankası faizi bir süredir yüzde 8,5'te sabit tutsa da mevduat faizleri neredeyse bir kat artarak yüzde 30’ları geçti.
Kısıtlamaya rağmen kredi faiz oranları yüzde 50’lere dayandı. Seçimlerin ardından faizlerin daha da artacağına olan inanç perçinlenmiş durumda.
Özel bir bankadan örnek vermek gerekirse alış fiyatı 19,39 lira olan ABD Dolarını 20,54 liradan satıyor.
Eskişehir döviz büfelerinde ki sayıları sadece iki tane… Doları 20,30 liradan alıp, 20,90 liradan satıyorlar.
Peki Merkez Bankası’nın döviz kuru nasıl?
Hemen söyleyeyim.
19,37 liradan alıyor, 19,44 liradan satıyor.
Üç farklı döviz fiyatıyla karşılaşan vatandaş, alırken pahalıya, satarken ucuza bozdurmak zorunda kalıyor.
Serbest piyasa, bankalar ve Merkez Bankası kurlarındaki bu farklılık baskılamanın bir yere kadar sonuç verdiğini ortaya koyuyor.
Yani adı konmamış bir devalüasyon kapımıza dayandı.
Hasılı…
Tüm bu olup bitenler…
Kasası boş Merkez Bankası’nda takas paralar sonucu oluşan brüt rezervi gerçekte Türkiye’nin dövizi varmış gibi gösterip yutturmaya kalkışan iktidara ve verdiği vaatlere olan inancın erozyona uğradığını gösteriyor.
İşte olay bu kadar net.