Dört büyük başkan

Eskişehirspor’da yüzler gülüyor. Transfer tahtasının açılmasıyla birlikte camianın yüzü gülmeye başladı. Tahtanın açılmasıyla birlikte birbiri ardına transferler gerçekleşiyor. Öncelikle bu transferlerin küme düşme korkumuzu yok ettiğini söyleyebilirim. Zaten elimizde bulunan kadroyla bile kümede kalabilirdik. Bu eleştirdiğimiz kadromuzla bile kümede kalan son takımla aramızda yalnızca 2 puan fark vardı.
Yeni gelen futbolcuların ise takıma büyük katkıları olacağına eminim. 3’üncü ligin en dibindeyiz. Bulabileceğimiz her profesyonel futbolcu kadroya girip, kuvvetimizi artıracaktır.
Peki nasıl oldu da transfer tahtasını açabildik?
Elbette camia olarak pek çok kişinin bu başarıda payı var. Ben birinci sıraya taraftarı koyuyorum. Bizim yerimizde taraftarı bu kadar inatçı olmayan bir başka kulüp olsaydı o takım çoktan kapanmış gitmişti. Eskişehirspor’u o kadar çok seviyoruz ki, sırf adı yaşasın diye 300 milyon liralık bir borcu ödemeye razıyız.
Bunun dışında Eskişehirspor’un transfer tahtasını açmada dört büyük başkanın payının olduğunu görüyoruz.
 
1’inci Başkan: Erkan Koca 
Eskişehirspor’un çiçeği burnunda başkanı Erkan Koca’nın ayağı uğurlu geldi. Bir önceki yönetimin de Başkanvekili olan Erkan Koca, transfer tahtasının açılmasında büyük emekler sarf etmişti.
Eskişehirspor’un yöneticisi olmak büyük bir sorumluluk almak demek. Ancak başkan olmak farklı. Başkan olduğunuz zaman ateşten bir gömlek giyiyorsunuz. Çünkü taraftar mazeret kabul etmez. Nasıl ki başarısızlıkta bütün fatura kulüp başkanına kesilir, başarıda da alkışı en çok başkanlar hak eder. Taraftar içinden çıkardığı Erkan Koca’ya kocaman bir alkış gönderiyor.
 
2’inci Başkan: Mehmet Şimşek
Erkan Koca başkan olur olmaz sihirli bir değnek sallayarak bütün sorunları çözmedi. Mehmet Şimşek yönetimi transfer tahtasının pek çok dosyasını ya çözdü, ya da ötelemeyi başardı. Kulübün kalebentliğini yapan Mehmet Şimşek her türlü övgüyü hak ediyor. Taraftarın bağışladığı 100 liraların bile hesabını yaptığımız bir dönemde, kulübü ele – güne mahcup etmeyen Mehmet Şimşek, bu büyük başarıda ciddi bir pay sahibi.
 
3’üncü Başkan: Nebi Hatipoğlu
Kulübün eski başkanlarından Nebi Hatipoğlu da büyük bir alkışı hak ediyor. Bazı kişiler, “Kulüp olarak transfer tahtasını açsak ne fark eder? Transferi yapmak için yine para lazım değil mi?” diye düşünüyordu. Böyle düşünenlerin elbette haklılık payı var. Ancak onlar Nebi Hatipoğlu gibi cengaverleri unutmuşlar demek ki. Nitekim Hatipoğlu meydana çıktı ve iki transferin düğmesine bastı. Serdar Sudun ve Tufan Kelleci’nin transfer masraflarını karşılayan Nebi Hatipoğlu’na çok teşekkür ederiz. Umarım eski başkanlarımız kendisini örnek alır.
 
4’üncü Başkan: Zihni Çalışkan 
Zihni Çalışkan’a muhtemelen yakında “Başkan” diye hitap etmeyeceğiz. Zira kendisinin AK Parti İl Başkanlığı’ndan istifa edip, milletvekilliğine adaylığını koyacağını tahmin ediyoruz. Her neyse. Konumuz siyaset değil. Zaten Zihni Çalışkan da siyasetle sporu birbirine karıştırmıyor. Belki de bu yüzden büyük takdir topluyor. Zihni Çalışkan’ın başımızı bir hayli ağrıtan Trabzonspor dosyasını çözmek için nicedir çalıştığını duyuyorduk. Bu başarıda katkısı büyüktür. Tabii Zihni Çalışkan’a teşekkür ederken, Alpan İnşaat’ın sahibi Ali İhsan Alkaş’ı da unutmamak lazım. Büyük bir alkışı Zihni Çalışkan ve Ali İhsan Alkaş’a gönderiyoruz.