Doğru Bakırköy’e!..

Önder Baloğlu

16 Ocak 2015 23:56
A
a
Sütiş Eskişehir
İstanbul’da bir hoca çıkıyor…
Fetva üzerine fetva…
“Atatürk”e en büyük hakaretleri yapıyor. Cuma günlerinin resmi tatil olmasını istiyor.
Şeriat düzenini açıkça davet ediyor ve sonunda basının zorlamasıyla yakalanıyor.
İlk teşhis:
“Akli dengesi yerinde değildir.”
Karar:
“Doğru Bakırköy’e!..”
***
Bilecik’in Söğüt ilçesinde bir molla çıkıyor.
İstanbul’dan gelip, “Atatürk” büstünü balta ile parçalıyor.
Dahası, “ Bir putu ortadan kaldırdım, ruhumu temizledim” diyor.
Doktor değil, zamanın Bilecik Valisi aynı gün teşhis koyuyor:
“Akli dengesi yerinde değil.”
Karar:
“Doğru Bakırköy’e!”
***
Yukarıdaki satırları  “Dokuzuncu Sütun” adlı ilk kitabımızdan aktardık...
232. sayfadaki “Bakırköy” başlıklı yazıdan...
90’lı yıllarda ve her 10 Kasım’da bu tür olaylar yaşanmıştı...
Anıtkabir’i bile ayağa kaldıranlar olmuştu...
Suçlu son anda yakalanıyor ve tutuklanıyor ama, gönderilecek   yer yine aynı:
“Doğru Bakırköy’e!..”
***
Hafta içinde Samsun 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin önündeki “Atatürk” büstü, iddiaya göre rüzgârdan yıkıldı. Bu olay üzerine Facebook’ta, “Yeni Türkiye’nin Yeni öğrencileri” imzasıyla yayınlanan mesajı “Melih Aşık”ın köşesinden ögrendik:
“ Fakültemizin biz Müslümanların yıkamadığı putunu Allah’ın rüzgârı yerle bir etti. Elhamdürillah.”
Nereden nereye... Ama göz göre göre!..
 Peki, “Bakırköy ne oldu?”
“Galiba, sıra bizde!..”

 Gerilim
Ülkenin maddi, manevi, ahlaki ne kadar değeri varsa saldırı altında.. Bu ülke Cumhuriyet tarihinde hiç böyle bir dönem yaşamamıştı.
"Tarihin sıfır yılındayız... Bu hale neden ve nasıl düştük? Soralım kendimize..."
Melih Aşık

Günün Sorusu
Fransa’daki yürüyüş şu soruyu dile getiriyor;
"Bu yürüyüş teröre karşı mı yapılmıştır, yoksa sadece Fransa'daki saldırılara karşı mı?"
Sorunun yanıtı ikinci şık ise, tartışacak fazla şey de kalmıyor…

Kıssa-dan
Dinsel kaynaklı siyasal şiddetin ilacı, bütün dinlere eşit uzaklıkta duran ve inanç özgürlüğünü güvence altına alan "laiklik" ilkesidir...
Emre Kongar

Cuk
Yok efendim neymiş?
"Demekrosi yokmuş..."
"Gugul'a baktın mı ki, böyle konuşuyorsun!"
Kamil Masaracı

Günün İncisi
Bazıları ışığın, bazıları gölgenin  peşine düşer...
T. S. Eliot

Günün Sözü
Boş yere iyi aday aramayın, memlekete en az zarar verecek olana oy verini
Rahmi Turan

Özdeyiş
"Mutlu olmak için ne kral olmaya, ne de sarayda oturmaya gereksinim vardır...

Cumartesi öyküsü
Padişahlar gizli gizli içerdi
“Atatürk”, önemli işlerinin olduğu dönemde ağzına içki koymazdı, örneğin, “Nutuk”u yazdığı dönemde hiç içmedi.
Sofrasında sık sık, Osmanlı padişahlarının sözünü tekrarlardı:
“İçerken verilen ferman ayıkken uygulanmaz!”
Padişahların gizli gizli içtiğini, bir halk adamı olan kendinin saklamadan-gizlemeden içtiğini
söylerdi.
Florya’da denize bakarak içki içmekten hiç keyif almazdı. Yalnız içmeyi sevmezdi.
Bir gün, ünlü yazar “Ahmet Rasim”den dinlediklerini arkadaşlarına anlattı:
“Fahreddin Kerim Gökay”, Asabiye Hastanesi’nde alkoliklere konferans veriyormuş. Konu, içkinin zararları...
Bir ara dinleyicilere sormuş: “İki kovadan birine rakı, birine su doldursak ve bir eşeğin önüne koysak, hangisini içer?” Alkolikler hep bir ağızdan cevap vermiş: “Suyu...”
Dr. Gökay tekrar sormuş :
“Neden?”
Dinleyiciler arasında olan “Neyzen Tevfik” cevap vermiş:
“Eşekliğinden!..”
***
“Atatürk”, bir akşam “Orman Çiftliği”nde kurulan sofrada dostlarıyla otururken gözüne bir köylü çocuğu takılıyor, çağırıp soruyor:
“Biz ne yapıyoruz? “
-Yemek yiyorsunuz..
“Ne içiyoruz?”
-Rakı...
“Peki, söyle bakalım, iki kovadan birine rakı, birine su doldursak ve bir eşeğin önüne koysak, eşek hangisini içer?”
- Rakıyı...
Bu cevaptan sonra “Atatürk”, sesini hafifleterek sofradakilere fısıldıyor:
“Aman neden diye sormayalım!..”

Kardeşim sen deli misin?
Temel, bir elini beline koymuş dalgın dalgın yürüyormuş...
Birinin dikkatini çekmiş. Temel belediye otobüsüne binmiş, eli hala belinde...
İnmiş, yarım saat yürümüş, eli yine belinde...
Kendisini izleyen meraklı adam dayanamamış artık:
"Kardeşim sen deli misin?"
 -Yooo...
"İki saattir seni izliyorum, elin belinde yürüyorsun..."
Temel, şöyle bir üzerine bakmış ve "Vay canına demiş:
"Karpuz düşmüş!"

Büyük ikramiye
Temel’in çeyrek biletine büyük ikramiye çıkmış..
İki hafta sonra, bakkal, kasap ve borçlu olduğu diğer esnaf yolunu kesmiş:
“Dünyanın parasını kazandın, borcunu neden ödemiyorsun?"
Temel, bıyık altından gülmüş:
"Zengin oldu da değişti demesinler diye!"

Öğretmenin şiiri
Şanlıurfa Siverek'de Şehit öğretmen "Metin Gençdal" Ortaokulu'nda çalışan Türkçe öğretmeni    "Ramazan Kutlu"nun yazdığı "Kadın Hakkı" isimli şiir, okul dergisinde yayımlandı.
Şiire bakın:
"Kariyer yapacağım dedin erkeklerle yarıştın..." .
-Çocuk    bakıcıya bıraktın...
"Sen kariyer yapıyorsun, evde bakıcı yüzüne tükürüyor çocuğunun..."
-Tak yüzüğünü be kadın! Evlisin, sevdiceğin var, bakma başkalarına..,
"Peşinden koşuşturma, umut verme, üzme, erekleşme, yarışma, değerini bil. Sen kadınsın..."
Şiirin yayımlanmasına tepki gösteren Eğitim Sen, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne şikâyet etmiş ama...
Öğretmen bu "terbiyevi" şiiri yüzünden ceza almaz, ödül alır...

Günün Şiiri
Üçüncü Köprü
Kayıklar iner kalkar
Üçüncü köprüde gece yarısı
Ay ışığına doğru bir yıldız kayar
Kaybolur
Bir avcı bulur onu geyik ormanında
Torbasına kor eli, yüzü aydınlık
Üçüncü köprüde kayık boşalır
Bir baykuş öter uğursuz mu uğursuz
Fener torbasıyla avcı kaybolur
Üçüncü köprünün batısındaki sokaklar
Gelgeler birbirini iteler
Perdeler aralanır rüzgârlardan
Başlar uzanır fısıltılarla
Kaybolur...
Seyhan İrten (Varlık-1967)

Günün olayı
İnanç için katliam mübahsa, ineği kutsal sayan Hinduların vejetaryenler (et yemezler) hariç...
''Herkesi öldürmeleri gerekir!”

Günün Biberi
Diyanet'in "Hırsızlık ve yolsuzluk günahtır " diyememesi ...
"Yolsuzlukların en büyük kanıtıdır!"
Akif Kökçe
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi