Yaşamın İçinden
Dinlemek.. Dinlenmek
İçinde bulunduğumuz günler de,ses kayıtları havada uçuşmaya başladı..
Başbakan Erdoğan bile yakınıyor:
“Beni de dinliyorlar”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül şikayet ediyor:
“Bende dinleniyorum”
--//--
Gerçi gizlimiz saklımız yok ama, şahsen bende kuşkulanıyorum..
Ev telefonu biraz geç açılsa..
Normalin üstünde cızırtı duysam, hanımı uyarıyorum:
“Aman dikkat galiba dinleniyoruz”
Bu durumu anlattığım arkadaş gülerek şöyle dedi:
“Aklına şaşayım. .”
Ardından da ekledi:
“Bu olaylar yeni değil ki?”
--//--
Dinlenmeyi önlemek için son günlerde:
“Parola ile konuşulmaya başlanmış”
Kimi zaman “salatanın tuzu yok”, kimi zamanda “bozuk para kalmadı” deniyormuş..
Kimi zamanda:
“Müsaitsen geleceğim” diye parola kullanılıyormuş.
Eskiden ”Kapı” dinlenirdi..
Şimdi telefon dinleniyor..
Bakarsınız teknolojide “ yeni dinlenme ve dinleme araçları” çıkar..
Her neyse…
Dinlenmeye ve dinlemeye gizlisi saklısı olanlar hazır olsun..
--//--
Geçtiğimiz hafta iktidar ve muhalafet cephesinden:
“Tutuklu ve hükümlüler için farklı yorumlar yapıldı”
Alınan son bilgilere göre, tutuklulara beş yıl sınırı getirilmiş.
Yani beş yıl tutuklu kalanın durumu değerlendirlerek, tahliye edilecekmiş.
Olur mu olmaz mı bilemiyoruz..
Ama haklı ile haksız nasıl ayrılacak o belli değil..
Dahası yargı yasasında yaşanan sıkıntıların nasıl çözümleneceği konusunda kimse yorum yapamıyor.
Şimdilik her kafadan bir ses çıkıyor..
Hele tahliyeler bir başlasın.
Arkasının nasıl geleceğini izleyeceğiz birlikte..
---//---
Zor günler bekliyor ülkemizi
İlkin yerel seçimler..
Arkasından Cumhurbaşkanlığı seçimi..
Ve son olarak ta ”Genel seçim”..
Şunu görelim.
“Ülkenin huzur ve güvene ihtiyacı var..”
Çünkü “Türkiye’den başka Türkiye yok”
Gözünü “iktidar olma“ hırsı bürüyenler bunu görsünler artık.
Görsünler de ”demokrasiye zarar vermekten vazgeçsinler”..
Günlerin getirdiği
Tepebaşı’nda Ataç var ya
Önceki gün iki arkadaşla Esentepe mahallesine neler oluyor diye dolaştık..Havalar güzel.. Onun içinde vatandaş kahveden çok sokaklarda geziyordu. Tanıdıklar “hayırdır. Seçime mi geldiniz”diye çevremizi sardılar.. Kahveye girip çaylarımızı söyledikten sonra sohbete başladık. Daha biz sormadan vatandaşlar bize sormaya başladılar..Ardından da siyasete geldi söz.. Şunu gördük.. Vatandaş çok şeyin farkında..Değişik partilerden adaylar anlatılırken orta yaşlı bir vatandaş şöyle konuştu” Ağabey sizi tanıyoruz. Tanımadıklarımıza da aynı şeyi söylüyoruz. Bizim adayımız Ahmet Ataç.. Seviyoruz kendisini. Şimdiye kadar bize yakın durdu Makamına gittiğimizde bizi dinledi.. Kapısını hep açık bulduk. Ataç bize karşı hep güler yüz, tatlı dil ile davranıyor. Her zaman yapacağı işlere yapacağım, yapamayacağı işlere yapamayacağım demiştir. Seçimi kaybettiği dönemde aramızda olmuştur. Allah’dan bir şey olmazsa oyumuzu gene “Ahmet Ataç’a kullanacağız” Ardından 25 yaşlarında bir genç şöyle dedi ”Esentepe kendisine değer verenlerin kıymetini hep bilmiş, bilmeye devam edecektir.. Tepebaşı’nda dört aday var.. Bazılarının kahve toplantılarının gidip dinledim.. Samimi olarak söylüyorum.. Ahmet Ataç’tan başkasına kanım ısınmadı..Arkadaşın dediği gibi bizim oyumuz Ahmet ağabeyindir. Yalnız kendimizi değil tanıdıklarımızı da Ataç için yönlendiriyoruz”,
Gerçekten ilginç.. Esentepe’de Ahmet Ataç’a gösterilen sevgi ve saygıyı görünce, söyleyecek bir söz bulamayıp ayrıldık kahveden. Ataç’ı böyle bir sevgiyi insanların yüreğine koyduğu için kutluyorum..
Yıldırım ve Yalçın neredeler?
İkisi de aynı partiden millletvekilliği yaptılar. Ama politika piyasasından çabuk çekildiler bir kenara.. Akranları Yaşar Dedelek MHP’ye çalışırken, DP’den. Milletvekili seçilen Fevzi Yalçın ve Sadri Yıldırım’dan hiç ses soluk çıkmaz oldu. Diğer milletvekilleri politikaya girmeselerde, mensubu olduğu siyasi partiye uğrayıp çalışmalara katkı verirlerken, Sadri Yıldırım ve Fevzi Yalçın’dan ses soluk çıkmayışı, partililerinin dikkatini çekmiş. Uzun yıllar politika yaptıktan sonra köşesine çekilen adı bizde saklı DP’li okurumuz arayarak ”Minnet borcu denir ya, Sadri Yıldırım ve Fevzi Yalçın’nın DP’ye minnet borcu yok mu?. Bu parti onları milletvekili olarak Ankara’ya göndermedi mi?. Neden bir gün partiye uğramazlar: Neden gençlere destek vermezler. Doğrusu garibime gidiyor. CHP’li Murat Kahyaoğlu ve Münir Sevinç’i partilerinde görünce Yalçın ve Yıldırım aklıma geldi. Köşenizde değinir misiniz” dedi.. Okurumuza teşekkür ediyoruz.. İlginç gerçektende.. Eskişehir’de DP’nin çalışmalarını duyuyoruz. Ama aralarında ne Fevzi Yalçın var, ne de Sadri Yıldırım.. Bakalım bu yakınmadan sonra kendilerinden ses gelecek mi?..