Arif Anbar yazdı
Şu kömürlü termik santral meselesi ortaya çıktığından bu yana hop oturuyor hop kalkıyor, deyim yerindeyse diken üstünde bekliyoruz.
*
Eskişehir’de kurulması planlanan garabet niteliğindeki kömürlü termik santrale…
Yurttaşlarımız “hayır” diyor.
Yerel tabanlı sivil toplum kuruluşlarımız “hayır” diyor.
Yurt geneline hakim olan çevre örgütlerimiz “hayır” diyor.
*
Dahası…
Söz konusu santrale ilişkin hazırlanan ÇED raporundaki çarpıklık ve santralin insana ve doğaya getireceği zarar nedeniyle…
Belediyelerimiz, Eskişehir Baromuz ve kişisel olarak yurttaşlarımız, mahkemede hukuk mücadelesi veriyor.
*
Ve hem toplumsal hem de hukuksal olarak, kömürlü termik santrale karşı bugüne kadar gerçekleştirilen mücadelenin başarılı olduğunu ifade edebiliriz.
*
Eskişehir dinamikleri ile ülke genelindeki çevre örgütlerinin birleşik bir biçimde mücadele ettiği kömürlü termik santral meselesi, tekrar gündeme geldi.
Niye?
Çünkü bugün yapılması planlanan santral ihalesi, 7 Şubat 2019’a erteledi.
Böylelikle ihale, beşinci kez ertelenmiş oldu.
Dahası, AK Parti hükümetinin yüz günlük icraat programında yer almasına rağmen ertelenen bir ihale bu.
*
O zaman…
Bu noktada, iki sonuç çıkıyor ortaya.
İlki şu…
Yatırımcı bulunamıyor.
İkincisi ise şu…
Eskişehirlinin tokadından korkulduğu için yerel seçimler bekleniyor.
*
Nedeni her ne olursa olsun, şunu bir kez daha söylemek isterim ki…
Bu santral…
İnsan sağlığını tehdit edecek.
Doğanın dengesini bozacak.
Eskişehir’in çağdaş yapısını derdest hale getirecek.
*
O nedenle…
Bir daha açılmamak üzere bu konu kapatılmalı.
Eskişehirli yurttaşlarımızın da rahat bir nefes almaları sağlanmalı.
Rezalet!
TCDD tarafından, tren yolunun yer altına alınmasıyla birlikte, nefes alabileceğimiz çok geniş bir alan kazandı kentimiz.
Oraya, harika bir yeşil alan yapılabilirdi.
Ancak ne yapıldı?
Tam manasıyla beton bir alan inşa edildi.
*
Niye böyle oldu?
Hani, TCDD’yi AK Parti hükümeti yönetiyor ya…
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ise CHP’li Yılmaz Büyükerşen tarafından yönetiliyor ya…
Hah, işte o nedenle TCDD, o alanı belediyenin yapmasına izin vermedi, gitti milyonlarca lira harcayarak kendisi yaptı.
Deyim yerindeyse betonu döktü ve çekip gitti.
*
Çekip gitti diyorum.
Çünkü…
Büyük paralar harcayıp aydınlatmaktan aciz lambalar diktiler, bir bölümü yanmıyor, kimse ortada yok.
Çünkü…
Bazı alanlara cam döşediler, camlar büyük oranda kırıldı, kimse ortada yok.
Çünkü…
Çöpten burnumuzun direği kırılıyor, kimse ortada yok.
Çünkü…
Üç-beş çiçek, biraz çimen var, bakımsızlıktan berbat olmuşlar, kimse ortada yok.
*
Geçen günlerde Orhan Demir abimiz sosyal medya hesabından paylaştı.
TCDD, kırılan camlara çare bulmuş!
Gitmiş, camları kaldırmış boşluklara beton dökmeye başlamış iyi mi!?
*
Berbat olan hat boyu, daha da rezalet bir hal almaya başladı anlayacağınız.
*
Yani…
Koca bir alanın beton olduğuna mı yanalım…
Alandaki kafeteryaların mafyavari kişilere verildiğine ve bununla bağlantılı olarak kentimize yakışmayacak olaylar yaşandığına mı yanalım…
Ortalığın pis, zaten minik olan yeşil alanın bakımsız, aydınlatmaların yanmadığı bir alan haline geldiğine mi yanalım…
Milyonlarca liranın boşa harcandığına mı yanalım…
*
Biz anca yanalım...
Gaye Usluer’in analizi
Geçtiğimiz günlerde CHP Parti Meclis Üyesi ve 25. 26. Dönem Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer’in Twitter’da yaptığı bir paylaşım dikkatimi çekti.
*
Yerel seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde, Usluer’in yaptığı o paylaşımı manidar bulduğumu söyleyebilirim.
Öte yandan, geniş bir biçimde işlenmesi gereken bir konunun, kısa analizi olarak değerlendirdiğimi de söylemek istiyorum.
*
Usluer’in o paylaşımını size aktarıyor ve bu bölümü kapatıyorum:
LİYAKAT VURGUSU
“Siyasi partilerin görevi ‘ehil insanları yetiştirmek.’ Bunun için yerel yönetim okulları oluşturulmalıdır. Bu eğitimler aracılığıyla siyasal kültür oluşturulmalıdır. Yerel yönetimlerin kişilere endeksli hale gelmesi, bazı kişilerin yokluğunda yerel yönetimlerin kazanılamayacağı algısının yerleşmesi, siyasi partileri kısırlaştırır, karar alma süreçlerinde hatalara neden olur. Siyasal partiler liyakat ve temel ilkeler çerçevesinde siyasal kültür oluşturmalı, yanlışlardan ders çıkartılmalıdır. Bugünü anlamaya çalışmak, olası bir başarısızlık durumunda ne olacağını iyi hesaplamak çok önemlidir.”
#BenimOyumEskişehirspora
Önceki gün Twitter’da, #BenimOyumEskişehirspora isimli ciddi bir kampanya gerçekleştirildi. Dün, şu an okuduğunuz yazıyı kaleme alırken 33 bin Tweet atılmıştı. Ancak hedeflenen 26 bin Tweet’ti. Hedefe ulaşılmakla kalınmamış, hedef ciddi oranda aşılmıştı. Belki 33 bin Tweet de aşılmıştır. Dedim ya, sütunlarımı doldururken 33 bin Tweet atılmıştı.
*
Her neyse…
Atılan Tweet’lere yetişmeye çalışıyor, tek tek okumaya gayret gösteriyordum önceki gece.
Bir Tweet, beni gerçekten çok etkiledi.
Tanıdığınız bir isim attı o Tweet’i.
Çok duygusal, bir o kadar da akıllıca hazırlanmış bir metin olduğunu ifade edebilirim.
*
Eskişehirspor Taraftarlar Birliği Başkanı Murat Diri’nin Tweet’inden bahsediyorum.
İşte, Diri’nin o Tweeti’i:
“Ülkücüsü ‘çocuklar inanın’ diyorsa…
Solcusu Mehter Marşı’nda kendinden geçiyorsa…
Ateisti “haydi haydi haydi Allah aşkına” diye bağırıyorsa…
Unutmayın, sebebi Eskişehirspor’dur!..”
*
Sizce de çok anlamlı değil mi?