Sadi Seda yazdı
Mide problemim nedeniyle son bir aydan beri Eskişehir Devlet Hastanesine gidip geliyorum.
Hastane karınca gibi hasta kaynıyor!
Eskişehir’de 5 özel hastane var.
Devlete ait ise Yunus Emre Devlet Hastanesi, Eskişehir Devlet Hastanesi, Fizik Tedavi ve Ruh Sağlığı Hastalıkları Hastanesi ve Askeri Hastane olmak üzere dört adet hastane var..
Birde bu hastanelere bağlı semt poliklinikleri var.
Buna rağmen özel hastanelere gittiğimde de görüyorum.
Devletin hastanelerinde.
Sanki Eskişehir’in yarısı hastanelere akın etmiş.
Özel Hastanelerin açılmasıyla hastaların aldıkları sağlık hizmeti kalitesi daha da arttı.
Yıllar önce Devlet Hastanelerinde muayenene olmak için geceden numara sırası kuyruğuna geçerdik.
Özel Hastaneler açıldıktan sonra rekabet edebilmek için devlet de giderek hastanelerde ister istemez modernizasyona girdi.
Bu arada geçmişte branşlarda 2 en fazla 3 hekim görev yaparken, bugün hekim ve poliklinik sayıları da arttı.
Telefonla veya internetten randevu almasını beceremeyenler de hastanelere geldiklerinde de sıra numarası alarak muayene olabiliyorlar.
Hastanelerin fiziksel alanları genişletildi.
Doktor muayene odalarının önlerine sekreter konuldu.
Hatta yaşlı ve engelli hastalara yardımcı olmak, onların hastane içerisinde kapı kapı gezmemeleri için özel sekreterler çalıştırılmaya başlandı.
Hasta hastaneye adımı atar atmaz ihtiyaç duyduğunda bu görevlilerden yardım alabilmekte.
Tıpkı Özel Hastanelerde olduğu gibi…
Artık Devlet Hastanelerinde “bugün git, yarın gel” dönemi kapandı.
Tetkikler, tomografi, röntgen v.s. gibi işlemler için de 2-3 ay sonrasına gün verilmiyor.
Ancak Eskişehir Devlet Hastanesi bulunduğu yerde sıkıştı.
Yunus Emre Devler Hastanesi’nin bahçesine modern yeni bir hastane binası yapılıyor.
Büyük ihtimalle bu yılsonuna kadar tamamlanacak.
Tamamlandığında Tepebaşı İlçe sınırları içerisinde yaşayanlar daha rahat belki de randevu aldığı saatten 15 dakika önce hastaneye gelerek muayene olabilecekler.
Odunpazarı İlçesi içerisinde ikamet edenler ise eski Devlet Hastanesinden biraz daha sıkışık halde hizmet almaya devam edecekler.
Yıllar önce yapılmış.
Bugün ne kadar içerisinde iyileştirme yapsanız da, hastanenin oturduğu alan belli olduğu için bu çok fazla göze çarpmıyor.
Tamam 71 Evler Mahallesinde bir kampus hastane inşaatına başlandı.
Ancak Orhangazi Mahallesindeki bir hasta 71 Evlerdeki hastaneye gidinceye kadar yarım günü geçer.
Eskişehir Devlet Hastanesi bugünkü haliyle belki bir 10 yıl daha hizmet verir.
Ancak 10 yıl sonra hastane binası iyice yaşlanmış olacağından hizmet verme kapasitesi de ister istemez düşecek.
Ayrıca deprem yönetmeliğine de uygun değil.
Eskişehir Devlet Hastanesi’nin bahçesinde yer var.
Birkaç yıl içerisinde olmaz belki ama.
İlerleyen yıllarda hastanenin yenilenmesi, deprem yönetmeliğine göre yeni bir hastane binası yapılırsa Eskişehir çok uzun yıllar sonrasında bile sıkıntı yaşanmadan hasta kabulünü sürdürürler.
Uzun yıllar sonra Yunus Emre Devlet Hastanesi ile Eskişehir Devlet Hastanesi ne gidenler şaşırıyorlar.
“Acaba bu hastaneler de mi özelleşti” diyerek.
Devlet Hastanelerinin Özel Hastaneler gibi hizmet vermeye başlaması hükümetin belirlediği kalite standartları gereği.
Ancak bu standartları da hayata geçirmek, hastanelerin tüm sıkıntılarını çözmek, ihtiyaçlarını karşılamak, kaliteli, konforlu hizmet verebilmesi daha çok yöneticilerin becerilerine kalıyor.
Eskişehir’de bunu beceren isimlerin başında Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Fidan geliyor.
Hüseyin Fidan, Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğinde birlikte görev yaptıkları ekibi ile Devlet Hastanelerin yöneticileri, başhekimleri, müdürlerinin de gayretleri üzerine eklenince çarkın zincirleri sorunsuz çalışıyor.
Bu nedenle Eskişehirliler şanlı.
*-********
Sana rağmen
Hayat bazen garipliklerle doludur. Bize içinde bulunduğumuz günü unutturacak kadar garipliklerle hem de.
İçimizi acıtanda o acıyı geçirecek olanda hep aynıdır…Dönüp dolaşıp hep aynı kişiye açılır kapılarımız..
Yanılgılarımız, yangınlarımız, yalnızlığımız hep aynı kişiye yöneliktir aslında…
Bazen söylemeden yazdığımız cümleler bazen iç sızısından damlayan hüzünler…
Evet! Hepsi aynı kişiye…
Nedenler ararken nedensiz sevmek bazen…
Düşlerden kopmayan koparılamayan bir parça gibi…
En dibe vurulmuş bir hal gibi…
Dönüp dolaşıp çarptığımız yalnızlığımız gibi…
Onu sayfalara dökerken çağla gözlerinden muhteşem tebessümüne kadar virgül ve gibilerle sıralamak hayatın en güzel işi olsa gerek…
Söylenmemiş sözlerimdeki acılarımla seviyorum seni…
Belki biraz kırık biraz eksik ama kabul et sende bana tam değildin…
Yanındayken bile uzaktın bana…
Elimi uzatacağım anda soktun bütün boşlukları aramıza…
Ben her daim sessiz çığlığımla seni sevdiğimi haykırırken sen her daim uzak kalmaya çalıştın…
Ummadığım anda üzerimde yakaladığım bakışların bağladı beni sana…
O anda nedenlerim oldun…
Milyonlarca neden ve niçinlerle hep sana dair sorularıma sende cevap aradım…
Fakat birinin bile cevabını bulamadım…
İşte o anda anladım…
Hayat üç şıktan ibaretmiş sevdiğimiz kişi için..
“Onunla ya da onsuz”.
Ya da ona rağmen.
Veya ona dair…
İşte hayat sevdiğin kişi için bu şıklardan birini yaşamakmış…
Sensiz her zaman yaşadım… Sensizken sana daircide yaşadım…
Şimdi ise sana rağmen yaşıyorum…
Sözsüz, duygusuz, hissiz….
(alıntı)