Yeter ki kullanma tarihi geçmeden basmasını bilelim...
"Demokrasi Tramvayı da öyle!"
***
Yıl 1996...
Tayyip Erdoğan konuşuyor:
"Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz..."
Yıl 2006...
Tayyip Erdoğan konuşuyor:
"Türkiye'de bir İslam Devrimi olmaz, çünkü Türkiye modern bir İslam Devletidir..."
Bir gezi sırasındaki soruya gülümseyerek bu yanıtı vermişti...
Çünkü, işler sessiz ve derinden nasıl olsa yürüyordu...
Dinci kadrolaşmadan, okullardaki tesettür defilelerine, Diyanet’e verilen binlerce kişilik kadrodan "asker imam" uygulamasına kadar sayısız başarılı icraatlar gerçekleşmişti. ..
Aynı günlerde gazetelerde çıkan "Çarşamba Sokakları"na bakarken çok düşünmüştük...
"Acaba burası İstanbul mu?"
Yoksa..
"Tahran'da bir sokak mı?"
***
Yıl 2015...
Tayyip Erdoğan konuşuyor:
"Din doğruları emrediyorsa bunun karşısında mı duracaksın? İki ayyaşın yaptığı yasa muteber de inancın emrettiği bir gerçek niçin olay haline geliyor?"
Demokrasi tramvayı gidiyor...
Ama bir ışık görünüyor tünelin ucunda...
"Kararıp sönüyor, kararıp sönüyor!"
İçindekiler uyarıyor olmalı...
"Yoksa son durağa mı geliyor?"
***
Yıl 2015...
Tayyip Erdoğan konuşuyor...
Ama artık AKP’nin Genel Başkanı ve Başbakan değil, Cumhurbaşkanı…
“Farketmez!” diyor yine konuşuyor…
7 Haziran’ın “son kullanım tarihi” olduğunu “Galiba, herkes biliyor artık..”
Anti kahramandan, kahraman!
CHP lideri "Kemal Kılıçdaroğlu", artık bir başbakan adayıdır.
"CHP seçimi kazanıp iktidar olur mu?"
Bunu şimdiden kestirmek olanaklı değil ama..
"Büyük bir umut yaratılmıştır..."
Ne olursa olsun, CHP'ye, CHP örgütlerine yeni bir ruh, yeni bir heyecan, yeni bir ivme kazandırdığı gerçek...
Ona "Gandi Kemal" adını halk taktı.
Nasıl oldu bu?
Sakin tavırları, bağırmadan konuşması, sıradan giyim kuşamı ile pek çok kişiden, farklı bir politikacı
7 Haziran seçimlerine de iyi hazırlandığı ayrı bir gerçek...
Hele hele şu emekliler için "iki maaş ikramiye" sözü var ya...
"AKP'yi titretiyor doğrusu!" İşin başında, "Pırıltısı, karizması yok, bürokrat kılıklı bir politikacı lider " olamaz eleştirileri alan bir "anti kahraman" nasıl birdenbire "kurtarıcı bir kahramana" dönüştü?
Denebilir ki, CHP Genel Başkanlığı çok önemli bir makamdır... Ama "Kılıçdaroğlu" olayında süreç tersine işlemiştir.. Makam kişiyi kahramanlaştırmamış, kişinin kahramanlaşması o makama gelmesine yol açmıştır...
Artık kendisinden beklenen...
"Gerçek bir kahraman olmasıdır..."
Karadeniz'deki büyük villa
Temel ve Cemal gece kulübünde kafa çekmeye başlamışlar. Temel, arkadaşına barda oturan güzel sarışını gösterip "Ben bunu şimdi tavlarım" demiş ve kadının yanma gitmiş:
"Birlikte çıkabilir miyiz?" Kadın, "BMW araban var mı?" diye sormuş.
-Yoook!
"Karadeniz'de iki katlı, geniş bahçesi olan bir villan var mı?"
-Yoook!
"Bankada yüksek miktarlı bir hesabın da yoktur herhalde?"
-Yoook!
"Çek arabanı o zaman!"
Temel arkadaşının yanma dönmüş:
"Ula Cemal, benim Limuzin'i sana versem senin BMW’ yi bana verir misin?"
"Havada karada" demiş Cemal...
"Helal be " demiş Temel:
"Bunu hallettik de, acaba babama Karadeniz'deki villanın üçüncü katını nasıl yıktıracağız?"
Onun hocası kimdi?
Sert tarih hocası Şakir'i sözlüye kaldırmış ama öğrencisi soruları yanıtlayamamış...
Öğretmen bağırarak, "Büyük İskender senin yaşındayken dünyanın yarısını fethetmişti" demiş.
Şakir bu sözün altında kalmamış:
"Normaldir efendim, onun hocası Aristo’ydu..."
Scott kovuldu!
Avustralya'da Anzar gününde parlak kutlamalar yapıldı. Hükümet televizyonlar ve basın sürekli bu konuyu işledi.
İlk bakışta atalarına sahip çıkan barışçı bir ülke manzarası var. Ancak bu tantanalı kutlamalar, sosyalistlere göre, militarizmi canlı tutmak, gençlerdeki savaş karşıtı ruhu öldürmek, ülkeyi üçüncü dünya savaşına hazırlamak amaçlıdır... Devlet televizyonu SBS'nin deneyimli spor gazetecisi "Scott Mcıntire" aynı fikirdedir. 0 gün savaşı kınayan Tweet'ler atıyor. Örneğin : "Avustralya'nın kavgalı olmadığı bir ülkeyi işgalini yüceltmek bütün çağdaş değerlere aykırıdır" diyor.
Bu Tweet 33 Din destekçi buluyor ve aynı gün "Mcıntire" işinden atılıyor.
Yarısı Çallı’nın payı...
Mazhar Osman, bir gün elinde kiloluk bir rakı bulunan file ile "Neyzen Tevfik"e rastlamış ve sormuş:
"Eskiden yarım içerdin, şimdi kiloluk mu içmeye başladın?"
Neyzen, "Hayır efendim" demiş: "Yine yarım içiyorum. Bunun yarısı Çallı İbrahim'in, birlikte içeceğiz..."
Mazhar Osman, "Senin payını dök, Çallı’nınkini birlikte içersiniz" deyince de "Mümkün değil" yanıtını yermiş Neyzen:
"Benim payım şişenin altında!.. "
Cuk
Yaşam satranç oyununa benzer...
Çoğu kez "şah" dersin ama..
"Bir kez mat edersini”
Balthör
Günün İncisi
Bütün danışmanların en akıllısı olan "zamanı" bekle...
Pericies
Günün Balı
İskeletin biri bara girip, "Bana bir bardak bira lütfen" demiş ve eklemiş:
"Bir de yer bezi...”
Balthör
Günün Sözü
Bir adamın büyüklüğü, düşüncelerinin gücünde yatar.
Pascal
Özdeyiş
Özveri bataklık gibidir.
Çoğu kez vereni de içine çeker!
Hanri benazus
Günün Şiiri
Alın üstüne
Akşamlarda seviler yanar alın üstüne
Acun unuttuk masallar gibi titrek
Dost yüzlü ağaçlarda son cıvıltı
Zamanın uğultusunda sızar gider
Akşamlarda seviler ağlar morun üstüne
Bir özgür yaşantı tutturur denizler
Dağlardan kopup gelen bu istek
Nedenlerin burukluğunda acır gider
Akşamlarda seviler coşar kızın üstüne
Alımlı gözlerin aydın tutsaklığımı söyler
Sen kutup adalarından gelmişsin
Susamışlara yosunsu göklerin dalar gider
Bedrettin Cömert (Varlık-1959)
Günün Olayı
Diyanet İşleri, çocuk sayısından kürtaja kadar her konuda fetva veriyor…
Bir günde memleketteki şu dizboyu hırsızlıklar, yolsuzluklar, uğursuzluklar için fetva verseler...
Günün Biberi
Alman gazeteciler, Türkiye'deki tutuklu gazeteciler için "dehşet verici" sözünü kullanmışlar...
Üstelik onlar büyüklerinden Nazi Almanyası'ndaki faşizmi dinlemiş kişiler...
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...