Okuldan döner dönmez açardık sayfasını:
"Karaoğlan bugün ne yapmış?"
"Kimi yatırmış, kimi sevmiş?"
Oysa, rahmetli babamız "Çetin Altan" için alırdı gazeteyi...
Biz de hâlâ "Çetin Altan" ve oğullarını okuyoruz...
"Acaba bugün kime göz dikmişler?"
"Kimi yatırıp kimi sevmişler!"
***
Yine büyük usta "Cüneyt Arcayürek" toprağa verilirken "Cumhuriyetin manşetindeydi "Çetin Altan..."
Yaş günü mesajı yer alıyordu...
88 yaşına basarken şöyle diyor:
"Artık anlaşılıyor ki ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan torunlarımıza bırakmayı hayat ettiğimiz ülke bu değildi.”
Biz de yeni öğrendik...
"Arcayürek"i 19 yaşında gazeteci olmaya teşvik eden "Çetin Altan" olmuş...
Birlikte "Ulus" gazetesinde muhabirliğe başlıyorlar...
Yıl 1947...
Aradan tam 68 yıl geçmiş...
Arcayürek yaşamdan ayrılırken...
"Altan demokrasi özlemi çekiyor..."
***
Yıllarca yazıp-çizen bir büyük ustadan böyle sözleri duymak...
"Umutsuzluğa itiyor insanı!.."
Kendinize yakıştırmaya çalışıyorsunuz...
Üç-beş hesap yapıp, torunlarınızı göz önüne getiriyor, aynı duyguları...
"Daha bir hüzünle yaşıyorsunuz!”
Ne güzeldi o "Akşam" gazetesi...
Baba "Çetin Altan"ı okurken,"Karoğlan"ı izlemek aile içinde küçük bir "demokrasi" örneği değil miydi?
Düşünüyoruz da...
"Acaba demokrasiye dünden daha mı yakınız, daha mı uzak?"
Cumartesi öyküsü
Dilenci kılığındaki büyük bilge
Bir zamanlar bir delikanlı bir bilgeye öğrenci olmak istedi...
"Bana öğrenci olmak zordur" dedi bilge:
"Korkarım sen bunu başaramazsın..."
Fakat genç kararlıydı...
Kendisinden ne isterse yapmaya hazır olduğunu söyledi... Bilge de ona manevi yoldaki ilk görevini verdi:
"Bir yıl boyunca, seni kim kızdırmaya çalışırsa ona bir lira vereceksin..."
Delikanlı denileni yaptı ve tam bir yıl boyunca kendisini öfkelendirmeye çalışan insanlara para verdi...
Bir yılın sonunda genç tekrar bilgeye geldi ve bundan sonra verilecek göreve hazır olduğunu bildirdi...
"Önce şehre git ve bana biraz yiyecek al" dedi bilge.. Genç yanında ayrılır ayrılmaz, bilge dilenci kıyafetine bürünüp, sadece kendisinin bildiği kısa bir yoldan gençten önce şehre ulaştı...
Gencin geleceği yola oturdu ve onu beklemeye başladı... Bir süre sonra delikanlı göründü... Tam yanından geçerken, dilenci görünümündeki bilge ona hakaret etmeye başladı... Başkalarının duyacağı kadar yüksek sesle, onun ne kadar aptal göründüğünü söyledi... Fakat gençte hiçbir işaret yoktu... Tam aksine "Ne kadar harika" diye karşılık verdi:
"Tam bir yıl bana hakaret eden herkese para ödemek zorunda kaldım. Şimdi tek kuruş ödemek zorunda değilim... "
Bunun üzerine bilge, üzerindeki dilenci giysisini çıkardı ve gence dönerek şöyle dedi:
"Başkalarının ne dediğine aldırış etmemeyi başaran bir kişi, bilgelik yoluna adım atmış demektir..."
Kim öptü, tokat kime?
Soğuk savaş yıllarında Orta Avrupa'da bir tren kompartımanında genç ve güzel bir kız, yaşlı bir kadın, çalımlı bir Rus subayı, bir de Polonyalı genç birbirini tanımayan bu dört kişi birlikte seyahat ediyorlarmış...
Sessizce herkes birbirini süzüyor, bazen de pencereden dışarı bakıyorlarmış. Birden tren tünele girmiş. Ortalığın kararmasıyla bir öpücük sesi, ardından da şiddetli bir tokat duyulmuş!
Tren tünelden çıktığında Rus'un yanağında şamarın kıpkırmızı izini görmüşler. Herkes şaşkınlıkla içinden düşünüyormuş...
Yaşlı kadın,"Aferin kıza" demiş:
"Her kuşun eti yenmez!"
Rus subayı, "Şu işe bak!" diye hayıflanıyormuş:
"Kızı Polonyalı öptü, şamarı ben yedimi" Kız da şaşkınmış, "Rus herhalde beni öpmek istedi. Yanlışlıkla yaşlı kadını öpünce tokadı yedi salak!"
Polonyalı ise içinden kıs kıs gülüyormuş:
"Amma oyunda hal Elimin üstünü öptüm, sonra da bastım Rus'un yanağına tokadı!"
Güzellik salonu
Temel akşam eve gelmiş, bakmış eşi Sümbül evde yok...
Bir saat sonra gelmiş Sümbül ve Temel hemen atılmış:
"Neredeydin?"
"Güzellik salonuna gittim" demiş kadın...
Temel, şöyle bir baktıktan sonra karşılık vermiş:
"Peki ne oldu? Sıra sana gelmedi mi?"
Günün Sözü
Elmas yontulmadan, insan da yanılmadan mükemmel olamaz...
J. Jenkins
Cuk
Yeni asgari ücret zammı sahibinden satılıktır. Kredi kartı kabul edilir...
Kıssa-dan
Kendini -ulusuna hizmet etmeye adayan siyasetçiye "Devlet Adamı" denir.
Ulusun kendisine hizmet etmesi gerektiğini düşünen devlet adamına ise "siyasetçi..."
George Pompidou
Günün Balı
İnsan hayatının bir döneminde kandırılır, diğer döneminde ise kandırır.
Yani dünyaya "kuzu" olarak gelir, "tilki" olarak gider...
Voltaire
Biraz izin dileği ile
2015’in son dört ayında bir kısmı da hastanede olmak üzere rahatsız günler geçirdik...
Ama yazılarımızı aksatmamak için çaba gösterdik...
"Tedavi ve dinlence" için bayram' sonuna kadar izin lütfen...
MHP hızır gibi!
"Melih Aşık" yorumlamış:
- Devlet Bahçeli'nin son dakika manevrasıyla...
Meclis Başkanlığına AKP'li İsmet Yılmaz seçildi...
MHP, taa 1970'lerdeki MC hükümetlerinin genetiği ve tarihsel misyonuyla hareket etmeye devam ediyor... AKP ne zaman dara düşse, MHP ve Devlet Bahçeli hızır gibi yetişiyor...
Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçilirken, "4+4+4" görüşmelerinde de bu işbirliği taze meyveler vermişti.
AKP ile MHP bir koalisyon mu kuracaklar?
Yoksa erken seçime mi gidilecek?
Ancak Saray, koalisyonu veya azınlık hükümetini istemiyor. " Merak... Seçmeni MHP'ye AKP'ye koltuk değneği olsun diye mi oy veriyor?"
Günün Şiiri
İstasyon köpekleri
İşi gücü beklemek trenleri Saatlerce
Öpüşenleri, ağlaşanları görmek
Ağzını açmak vagon pencerelerine
Kapmak ne düşerse, et-kek
Döneceği yol belli
Kuyruğu kısılsa da ayağı kesilse de
Geleli başkalaştı tüyü
Sivri dişlerine göre değil
Neylesin köyü, kızıyorum
Her köpek öder yediğini
Ulur hırsızlıklara, karanlıklara doğru
Tren gelsin, tren gitsin
Bu istasyon köpeğinin zoru...
O.Kazım Atak (Varlık-1959)
Günün Olayı
İlkeli siyaset "budur! "HDP'yi desteklerse Baykal'a oy vermeyiz" diyen MHP, PKK'ya açılım yapan AKP'yi iktidara taşıyor...
Akif Kökçe
Günün Biberi
Bu nasıl teknolojiyse sabahtan akşama kadar her yerde "x-ray"den geçerken, hastanelerde röntgen filmi için aylar sonrasına gün veriliyor!
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...