Günün Sözü : Bazı insanlar vardır, mümkün olmayan şeyleri başarmak için bütün ömürlerini verirler. Fakat mümkün olanı yapmak için bir dakikalarını harcamazlar. - Nüvit Osmay
Dedem diyor ki: Ne garip, aklı yavaş olanlara değil de ayağı yavaş olana, yüreği kör olana değil de gözü kör olana acınır. - Halil Cibran
15 Temmuz darbe girişimin üzerinden 6 gün geçti. Hala insanlar üzerlerindeki 15 Temmuz gecesi yaşadıkları gerilimi atamamışlar…
Kiminle konuşsam darbe girişiminin etkisi altında kaldıklarından geceleri uyuyamadıklarını söylüyor…
Nedeni ise;
“İkinci bir darbe girişimi gerçekleşirse başıma bir iş gelir mi?”
Bence bu saatten sonra ikinci bir girişim falan olmaz…
Bakın başarısız darbe girişiminden sonra yaşananlara…
15 Temmuz gecesi insanlar TRT’de silah zoruyla yayımlatılan sahte bildiriyi duyar duymaz daha ne cumhurbaşkanı ne de başbakan “sokaklara çıkın” demeden çoktan sokaklarda idi…
Boğaz Köprüsü’nde Anadolu’dan Avrupa’ya geçişi engellemek için sıralanan ve köprüden Anadolu yakasına hareket halinde olan tankların önüne yatanlar veya üzerine çıkarak ilerlemesini engellediler…
Darbe girişimcileri halkın bu tür tepkisiyle karşılaşacaklarını hiç ama hiç beklemiyorlardı…
En son 36 yıl önce yaşanan 12 Eylül darbesindeki insanların korkularından kuzu kuzu evlerine saklanacaklarını sandılar…
Ama darbelerden çok canı yanan, kesintiye uğrayan demokrasilerden dolayı ülkenin olması gereken yerde olmadığının bilincinde olan insanlar, sokaklara dökülerek “kuzu kuzu” evde oturmayacaklarını gösterdi…
HÂLÂ “SENARYO”
DİYENLER VAR
Hala birileri 15 Temmuz gecesi bastırılan darbe girişiminin bir senaryo olduğunu söylüyor…
Hala birileri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık yolunu açmak için böyle bir yöntemi tercih ettiğini konuşuyorlar…
Böyle düşünen insanlar herhalde darbe girişimini duyduklarında akıllarını yemiş olabilirler…
Cumhurbaşkanın Marmaris’te kaldığı otelin bahçesine içerisinde özel yetiştirilmiş silahlı askerler indiriliyor…
Bu askerler cumhurbaşkanın otelden ayrıldığını bilmediklerinden silahlı baskın yapıyorlar…
Bu baskın sırasında cumhurbaşkanın yakın koruması askerle giriştiği çatışma sonrası ölüyor…
Başbakan İstanbul’dan Ankara’ya uçakla gelecek…
Ancak havada kalkış izini olmayan silah ve bomba yüklü uçaklar cirit atıyor…
Cumhurbaşkanı ile başbakanın uçaklarını havada vuracaklar…
Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanlığına ait özel uçağının pilotları uyanıklığı sayesinde İstanbul Atatürk Hava Alanına inmeyi başarıyor…
Başbakan Binali Yıldırım ise, havayolunun taşıdığı güvenlik riski nedeniyle karayolu ile Ankara’ya hareketi tercih edildi…
Başbakan'ın içinde bulunduğu konvoy Ankara yolundayken, Başkent'teki çatışmaların artması üzerine konvoyun güzergâhı değiştirilerek Kastamonu'ya geçme kararı alınıyor…
Başbakan ve beraberindekiler Ilgaz yakınlarındaki bir karayolu şantiyesinin idare binalarında 1,5 saat kadar mola veriyor…
Başbakan Yıldırım, bu süre içinde sürekli olarak Ankara'dan bilgi alıyor, gelişmeleri yakından takip ediyor…
Ilgaz'dan çıkıldığında Kastamonu il sınırları içindeyken beklenmedik bir olay yaşanıyor…
Başbakan'ın konvoyunun arkalarında bulunan bir araca jandarma tarafından ateş açılıyor…
Başbakan Binali Yıldırım, Başkent'teki güvenlik durumunun normale dönmemesi üzerine bölgedeki bir ilçenin kaymakamının evine misafir oluyor…
Yıldırım, kaymakamın evini adeta karargâha çevirerek ve bütün gece boyunca Ankara'daki gelişmeler kaymakamın evinden takip ediyor…
240 KİŞİNİN ÖLDÜRÜLMESİ DE
SENARYONUN PARÇASI MI?
Başbakan'ın bütün bu yaşananlardan sonra Ankara'ya dönmesi tam 12 saat sürmüş…
Darbe girişimi bir senaryo ise başbakan neden yolunu değiştirerek Kastamonu’ya gidiyor?
Makam aracına neden jandarma tarafından ateş ediliyor?
Madem senaryo da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otele özel yetiştirilmiş askerlerle üç helikopter dolusu asker ile neden baskın yapılıyor?
Baskını yapan askerler oteli neden kurşun yağmuruna tutuyor?
Cumhurbaşkanının yakın korumasını senaryonun bir sahnesi diye mi kurşun yağmuruna tutup öldürüyorlar?
Genel Kurmay Başkanının boğazını kemerle sıkıp zorla sahte bildirgeyi imzalatmak istemeleri de senaryo?
15 Temmuz gecesi yapılan darbe kalkışmasına karşı çıkan ve askerlerin karşısına dikilen 240 vatandaşımızın hayatlarını kaybetmesi de yazılan sözde senaryoda yer alıyor?
Bence böyle düşünmekle bu kişiler bilerek veya bilmeyerek bu kalkışmaya yani darbe girişime destek vermiş olmuyorlar mı?
Gelelim Eskişehir’e.
15 Temmuz akşamı yaşanan darbe kalkışmasıyla cumhurbaşkanı ve başbakanın çağrısı üzerine Ak Parti il binası önünde “demokrasi nöbeti” başlatıldı…
Üç gün parti önünde tutulan nöbet, daha sonra vilayet meydanına taşındı…
Doğrusu da buydu…
10 İLÇENİN BELEDİYE
BAŞKANLARINI KUTLUYORUM
Binlerce insanın “demokrasi nöbeti” ne gelmesi, sabahın ilk ışıklarına kadar meydanda kalmaları üzerine bu insanların aç ve susuzluklarını gidermek için de AK Partili dış ilçe belediyeleri devreye girdi…
İnsanlar belki vilayet meydanına gelirken akşam yemeklerini yiyorlar…
Aç gelenlerde var…
Ancak gece yarısı ister istemez acıkıyor ve susuyorlar…
İşte o insanların imdadına Alpu, Beylikova, Çifteler, Günyüzü, Mihalıççık, Mihalgazi, İnönü, Sarıcakaya, Seyitgazi, Sivrihisar belediyeleri yetişiyor…
Her gece belediyeler çorba, pilav, lokma, çay, su, meyve suyu dağıtıyorlar…
Türk Kızılayı Eskişehir Şube Başkanlığı da meyve suyu ve kek dağıtıyor…
Ben 10 ilçenin belediye başkanlarını bu duyarlı davranışlarından dolayı kutluyorum…
Birçok insanın hayır dualarını alıyorlar…
SADECE AK PARTİLİLER DEĞİL
İki günden beri vilayet meydanında tutulan “demokrasi” nöbetine katılanları ziyaret ediyorum…
Çok samimi ifade ediyorum…
Bu “demokrasi nöbeti” ne katılanların hepsi sadece AK Parti’ye gönül vermiş insanlar değil…
Farklı siyasi partilere gönül vermiş yakın tanıdığım insanları da görüyorum…
Diğer siyasi partilere gönül veren katılımcı sayısı az olduğundan ister istemez AK Parti’nin organizesi gibi gözüküyor…
Örneğin Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Başkanları da vilayet meydanına stant kurarak yiyecek içecek dağıtsalar…
CHP, MHP, Saadet Partisi gibi diğer partilere gönül vermiş insanlarda vilayet meydanına gelseler, o görüntüyü kıracaklar…
“AK Parti’nin organize ettiği etkinlikte ne işimiz var?” diye vilayet meydanına gelmeyenlerin bilmeden eleştiri yaptıklarını ısrarla yazıyorum…
*-*******
95’nci kütüphanesini açıyor
Eğitimci, yazar, fotoğraf sanatçısı Nejat İşcan, 95’nci kütüphanesini bugün Bilecik’in Gölpazarı İlçesindeki Şehit Kemal Ay Anadolu Lisesinde açacak…
Bugüne kadar çoğunluğu Eskişehir merkezindeki okullar olmak üzere ilçe ve Afyon’da 94 kütüphaneyi binlerce kitaplarla donatan Nejat İşcan, 100’ncü kütüphanesi de Eskişehir’de bir okulda açmak için çalışmalara başladı…
Bugüne kadar açtığı kütüphaneleri duyan Eskişehirlilerin kitap bağışında bulunmak için adeta bir birleriyle yarıştıklarını kaydeden İşcan, bu kitapları tek tek bilgisayarına kayıt edip numaralandırıp türlerine göre ayırdıktan sonra kütüphanelere dağıttığını söyledi…
Kendisini kutluyorum bu önemli girişiminden dolayı…
100’ncü kütüphanesi de sabırla bekliyorum…