"Bana Eskişehir’in sonuçlarını getirin..." Neden?
"Çünkü, Eskişehir Türkiye'nin nabzıdır..."
……
Yıllarca sürdü bu “Eskişehir sevdası” Demirel'in...
"Peki, bir başlangıcı var mıydı?" Evet...
"Süleyman Demirel", 1965 yılında Adalet Partisi Genel Başkanlığı için aday olmuştu...
Rakibi de tecrübeli bir politikacıydı: "Saadettin Bilgiç..."
Seçim öncesi hazırlıkları için "Büyük Ankara Oteli"ne yerleşmişti Demirel...
Türkiye'den gelen heyetleri sıra ile kabul ediyordu...
Ve de sıra Eskişehir'e gelmişti...
24 kişilik heyet salona alınmış ve sözcü konuşmuştu:
"Sayın Demirel, biz 24 kişilik Eskişehir delegesi olarak sizin yanınızdayız..."
Demirel, kafasını şöyle bir kaldırdı ve özel kalemine emrini verdi:
"Şu Eskişehir dosyasını getirin bir bana..." Aynı anda da, delegelerden "Terlikçi Vasfi" fırlamıştı :
"Ne diyon len sen?"
Tüm gözler "Vasfi Erdoğan"a dönmüştü...
“Bu nasıl hitaptı böyle?”
Ama Terlikçi devam ediyordu: "Sözcümüz sana yanındayız demedi mi? Ne diye dosya falan istiyon len?"
Herkes Demirel'in çok kızacağını sanıyordu ama, hiç de öyle olmadı...
Süleyman Bey'in çok hoşuna gitmişti bu sözler... Ve dedi ki:
"İşte, Türk insanı bu..."
……
Demirel ve Terlikçi Vasfi ile dostluk ve de ''Eskişehir sevdası” böyle başlamıştı...
"Türk insanı gibi... Dobra dobra!.."
"Erken seçim istemiyoruz "
"Kim istemiyor?"
Toplumun geniş kesimlerini temsil eden işveren ve işçi örgütleri...
Aralarında TÜSİAD da var...
Kısacası, bir zamanlar iktidar düşürüp, yenisini kuran güçler... Örnek mi?
Zamanın CHP Genel Başkanı "Ecevit"in, ünlü 11'lerle kurduğu hükümeti çok iyi anımsayacaksınız... 11 ithal bakan!
"Mataracı, Mete Tan, şey atan, hepsi vardı!" Kıbrıs Barış Harekatı başarıyla sonuçlanmış ve dağlara-taşlara adı yazılmıştı: "Karaoğlan..."
0 günlerin Adalet Partisi Genel Başkanı "Süleyman Demirel"di...
Gecenin yarısında trenle Eskişehir'den İzmir'e geçiyordu... Tıklım tıklım doluydu gar... Demirel penceresini indirdi ve merakla bekleyenlere müjdeyi verdi:
"Az kaldı, yakında gidecek bu hükümet!"
Hemen iki gün geçmedi ki, tüm gazetelerde tam sayfa ilanlar yayımlanmaya başladı. Hepsi de Ecevit hükümetinin sözde getirdiği büyük ekonomik bunalımı dile getiriyordu!..
“Piyasada yağ yoktu, tüp gaz yoktu, hatta ampul, sigara bile yoktu...”
TRT'nin Eskişehir temsilcisi idik.
Her gün bir işyerine baskın yapılıyordu.
Stok yağlar, sigaralar ve ampuller ele geçiriliyordu.
Ve bir ara seçimden sonra yıkadı Ecevit'in "11’ler Hükümeti..."
Şimdi günümüze geliyoruz...
İşadamları, siyasal istikrarın sağlanması için siyasileri uyarıyor ve erken, seçim istemediklerini söylüyorlar... Belki haklılar ama hep…
"Oyu halk veriyor, onlar konuşuyor"
Demirel'in torunu gibi!
Evet... Son seçimlerde CHP*den aday adayı olan "Orhan Kesikoğlu" nun babası "Cindoruk", dedesi "Demirel"di...
0 ikisine de "Baba" diyordu tabii...
9. Cumhurbaşkanı "Süleyman Demirel" ile pek çok anıları olmuştur Orhan'ın...
En son Büyükerşen'in yaptığı "Demirel'in Balmumu Heykeli"nin Isparta'ya götürülüşünde oynadığı rol vardı...
Daha niceleri...
Yeri geldiğinde aktaracağız...
Günün Şiiri
Sınırı geçen su
Uzansın dallar biraz ileri
Düşersin uçurumlara
Düşlere benzer bir şey
Masallara yakın bir ara
Yok ama yok böylesi yok
Sınır geçti çoktan alıştığınız sular
Umulmadık bir düzende apansız
Dudakları çağırır ıslak
Sessizce buluşur elleriniz
Uzak bir yerde uzak....
Nahit Ulvi Akgün (Varlık-1963)
Gençleri unutmak!
"Deniz Tunaboylu", Moda’da Tarihçi Kitabevinde çalışan sakin bir genç. Komünist Parti üyesi. 1 Mayıs günü Taksim’de gözaltına alındı. Tutuklandı. Bir ay hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı...
Şimdi 17 yıl hapisle yargılanıyor...
1 Mayıs'ta Taksim'e çıkmak suçu!
İşledikleri aynı suç için tutuklanan birçok genç halen hapiste...
"Berkin Elvan"ın doğum gününde Taksim1de “İyi ki doğdun Berkin, mücadelemizde yaşayacaksın. Dev-Lis" yapılı panrakt açan iki öğrenci hakkında da 8'er yıl hapis isteniyor.
Gezi'den bu yana öğrenci ve gençlere yönelik polis ve yargı baskısı korkunç boyutlara ulaştı...
Gencecik insanlar, sırf demokratik haklarını kullandıkları için "onlarca yıl hapis istemi" ile yargılanıyorlar...
"insaf rafa kalktı..."
Melih Aşık
Yargıca koyun gönderince
Arazi davası ile ilgili mahkemede hakkını savunmak için dava açan Mehmet asa, avukata demiş ki:
"Yargıca bir koyun göndersek nasıl olur?"
"Sakın haa!" demiş avukat:
"0 yargıç sapına kadar namuslu adamdır. Koyunu görür görmez davayı aleyhimize sonuçlandırır..."
Mahkeme kısa süre sonra sonuçlanmış.
Mehmet ağa, avukatı çekmiş kenara:
"Bak görüyor musun? Gönderdiğim koyun nasıl işe yaradı!.."
"Neeee?" demiş avukat:
"Koyunu yine gönderdin mi?"
"Gönderdim göndermesine de" demiş ağa:
"Karşı tarafın adını verdim..."
Çok erken değil mi?
Temel 18 yaşındaki oğlunu evlendirmeye karar vermiş. Arkadaşı Dursun uyarmış: "Ne yapıyorsun, çok erken değil mi?" "Ne olur, ne olmaz şimdi evlensin" demiş Temel: "Aklı başına gelince zaten o istemez!"
Günün Olayı
AKP'li Beşir Atalay "Seçim öncesi çözüm sürecini durdurmamız oy kaybettirdi" diyor.
Üzülmesinler! "PKK ile işbirliğine devam ediyoruz" deseler daha çok oy kaybedeceklerdi!
Günün Biberi
AKP tek başına iktidar için muhalefet partilerinden 18 vekil arıyormuş!
Muhalefet niye duruyor?
Onlar da AKP'nin içinde yolsuzluğa karışmamış vekilleri toparlasın...
Akif Kökçe
Kıssa-dan
"Abdullah Gül", AKP iktidarının uzantısıydı. Teoride tarafsız pratikte partiliydi.
Kendileri AKP'nin icraatına ortaktır. İktidarın başarısızlığında eşit pay sahibidir.
Günün Sorusu
Şanlıurfa Valisi "İzzettin Küçük" Ülke TV'de konuşuyor:
"PKK 6 ayda 3 bin çocuğu dağa kaldırdı..." Bu olayı önleyemeyen bir devlet, Beyi önleyebilir ki?
Günün Sözü
Uzun zaman devam eden bir anlaşmazlık, her iki tarafında haksız olduğunu gösterir...
Voltaire
Cuk
Ben habere güzel demem, haber güzel hakkında olmayınca...
Balthör
Günün İncisi
Mutluluğu tatmanın tek çaresi, onu paslaşmaktır...
Byron
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...