İYİ Parti 81 ilde ortak ve eş zamanlı bir basın açıklaması yaparak, tutuklanan gazeteciler Furkan Uludağ, Serkan Kafkas, Serdar Sönmez ve Ümit Yasin Perinçek’in durumuna dikkat çekti. Şimdi uzatmadan söyleyeyim; bu dört gazeteci de AK Parti’nin gözünde ağır suçlu. Çünkü bu gazeteciler “Ülkemizde sığınmacılara karşı meydana gelen olaylarla alakalı olarak” haber yapmışlar.
İYİ Parti 81 ilde ortak ve eş zamanlı bir basın açıklaması yaparak, tutuklanan gazeteciler Furkan Uludağ, Serkan Kafkas, Serdar Sönmez ve Ümit Yasin Perinçek’in durumuna dikkat çekti. Şimdi uzatmadan söyleyeyim; bu dört gazeteci de AK Parti’nin gözünde ağır suçlu. Çünkü bu gazeteciler “Ülkemizde sığınmacılara karşı meydana gelen olaylarla alakalı olarak” haber yapmışlar.
Şimdi bu kişiler mültecileri ilgilendiren konularda haber yapıyor ve tutuklanıp cezaevine atılıyorlar. Yetkililer gazeteciler hakkında “Yabancı karşıtı paylaşım yapan sosyal medya kullanıcısı” ifadelerinde bulunuyor.
Üstelik – sıkı durun – haklarında hazırlanan raporda, “Milliyetçi paylaşımlarda bulunmak” ibareleri de bulunuyor.
Hepimiz biliyoruz ki milliyetçi olmak da mültecilerin ülkesine dönmesini istemek de bir suç değildir. Bu genç gazetecilerin tutuklanmasını hukuk ile açıklamak mümkün değil. Olsa olsa mülteci karşıtı isimleri baskı altına almak olarak yorumlanabilir.
AK Parti, Genel Başkanlarının da belirttiği gibi “Milliyetçiliği ayaklar altına almış” bir iktidar. Elbette hiç kimse bir başkasının siyasi fikrini baskı altına alamaz. Mesela AK Parti Türk Milliyetçilerinden nefret mi ediyor? “Ülkücüler Fatiha nedir bilmezler, bunlar kafatasçı” mı diyor? Bu görüşlere saygı duymak gerekir.
Öte yandan milliyetçi olmak da bir suç değildir ve “Ülkemde mülteci istemiyorum” demek de saygı duyulması gereken bir düşüncedir.
Biz İYİ Parti İl Başkanı Serdar Ulucan’ın da dediği gibi “Bu topraklarda gazetecilik, milletin derdini dert edinmek ve bunların çözümü için cesaretle doğruları yazıp konuşabilmektir” sözünün altına imza atıyoruz.
Bir gazeteci nasıl ki, “Sığınmacılar bu ülkede kalsın. Biz onlara yardım etmeliyiz” deme hakkına sahipse, “Sığınmacılar artık gitsin. Bu misafirlik çok uzadı” demek hakkına da sahiptir.
Hele ki milliyetçi olmak utanılacak bir şey hiç değildir…
Büyük felaket yaklaşıyor
Eskişehir Su ve Kanalizasyon İşletmeleri Genel Müdürü Oğuzhan Özen, yaklaşmakta olan büyük felaket karşısında herkesi uyardı. O felaketin adı susuzluk.
Maske takarak, ellerimizi 7 – 8 kez sabunlayarak ve tokalaşmak yerine yumruk tokuşturarak salgın hastalıklarla mücadele etmek mümkün. Ancak suyun olmadığı bir yerde yaşamak mümkün değil. Su olmazsa ölürsünüz. Bu kadar basit…
Yaklaşan küresel felaket Eskişehir’i de etkileyecek. Politikacılar bu sorunu fırsat bilip birbirleriyle kavga etmek yerine çözüm üretmeli.
Önümüzde heyecanlı bir yerel seçim var. Seçimleri CHP kazanabilir. Elbette AK Parti ve İYİ Parti de kazanabilir. 31 Mart akşamı kimin kazanacağını hep birlikte göreceğiz. Ancak yeni belediye başkanımız kim olursa olsun bu büyük sorunla mücadele etmek zorunda kalacak. İşin bu kısmını da unutmamak lazım.
Su sorunu partiler üstü bir sorundur ve ancak hep birlikte ve el ele verirsek bu sorunu çözebiliriz.