Sadi Seda yazdı
Günün Sözü : "İnsanlar sevdikleri şeyi yok etmeye, daha sonra da yok ettikleri şeyi yeniden sevmeye ve değer vermeye meraklıdırlar." [Donald Walsch]
Dedem diyor ki: Akıllılar dövüşmeden önce kazanırlar, cahiller kazanmak için dövüşürler.
Yaklaşık iki aydan beri Eskişehir’de birilerinin çıkardığı dedikodu kısa sürede şehrin tümüne yayıldı…
Her gün bir iki şirket batıyor…
Battı diye iddia edilen şirketleri araştırdığımızda ‘yıkılmadık ayaktayız’ dercesine dedikodu öncesi nasıl faal çalışıyorsa, dedikodudan sonra da aynı…
Dün bir dostum kulağıma dört şirket ismi fısıldadı…
Dört firmadan şirketten birisini çok yakinen tanıyorum…
Bugün bulundukları duruma da nasıl geldiklerini çok iyi biliyorum…
Adeta emekleyerek tırnaklarıyla kazıyarak büyüdü…
Son yıllarda da vergi rekortmenleri listesine bile girdi…
Özellikle de hazır beton sanayinde Eskişehir’de söz sahibi oldu…
Bu alanda faaliyet gösteren rakip şirketlerin sahiplerine telefon ederek “….beton iflas mı etti?” diye sordum…
Sorduğum rakip şirketlerin sahipleri,”Hayır faaliyette. İşletme açık. Beton üretmeye de devam ediyor” dediler…
Eskişehir’de güvenilir ciddi şirketlerin sahiplerine telefonda üç şirketin daha durumunu sordum.
“Baş harfleri (A), (K) ve (S) ile başlayan firmalarında battıklarını da kulağıma fısıldandı. Bu firmaların durumu nedir?”.
“Evet, o firmalar maalesef şu anda faaliyette değil. Ödeme zorluğu nedeniyle taahhütlerini yerine getiremediklerinden dolayı iflas ettiler.”
Son bir yılda Eskişehir’de iflas eden firma sayısı geçmiş yıllarla mukayese edildiğinde artış söz konusu…
Bu iflasların bir kaçının, firma veya işletmelerin sahiplerinin kaynaklarını har vurup harman savurmalarından kaynaklandığı iddia edildi…
Diğerlerinin ise verdikleri malların vadesi gelmiş olmasına rağmen karşılığını alamamaları nedeniyle, üretici firmalara verdikleri çekler ile bankalardan aldıkları kredileri zamanında ödeyemediklerinden dolayı iflas ettikleri söyleniyor…
İflas ettikleri iddia edilen üç şirkette Eskişehir’de yıllardır faaliyette bulunan köklü şirketleri idi…
Kulağımıza başka şirket isimleri de geliyor…
Onlar şu anda faaliyetteler…
Önümüzdeki günlerde yeni iflaslar olur mu? Diye sorarsanız, bugünkü sıkı para hareketi, satılan mallara karşılık verilen çek ve senetlerin belirtilen vadelerde ödenmemesi ister istemez şirketleri de zora sokuyor…
Bu nedenle yeni iflaslar olur da, olmayabilir de…
Papatya falı bakmaya benziyor…
*-*******
TBMM’yi TV’de görenler artık içini de görebiliyor
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, binlerce Eskişehirliyi Konya’ya, Anıtkabir’e, Çanakkale’ye ve İstanbul’a götürdü…
Götürmeye de devam ediyor…
Geçen yıl Çanakkale gezisine beni de davet etti…
Yanlış hatırlamıyor isem 30 otobüs dolusu yaklaşık 1200 kişi vardı…
Otobüsler sabah erken saatlerden itibaren Çanakkale Limanından Gelibolu Yarımadasına arabalı vapurlarla geçmişlerdi…
Bizde Ahmet Ataç ve diğer gazeteci arkadaşlarla saat 09.30 gibi Gelibolu’ya geçtik…
Çanakkale Zafer Anıtının önünde yaşının 80 olduğunu kendisini söyleyen bir kadın Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın karşısına dikildi…
“Oğlum senden Allah Razı olsun. Ben nerede ise 60 yıldır Eskişehir dışına çıkmadım. Yaşım 70 bu yaşıma kadar hiç deniz görmedim. Yaşım 70 ama hiç vapura binmedim. Yaşım 70 ama Çanakkale’ye dedelerimizin savaştığı bu topraklara ilk defa geldim o da senin sayende” diyerek ağlayarak teşekkür etmişti.
İki hafta öncede bu kez Başkan Ahmet Ataç ile Ankara’ya TBMM’ye gittik…
TBMM’nin kapısından içeri girdiğimizde üç mahalleden (köyden) gelmiş kadınları gördüm…
Bu kadınlar o güne kadar TBMM binasını ya TV’lerde ya gazetelerde görüyordu….
İlk kez TBMM’nin kapısından içeriye ayak basmışlar…
TBMM’nin lokantasında yemek yediler…
CHP’nin gurup toplantısına katılarak, milletvekillerinin oturdukları sıralara oturarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun milletvekilleriyle birlikte konuşmasını dinlediler…
Daha sonra Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM’deki makam odasına giderek elini sıkıp yarım saate yakın kendisiyle sohbet ettiler…
Bu kadınlar Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın sayesinde TBMM’ye girip içerisini gezip gördüler…
Onlar şanslıydı…
Yaşadıklarını ömür boyu unutamazlar…
AK Parti İlçe Teşkilatları ile İlçe Belediye Başkanları da TBMM’ye ilçelerinde yaşayan kadın-erkek ayırmadan götürmeye başladılar…
Sarıcaya, Mihalgazi, Seyitgazi, İnönü ilçelerinden sonra Sivrihisar İlçe Teşkilatı ile Sivrihisar Belediye Başkanı Hamid Yüzügüllü’de ilçeden bir gurup kadın-erkek karışık TBMM’ye götürmüş…
İnönü, Mihalgazi, Sarıcakaya ve Seyitgazi’den TBMM’ye gidenler şanslıydı…
Nedeni AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile grup toplantısından sonra görüşüp elini sıkarak sohbet etmişlerdi…
Sivrihisarlılar Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile görüşememişler…
Onları Eskişehir Milletvekili ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay karşılamışlar…
Bakan Avcı ve Emine Nur Günay ile görüşmüşler…
Yukarıda da bahsettim…
Geçmişte TBMM binasını TV’lerde, gazetelerde gören Eskişehirliler, belediye başkanlarının sayesinde içine de girip gezebiliyor, lokantasında yemeğini yiyebiliyorlar…
Herhalde yaşadıkları o anlar kolay kolay hafızalarından silinmez…
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Ankara’ya götürdüğü gurupları Anıtkabir’i, Beypazarı’nı da gezmelerini de sağlıyor…
Böylelikle ziyaretçiler bir taşla iki veya üç kuş birden vurmuş oluyorlar…
İlçelerinde yaşayan insanlara bu tür kültür gezileri düzenleyen belediye başkanlarını kutluyorum…
Hizmet sadece yol, asfalt, çöp almak değil….
*-********
FIKRA
Mazeret
Temel askerliğini yapıyormuş. Bölükte kırk ere izin vermişler. Geç kalırlarsa çadır hapsi var, ancak iyi bir mazeretleri olursa affedilecekler. Kırk kişiden otuz dokuzu da geç kalmış, hep ayni mazeret:
- Atla istasyona celeydum. At catladi, tren kaçtı, geç kaldum.
Derken kırkıncı da tamamlanmış, Temel'e sıra gelmiş.
- Senin de mi atin çatladı, diye sormuşlar.
- Hayır, demiş. Yoldaki otuz dokuz at leşini geçemedum.