"Krokodil Dandy..."
Avustralya'nın balta girmemiş bölgelerinde yetişmiş çağın tarzanı...
Yılanları sinek gibi yakalar, kafasını koparıp atar, timsahı iki dakikada haklar...
Ününü duyan bir Amerikalı gazeteci Avustralya'ya kadar gelip kendisini izler. Birlikte "Dandy"nin yaşadığı inanılmaz olayların içine girerler...
Bir gün önlerine büyük bir boğa çıkar. Kaçacak yerleri yoktur. Dandy, otomobili durdurur ve iner. Gazetecinin şaşkın bakışları arasında boğaya doğru yürümeye başlar. Biraz yaklaşınca iki parmağını boğanın gözüne doğru uzatır. Yaklaşır yaklaşır ve tam yanına geldiği zaman, boğanın gözünden ayrılmayan iki parmağını birleştirip alnına dokunur...
Koca boğa olduğu yere yıkılır...
Gazetecinin bu konudaki sorusuna şöyle yanıt verir Dandy :
"Önemli değil, eski bir numara!"
……..
Bir zamanlar ekranlarımızda sık sık gördüğümüz , adeta gözümüzün içine bakan bir kalem vardı...
"Özal'ın elinden eksik olmayan kalemi..."
Gerçekten yüzüne mi bakıyorduk, yoksa kaleme mi?
Öyle ya da böyle, kalem çoğumuzu etkilemişti. Adeta büyüledi. Ne kadar güçlü olursak olalım, Dandy’nin boğası gibi yıkılanlarımız olmuştu..
"Ne yazık ki, eski bir numaraymış!"
……….
"Tayyip Erdoğan" da, sanki hâlâ başbakanmış gibi her gün bir başka yerde konuşuyor...
TV'ler mecburen canlı yayınlıyor...
En azından Türkiye'nin yarısına yakını da izliyor...
Onun numarası kolay kolay eskimez!
"Milyonların merakını anında sıfırlıyor!"
Ataç milletvekili olur mu?
Son günlerde çok yazılıp çizilen bir soru bu...
"Olur mu dersiniz?”
Önceki gün Şinasi Kula'nın sunduğu "Sabah Kahvesi"ni izlerken düşündük yanıtını...
Ahmet Ataç’ın ağzından, "Eskişehir" ya da "Tepebaşı" sözcükleri öyle geçiyordu ki, duygulanmamak mümkün değildi...
"Eskişehir Türkiye'nin incisi" diyor ve de yapacaklarını anlatırken, mutluluktan uçuyordu...
AB'ne sundukları projeyle, 5 milyon euro hibe aldıklarını açıklarken, gözleri "bayram çocuğu" gibi gülüyordu...
20 katılımın arasından ikincilik kazanmış bir proje...
Gelecek parayla Türkiye'de bir ilk gerçekleşecek...
"Yaşamköy ihya edilecek..."
Şinasi bile, "dut yemiş bülbül" gibi sustu kargısında...
Onun da duygulandığı açıktı...
"Uluslararası 4. Şiir Buluşmasında kısa bir konuşmamız olmuştu Ataç'la...
Durup dururken atıldık:
"Seni milletvekili olarak istemiyor bu şehir... Eskişehir'in daha çok ihtiyacı var sana..."
Hep güler ya...
Bu kez daha anlamlıydı tebessümü...
Ne diyorduk?
"Ataç milletvekili olur mu?"
Çok zor…
Mutluluklar
Yolumuzu kaybettiğimiz bir dolmuşta tanımıştık onu...
Yakışıklı, heyecanlı ve başarılı bir spor muhabiridir "Aytaç Ersoy..."
Yaşamını "Sultan Gökdemir"le birleştirdi...
Bu mutlu gününe rahatsızlığımız nedeniyle katılamadık...
Önce özür, sonra birbirlerine çok yakışan genç çiftlere ömür boyu mutluluklar diliyoruz...
Günün Olayı
Yargıdaki seçimler "iktidar ve cemaat" arasında geçti ve seçimin kaybedeni "bağımsız Türk yargısı" oldu.
Yargı, cemaatten temizleniyor gürültüsü içinde iktidara bağlandı.
Günün Biberi
Cumhurbaşkanı bütçesi iki katma çıkarıldı
Gül ve Erdoğan dönemindeki artış asgari ücrete uygulansa aylık bugün 6 bin 852 lira olmuştu...
Akif Kökçe
Günün Sözü
Bir insanın yaşayıp yaşamadığına karar vermek için nabzına değil onuruna bakın, duruyorsa yaşıyordur.
Che Guevara
Evlilik yıldönümü kutlaması
70 yağındaki çift, 40. evlilik yıldönümünü kutluyormuş. Aniden bir peri çıkmış karşılarına:
"Bunca yıldır birbirinize karşı çok iyiydiniz. Şimdi ikinize de birer istek hakkı sunuyorum. 40.yıl armağanı olacak... Ne dilerseniz dileyin..."
Kadın hemen "Kocamla bir dünya turu yapmak istiyorum" demiş...
Aynı anda masanın üstüne bakmışlar, içinde dünya turu uçak biletleri, en lüks otellerde ayrılmış ve parası ödenmiş yerleri.. Bir de kocaman çek, cep harçlığı...
Erkeğe bakmış peri...
"Ben bu geziyi benden 30 yaş genç bir kadınla yapmak isterim" demiş adam...
Pufff!..
"Adam aynı anda 100 yaşına gelmiş!"
Yok doktor bey!
Temel hastalanıp yatağa düşmüş. Yakınları bir doktor çağırıp eve getirmişler. Paraya çok
düşkün olan doktor muayene etmeden önce sormuş:
"Sigortan var mı?"
Temel, "Yok yok doktor bey" demiş:
"Ben Trabsonluyum..."
İnternetteki Cinlik!..
Milli Gazete yazarı "Nurettin Yıldız", kadınların internette fotoğraflarını paylaşmasına kızmış ve şöyle demiş:
"Duyarlı Müslüman bir hanım, internet gibi insandan cine kadar herkese açık ve bir daha kapatılamayan bir ortama fotoğraflarını nasıl koyabilir."
Ve eklemiş:
"İnternette cinler de var!"
Ne tür cinler olduğunu açıklamıyor.
Çünkü o cümleden sonra mayınlı alan başlıyor.
İnteriette cinler var demek...
“Öğrencilere bilgisayar dağıtmanın da şeytanlık olduğunu söylemek demek.”
Yeni HSYK düzeninden sonra bu tür yazılar…
"Mayınlı arazide körebe oynamak demek..."
Ahmet Tan
Kolsuz Yaşar'dan
Hiçbir şey veremiyorsan, kendinden bir parça ver...
Özdeyiş
İçki içmek için sarhoş olmazsınız, sarhoş olmak için içersiniz...
Hanri Benazus
Gerilim
içeride ve dışarıdaki olayların giderek kabuk değiştirip başka yönlere kayması, giderek yoğunlaşması karşısında muhalefet ne yapıyor?
"Turistik gezide..."
Şiddetin 7 yılı
Kadın cinayetleri son 7 yılda yüzde 1400 artmış...
Demek ki "Kadının adı yok" zamanları iyi günlermiş…
Artık "Kadının kendisi yok!"
Günün Şiiri
Panorama
Bir martı uçtu seren direkleri arasında
Dolaştı liman boyunca, bir uçtan bir uca
Ne duyan ne gören oldu yağdığını baharın
Tozpembe, balyalara, mavnalara denize
Gürültülerine motor seslerinin
İçi kişilerle kaynaşan
Dolup dolup boşalan ozandan başka
Herkes işinde gücündeydi
İştahlı, yercesine
Doğa da gerçeğin yeni düşüydü...
Nuri Karaküçük (Varlık-1971)
Kıssa-dan
Nüfusu gençleştirmenin yolunun "en az 3 çocuk" olduğundan emin değiliz.
Zira bu devirde "3 çocuğa" bakacak çiftler "2 kat hızlı" yaşlanıp ortalamayı yükseltecek...
Günün Sorusu
"İki dil" olayında dile getirilmesi gereken nedir?
Biz daha tek dille anlaşamıyoruz, iki dille ne yaparız!
Günün Balı
Adalet, kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner...
Konfüçyus
Cuk
İnternet sitelerinde gezinip duruyor.. "GOM-UNİST!.."
İbrahim Ormancı
Günün İncisi
Devletin derinliği, hükümetin sağlığı ile doğru orantılıdır...
Balthör