Cumhuriyet ve Utku

Önder Baloğlu yazdı

6 Şubat 2015 00:04
A
a
Sütiş Eskişehir
“Pazartesi Pazar”nda anneannesi “Ayşe Özen”in tezgahında açmış gözlerinin “Dünya Pazarı”na…
Poşet satmış, harçlık çıkarmış…
Babası, "M. Ali Çakırözer" hala Almanya'da bir gurbetçi...
Annesi "Hafize Hanım"da öyle...
Eskişehir'de ilk-orta ve Anadolu Lisesi'ni bitirdikten sonra Bilkent'e gitmiş...
Önce mühendislik, sonrasında siyaset bilimleri eğitimi görmüş...
İlk stadını da "Cumhuriyet"in Ankara bürosunda yapmış...
TRT'de "Reha Muhtar"la girmiş medya dünyasına...
Kanal 6 televizyonunda görev aldıktan sonra 13 yıl aralıksız Milliyet'te çalışmış...
Daha sonra da burslu olarak ABD'ye uçmuş...
“Los Angeles Time ve Washinton Post"da görev yapmış...
2009 Ağustos'unda Türkiye'ye dönerek "Akşam" ın Ankara temsilcisi olmuş...
2010'un Nisan’ında da "Cumhuriyet'in Ankara temsilcisi olmuş...
Ve de 4 ay önce Cumhuriyet'in Genel Yayın Yönetmeni...
Kimdir bu başarılı gazeteci?
"Utku Çakırözer..."
***
Eğit-Der'de bir akşam eğitimci "Kemal Gültekin"den öğrenmiştik Eskişehirli olduğunu...
Yukarıdaki özgeçmişini de "Görüşler" adlı ikinci kitabızımın 286. sayfasından aktardık...
Utku'yu anlatmıştık o yazıda...
Biliyorsunuz...
"Cumhuriyet"te tıpkı 1991 yılında olduğu gibi bir operasyon daha yapıldı ve Utku görevden alındı...
Ardından 37 yıllık gamam Cumhuriyet çalışanı arkadaşımız...
"Işık Kansu’ya da yol verdiler..."

1951 yılında "İlhan Selçuk" ve ekibi gazeteden ayrılmak zorunda kalmışlardı...
Okur verdi yanıtını, tiraj dibe indi...
Daha sonra İlhan abi ve ekibi döndü de gazete eski günlerine kavuştu...
Aynı macera tekrar yaşanıyor...
"Ama Cumhuriyet okuru bilinçlidir, sapmalara asla göz yummaz..."

Telefon dolandırıcılarına dikkati
Hep böyle uyarıcı yazıları dile getiririz ya...
Bazen dolandırıcılar da yanlış numara çevire-biliyorlar! ..
Sonuncusu arkadaşımız Doç. Dr. "Ertuğrul Algan rastlamış... Tam bir bodoslama!
0539'la başlayan bir numaradan arıyorlar Algan’ı...
"Aloo amca... Nüfus kağıdını maaşını aldırın bankada unutmuşsun. Biz karakoldan arıyoruz.."
-Aaaa! Hanki pankada? Evladım ben mayişimi pangadan almıyorum..."
"Adın nedir amca?"
-Ben Hıdır... Elimden gelen budur...
"Maaşını nereden alıyorsun amca?"
-Torunum olcek bir gavat var. 0 alıyo mayişimi. Eksik mi getiriyo ne!..
"Amca, nine var mı?"
-Yok evladım, çoktan gömdük...
"Zor olmuyor mu amca?"
-Niye zor olsun? Yaşayip gidiyos...
"Evde para mı pul var mı? Aman haa... Dikkat etraf dolandırıcı dolu..."
-Var emme goca bi gasa var. İkiyüzgırk kilo gasa... Paralar bunun içinde. Azınıa gader dolu. Altın da var...
" Nasıl amca nerede?"
-Evde olum... Bizde han hamam apertmen çok. Torun toplar kiraları gasaya koyar. Ben saymem... Sonra saysem nolcek?  O torun olcek gavat haftada bi bana hap getiriyo.. Mavi mavi... Onları yutuyom iyi geliyo...
"Amca adresi ver de gelip kasayı açalım. Hem nüfus kağıdını da getirelim..."
- Yahu sıkıldım bu muhabbetten. Ne salaksınız? Haa! Bu arada o nüfus kağıdını alın da münasip bir yerinize monte edin...
"Çaktı be... Çaktı!.."

Bu sefer sen tut, olur mu?
Meleğin biri bir gün cennetten yeryüzüne inmiş ve yıllardır bir parkta üzerleri güvercin pisliği içinde birbirlerine bakar durumda, biri erkek biri kadın iki kahramanlık heykeli görmüş.
Hemen atılmış:
"Sizler iyi ve örnek birer kahramanlık heykeli oldunuz. Bu nedenle sizi yarım saatliğine canlandıracağım. Ne isterseniz yapmakta özgürsünüz..."
Daha sonra da ellerini çırpar çırpmaz heykeller canlanmış. Bir süre birbirlerine utanarak bakmışlar ve hızla parktaki çalılıkların arkasına koşmuşlar. Daha sonra çalıların arkasından gülüşme sesleri ve çalılar sallanmaya başlamış.
Biraz sonra keyifle ortaya çıkmışlar. İkisinin de yüzünde büyük bir mutluluk varmış.
Bunu gören melek, gözünün birini anlamlı bir şekilde kırparak "Onbeş dakikanız daha var"demiş.
Dişi heykelin sevinci daha da artmış ve erkek heykele dönüp heyecanla bağırmış:
"Harika! Bu kez de güvercini sen tut kafasına ben edeyim!.."

İnsan dişini sıkınca
Bir işadamının karısı arkadaşına, "Benim kocam yılın onbir ayını başka ülkelerde, kalan bir ayı da benim yanımda geçiriyor" diye anlatınca arkadaşı "Vah vah! Nasıl dayanıyorsun buna?" demiş.
Kadın, "Canım o kadar da zor değil ki" diyerek yanıtını vermiş:
"İnsan dişini sıkınca bir ay çabuk geçiyor!"

 Günün şiiri
Kapalı Çarşı
Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsi Sandık olarında
Senin de dükkanın öyle kokar işte Ablamı tanımazsın
Hürriyette gelin olacaktı, yaşasaydı
Bu teller onum telleri
Bu duvak onun duvağı işte
Ya bu camlardaki kadınlar?
Bu mavi mavi
Bu yeşil yeşil fistanlı
Geceleri de ayakta mı duruyorlar böyle?
Ya şu pembezar gömlek?
Onun da bir hikayesi yok mu?
Kapalı Çarşı deyip de geçme
Kapalı çarşı, kapalı kutu...
Orhan Veli (Varlık-1936)

Gariptir politika
Çetin Altan "Gariptir politika tarihi" diye yazmıştı:
“Kimi ulusunu kurtarmak isterken kahredip yıkılmış, kimi de kendini kurtarmak isterken, ulusunu yakıp kahretmiştir...”
Fıkrasını da eklemişti:
Doktor kendisine gelen hastayı muayene ettikten sonra, "Önce sigarayı bırakın" demiş...
"İçmem ki " demiş hasta...
"Öyleyse içkiyi bırakın..."
"Onu da içmem..."
"O zaman kahveyi bırakın..."
Hasta, "Ağzıma bile koymam" yanıtını verince de "vazgeçebileceğin bir şey yoksa" demiş doktor:
"Ben de seni kurtaramam..."

Clemenceau'dan
1. Dünya Savaşı’nda Fransa'ya galibiyet kazandırmış olan ünlü Başbakan'ı, iktidardan düştüğü günlerde bir parka gider.
Herkesin kendisine yüz çevirdiği bir sıra...
Gazeteler, savaşın güçlü adamına ateş püskürüyorlar. Yanma oturan bir çocuk gazetedeki karikatürü göstermiş, "Bak amca" demiş:
"Fransa'yı kurtaran adam Clemenceau’nun karikatürü..."
Çocuk, daha önce de Fransa'yı kurtaran ünlü "Janne d'Arc"ın yakılmış olduğunu duyduğu için sormuş: "Yaaa... Peki onu yakmadılar mı?"
Clemenceau, yavaşça oradan kalkıp giderken "şükrettim" diyor :
"Hiç değilse beni yakmadılar..."

Günün olayı
Bu iktidar döneminde pek çok şey gibi bazı sözcüklerin anlamı da degişti..
Örneğin, tavize “açılım”, sivil dikta arayışına “demokratikleşme”, faşizme “normalleşme” deniliyor…
Balthör

Günün Biberi
İktidardakiler!
Müslümanlığınızı “milletin giydiğine, yattığına, içtiğine” karışarak değil, emperyalizme karı direnen “Suriye, İran gibi Müslüman ülkelere” sahip çıkarak gösterin…

Özdeyiş
Laiklik, başta düşünce ve inanç özgürlüğü olmak üzere, tüm hak ve özgürlüklerin çağdaş güvencesidir...
Y.Göngör Ezden

Günün İncisi
Bir milyon dolar kazanmak isteyen adam için en sağlam yatırım, yeni bir din yaratmaktır...
L. Ron Hubbard

Kıssa-dan
Gerçeklere kapıyı kapadığımda, bir bakarım pencereden girmişler...
Jennifer Unlimited
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi