Cumhuriyet'e yakışıyor mu?

Önder Baloğlu yazdı

29 Ekim 2015 00:00
A
a
Sütiş Eskişehir
Ulusal bayramlarımızı büyük coşku ile kutlardık… İçimiz titrerdi…

Ya şimdi?

Bugün de bir Cumhuriyet Bayramı…

“Cumhuriyeti hakkıyla yaşatabiliyor muyuz?”

Cumhuriyet, “Mustafa Kemal” in temellerini attığı “Çağdaşlaşma Projesi” nin adıysa…

İçeriği, “Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir” ilkeleriyle tanımlanmışsa…

“İçeriksiz Cumhuriyet olmaz!”

Demokrasi, laiklik, sosyallik, hukuksallık Cumhuriyetin meyveleridir…

“Meyvesiz Cumhuriyet olmaz!”

Cumhuriyetin oligarşik yönetime dönüşmesi ve içeriksiz kalma tehlikesi çok büyüktür…

Bu süreçlerin içinde bocalayıp duruyor…

“Cumhuriyet demokrasi demektir…”

Teröre ve suça teşvik etmeyen bütün düşüncelerin özgürce dile getirilmediği bir Cumhuriyet olmaz…

“Cumhuriyet laiklik demektir…”

Toplumun büyük bir bölümü “Biz de Müslümanız” dedirtmeye kadar ileri götüren olaylar…

“Cumhuriyette olmaz!..”

Cumhuriyet, hukuksallık demektir…

“Cumhuriyet, sosyallik demektir…”

Son aylarda ve son günlerde yaşadıklarımız, Cumhuriyetin bu çok önemli ilkelerine yakışıyor mu?

40 bin şehit vermiş, büyük acılar yaşanmış insanımızın gözleri önünde…”

“Teröristleri davul-zurna ile karşılayıp serbest bırakmak, Cumhuriyete yakışır mı?

…..

Ulusal bayramlarımızı büyük coşku ile kutlardık… İçimiz titrerdi…

Bugün de bir Cumhuriyet Bayramı…

“Kutlu olsun…”

 

30. yılın onuru daha büyüktü

Cumhuriyetimizin 92. yılında yazılıp çizilenleri ve neler olduğunu çok iyi görüyoruz…

Peki, ya yıllar önce?

Örneğin, 30. Yılında

Bakın 1953 yılında “Yaşar Nabi” Varlık Dergisi’nde nasıl anlatıyor bunu:

-Memleketimizin 30 yıl önceki halini bilen yabancılar gözlerini kamaştırır…

“Pera” adını verdikleri bir adacığın içinde yaşayabildikleri, o kılığı, kıyafeti, adetleri ile baştan başa Asyalı ve geri memleket, nasıl olur da bu kadar kısa bir süre içinde…

“Tam anlamıyla Avrupalı bir manzara alabilir?”

Nasıl olur da, payı tahtında bile zengin Türklerin hastalıklarına ecnebi doktor getirdikleri memlekette, şimdi hastalanan yabancılar kendilerine mütehassıs bir hekim tavsiyesi istedikleri zaman…

“Bir Türk ismi ile karşılaşır?”

Tiyatroları, orkestraları, operaları, modern üniversiteleri, mükemmel bir teknisyen ordusu ile, kendi yağı ile kavrulan bir memleket, dünün o kendi limanlarında işleyen gemiler kadar postaları bile yabancı ellerde olan…

“Hasta adamı mıdır?”

Nasıl olur da, bir vakitler sokakta birer gulyabani kılığında dolaşan o haremler dolusu umumi kadın sürüsünün kızlarından genç Cumhuriyet hekimleri, mebusları, mimarları çıkabilir?

Bugün millet olarak ayakta durabiliyorsak, varlığımızı bu yeni Türkiye’ye borçluyuz…

Akıntıya karşı kürek çekilemeyeceği gibi, tabiat kanunlarına da karşı gelinemez…

Gerinin, iptidainin devamını isteyenler, er geç yenilmiş olduklarını bile…

“Kendileri itiraf edeceklerdir…”

//////////////////////////////////////////////////////////////////

“Mirasım bilim ve akıldır!”

-Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum.

“Benim manevi mirasım bilim ve akıldır…”

Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini addia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr olur…

Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır.

Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar…   Mustafa Kemal

////////////////////////

Bugün ayın kaçı?

Kahvehanede günün yorgunluğunu çıkarırlarken Temel, Dursun’a sorar:

“Bugün ayın kaçıydı yaa?”

Dursun “Bilmiyorum” der…

Temel de, “Elindeki gazeteye baksana” karşılığını verince, Dursun, “Bakacaktım ama… Bu dünkü gazete” der…

///////////

Günün İncisi

İnsan, yaşamayı ve yaşamamayı aynı şey diye kabul ettiği zaman hürriyete kavuşur… Dostoyevski

 

Özdeyiş

Küçük şeyleri ne kadar büyütürseniz, o kadar küçülürsünüz… Hanri Benazus

 

Cuk

Hayatta en büyük facia, insanın kendisinin farkına varamamasıdır… Tagore

 

Kıssa-dan

Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir… Bacon

 

Kolsuz Yaşar’dan

Artık ne menem bir ülke olduysak!

“Terörist, şeriatçı, yobaz, gerici” filan iltifat oldu…

“Ulusalcı”, hakaret olarak kullanılıyor…

/////////////

 

Metin Oktay’ın unutulmazı

Unutulmaz gol kralı, milli futbolcumuz “Metin Oktay” ın bir anısı:

“Galatasaray’da kaptanlık yaptığım zamanlarda yazı-tura yapılacağı vakit hep tura derdim. Varsın Atam’ın silueti yere değmesin…”

/////////////

 

Arabi kafalılar

Cumhuriyet, “Kulluğa son veren bir halk yönetimidir…”

Aynı zamanda, “İrade” tek kişinin iki dudağı arasında değildir.

Ne var ki, bazı “Arabi kafalılar” dinimizi kalkan ederek, bireylerimizi demokrasinin nimetlerinden yararlanıp halkımızı “kulluğa” doğru itmeye çalışıyorlar…

…………

Yukarıdaki satırlar 7 yıl önce yitirdiğimiz Eskişehirli gazeteci “İsmail Sadık” a aitti…

Muhafazakârdı İsmail abi… Ama tutucu ve aşırı değildi… Ne gördüyse onu yazar, içindeki duygusunu topluma da objektif olarak yansıtmaya çalışırdı… Kendisini bir kez daha rahmetle anarken, Cumhuriyete bakış açısını yinelemek istiyoruz:

“Cumhuriyet, kulluğa son veren bir halk yönetimidir…”

///////////////////////

 

Günün olayı

Bu millet, bayramlar kutlayabilmek için “ödediği bedellerin” gururunu yıllarca yaşadı… Peki, şimdi durum ne?

Bayramlarda “köprü ve otoyollardan bedelsiz geçmenin” mutluluğu yetiyor…

 

 Günün Biberi

Batı demokrasilerinde insanların bir araya gelip çeşitli duygu ve düşüncelerini yansıtmasına “bayram kutlama, şenlik” falan denilirken…

Bizde “sokağa dökülmek” diye nitelendiriliyor…

///////////////

 

Günün Şiiri

Mustafa Kemal’in Saçları

Aslan yelesi say, rüzgar de

Kahraman dalgalarla sırmalı

Gün vurdukça pırıl pırıl yalazlanır

Mustafa Kemal’in saçları

 

Çınar dalları say, başak de

Haşmetli, becerikli, ince

Erir bütün yorgunluğumuz

O saçlara değince

 

Dağ çiçekleri say, güneş de

Bulutlarda, karda

Bütün canlılığı tüter hayatın

Bu saçlarda…

Arif Hikmet Par (Varlık – 1951)

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi