Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi!

Anadolu Ajansı’nda Eskişehir Büro Müdürü olarak görev yaptığım 2005 yılında, Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a iplik fabrikası kuran Çalık Holding’in bu tesisinin açılış törenini izlemem için görevlendirildim. Aslında bu görevlendirme, yurtta görev yapan AA müdür ve muhabirlerine yurtdışı deneyimi kazandırmak, bir nevi mükafatlandırmak amaçlıydı.

2 Haziran 2023 09:06
A
a
Sütiş Eskişehir
Anadolu Ajansı’nda Eskişehir Büro Müdürü olarak görev yaptığım 2005 yılında, Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a iplik fabrikası kuran Çalık Holding’in bu tesisinin açılış törenini izlemem için görevlendirildim.
Aslında bu görevlendirme, yurtta görev yapan AA müdür ve muhabirlerine yurtdışı deneyimi kazandırmak, bir nevi mükafatlandırmak amaçlıydı.
Nisan 2005 tarihinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın da bir dönem Üst Yönetici’liğini (CEO) üstlendiği Çalık Holding tarafından THY’den kiralanan uçakla İstanbul’dan Aşkabat’a gittik.
Uçaktakilerin neredeyse tamamı Malatyalı.
Kimler yok ki…
Yaklaşık 9 yıldır komada olan Malatyalı ünlü aktör ve sunucu Kenan Işık, triko şirketinin adı da aynı olan Sabri Özel, Çalık Holding’in sahibi Ahmet Çalık, emekli büyükelçi Yalım Eralp, Anadolu Ajansı’nı temsilen bendenizin dışında 7-8 farklı medya kuruluşlarından 10 kadar gazeteci dahil 70’e yakın yolcu Aşkabat’a gittik.
Buradaki tarihi ve turistik yerleri mihmandarlar eşliğinde gezerken dikkatimizi çeken konuların başında bu bölgelerde insanların neredeyse ortada hiç görünmemesi oldu.
Devasa meydanlar, görkemli binalar…
Gökdelen kadar olmasa da yüksek yüksek binalar…
Ama sokaklarda insan yok.
O görkemli ve lüks görünümlü binalarda, nüfus veya çevre müdürlüğü gibi aslında az sayıda memurun çalıştığı kurumların bulunduğunu öğrendiğimizde, bu durumun görüntüden ibaret olduğunu kısa sürede anladık.
Özetle, havalimanından kent merkezine giden güzergahtaki binaların neredeyse tamamı işlevsiz, görüntüden ibaret yapılardan oluşuyormuş…
Örneğin o dönem Türkmenistan Devlet Başkanı olan Saparmurat Türkmenbaşı’nın sokakta ve araç kullanırken sigara içilmesini yasakladığını duyduğumda ki 18 yıl öncesinden bahsediyorum çok şaşırmıştım.
Sokakta tükürmek, bir otomobile şoför dahil 5’ten fazla kişinin binmesi de ağır ceza gerektiren suçtu mesela.
Buraya kadar Türkmenistan ve başkenti Aşkabat’ın o tarihteki durumu hakkında biraz bilgi verdikten sonra asıl konumuza gelelim…
Ailesi Rusya’da yaşayan, otoriter kişiliğiyle bilinen Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı, bir nevi diktatördü.
2006 yılında yaşama veda etti.
Hatırlıyorum…
Konakladığımız otelde çalışan garson ve kat görevlileri ile bazı Türkmen devlet televizyonunda görevli  gazetecilerle ülkenin demokratik durumu ve özgürlükler bağlamında sohbet etmeye çalıştığımızda ortamın bir anda buz kestiğini iyi hatırlıyorum.
Bir defasında odadaki çarşafları değiştirmeye gelen çalışana, “Türkmenbaşı insanları ne kadar korkutmuş böyle, kimse onun hakkında bir şey söyleyemiyor” diye söylendiğimde, işaret parmağını dudaklarına götürerek sus işareti yapmıştı.
Her yerin, otel odalarının bile dinlendiğini anlatmaya çalışmış, “O bizim Cumhurbaşkanımız değil. İnsan Cumhurbaşkanından hiç korkar mı?” diye de eklemeyi unutmamıştı.
Sadece halkın korkması değil mevzu…
Verilenle yetinmek durumu ağır basıyordu.
Doğalgaz zengini bir ülke şu anda Devlet Başkanı olan Kurbankulu Berdimuhammedov’un halka lütuf gördüğü ölçüde hayat standardı oluşuyor bu ülkede.
Demokratik olmayan yönetimlerde; verilenle, size sunulanla, layık görülenle yetinmek zorundasınız…
Buna laf söyleyen, karşı çıkan, muhalif olanların başına neler geleceğini anlatmama gerek yok sanırım…
Türkmenbaşı ve Berdimuhammedov’un ailesi, akrabaları ve yakınlarının bir ellerinin balda, bir ellerinin yağda olduğunu, servetlerine servet kattıklarını yazmamın bir anlamı olur mu bilemedim?
Kim hesap sorabilir ki?
Hükümet ve devlet birbirine geçmiş…
Halk ise adeta kul.
Türkmen işçinin “O bizim Cumhurbaşkanımız değil. İnsan Cumhurbaşkanından hiç korkar mı?” sözü adeta beynimi tokatlamıştı.
Bu yazı Türkmenistan’ın aradan geçen 18 yıla rağmen halen aynı durumda bulunduğu, demokrasi, insan hakları, ifade ve düşünce özgürlüğünün ne kadar kıymetli olduğunu anlatmak amacıyla kaleme alındı.
Bir Cumhurbaşkanlığı seçimi için biz de sandık başına gittik ve oyumuzu kullandık.
Yuttaş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a 5 yıl daha ülkeyi yönetme vizesi verdi. Erdoğan, eğer kutuplaştırıcı dili terk edip gerçekten 85 milyonun Cumhurbaşkanı olmaya soyunursa işte o zaman ne beyin göçü yaşanır ne de otoriter iklimden bahsedilir. Ekonomik kriz de kolay aşılır. Yok eğer bir kesimin Cumhurbaşkanı olmayı sürdürür, kendisi gibi düşünmeyenleri yok sayarsa güzel yurdumuz Türkmenistan’a döner. 
Bilmem anlatabildim mi?
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon
Es-es sevdalısı 2 Haziran 2023 14:32

Anlatamadın, çünkü dediklerin bizde yok, olsa aynı kıyaslama yapamazdın. Bırakın algı yapmayı..........

1 2 Cevap Yaz
Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi