Soner Yüksel yazdı
Dün sabah saatlerinde içimize doğmuş gibi Es TV’de Eskişehir için son derece önemli olduğunu düşündüğümüz 25 Binlik Nazım İmar Planları’na atıfta bulunduk Cihan Yıldırım ile ve akıbeti ne olacak diye cevap aradık.
İlerleyen saatlerde Ak Parti İl Başkanı Dündar Ünlü’nün bu önemli konuyla ilgili açıklamaları çıktı karşımıza. Ünlü’nün açıklamalarından çıkarılacak mesaj, planın akıbeti ile ilgili kanaat adına son derece belirgindi. Gerekçeleri ile birlikte Ünlü’nün verdiği mesaj “Planla ilgili çokk da şaapmayın bu haliyle kabul etmemiz mümkün değil” minvalindeydi.
Ünlü, “Planın süreci göz önüne alındığında planın meclis çoğunluğu ve başkanın aynı partide olduğu bir meclisten geçmesi uygun olurdu” diyerek, aslında çoğunluk Ak Parti, Başkanlık CHP’de olunca bu işin geçmesinin ne denli zor olduğunu itiraf etmiş.
Planla ilgili sürecin uzaması ve planın komisyon raporu beklenmeyip re’sen gündeme getirilmesi ihtimali içinde “Re’sen gündeme gelen konulara tavrımız net” diyerek, sakın acele etmeyin, yoksa onay vermeyiz, ret oyu kullanırız demiş.
Sonra 25 Binlik planların 4,5 yıldır Eskişehir gündeminde olduğunu, İTÜ’ye yaptırılan plan öncesinde Ak Parti’den herhangi bir görüş ve fikir alınmadığını dile getirerek itiraz gerekçelerini de sıralamış.
“Biz, ‘Eskişehir sanayi kenti olsun’ derken, havacılık, raylı sistemler kümeleri ve İleri Teknoloji Üniversitesi ile yaptığımız yatırımlar bu planla örtüşmüyor. Şeker Fabrikası ve Tülomsaş bu plana göre sembolik üretim yapacak. Tepebaşı Bölgesinde hiç sanayi bölgesi gözükmüyor. Bu planla insanların 30 senelik geleceğine ipotek koyamayız” diyor.
Tüm bunlardan çıkacak mesaj da gayet net. “Bazı şartlarımız olacak, isteklerimiz olacak. Bunlar düzeltilir, plan üzerinde değiştirilir ise bakarız ama değişmez ise karşıyız” denilecek.
Uzlaşı umudum sıfır
Hal böyle olunca benim bu planların geçişine dair umudum neredeyse imkansız hale geliyor. Ünlü’ye katılıyorum. CHP Başkanlık koltuğunda olsa bile meclis çoğunluğunu sağlamadıkça bu planın geçmesi imkânsız. Ak Parti de Başkanlık koltuğunda Ak Partili bir isim oturmadıkça onay vermeye pek yanaşmayacak. “Şöyle olursa, böyle olursa onay veririz” diye ortaya konulan gerekçeler ise muhtemelen gerçekleşmesi çok mümkün olmayan şeyler olacak ki, bu da ‘bir planın daha sonuna geldik’ hissiyatı uyandırıyor.
Belli ki çok tartışılacak, çok konuşulacak ve olaya farklı pencerelerden bakıp “şu ya da bu taraf haklı” diyenler olacaktır. Biliyorum ki bugün bile bazı meslektaşlarım ‘Büyükerşen’, bazıları da ‘Dündar Ünlü haklı’ diye gerekçeleri sıralayacaktır. Ama ortada kimin haklı olduğundan çok kimin mağdur olduğu gerçeği var ki, o mağdur da Eskişehir olunca, kimin haklı kimin haksız olduğunun da pek hükmü kalmıyor değil mi?