Sadi Seda yazdı
Ben Eskişehir çocuğuyum ve sapına kadar da Eskişehirsporluyum. 60 yaşındayım. Bu yaşıma kadar Eskişehirspor kurulmadan önce de Eskişehirspor kurulduktan sonra da başka bir takımın peşinden koşmadım, formasını giymedim, boyun atkısını takmadım…
Sırtıma geçirdiğim ilk takım forması Eskişehirspor oldu..
Fanatik değil ama hasta bir Eskişehirsporluyum..
Siyah-Kırmızılı takımın oynadığı maçları fanatik bir taraftar olarak değil, tarafsız bir futbol oyunu izleyicisi yerine koyarak izlerim.
Hakemlerin haksız yere Eskişehirspor’a tanıdıkları avantajları da, Siyah-Kırmızılı takıma yapılan kıyakları da eleştiririm.
Bugüne kadar Siyah-Kırmızılı takıma hakemlerin yaptıkları çok ama çok önemli yanlışlar oldu…
Bu yanlışlardan Eskişehirspor puan kaybetti mi?
Kaybetti.
Ama Pazar günkü maçta yani Akhisar Belediyespor karşısında kaybedilen iki puanın hakemle hiç ama hiç ilgisi yok..
Hakemin hiç mi hatası yoktu?
Vardı elbette.
Birçok ikili mücadelelerde tercih hakkını rakipten yana kullandı.
Ama bunların bir teki bile sonucu direk etkileyecek hata değildi.
Zor bir maçı yönetti.
Zorluğu Eskişehirspor’un ligde kalma mücadelesi vermiş olmasından dolayı idi.
Rakip Akhisar Belediyesporlu futbolcular şampiyon olma, lig de kalma gibi bir dertleri olmadığı için stressiz! Bir futbol oynamaya çalıştılar.
Maçın sonuna doğru attıkları beraberlik golünden sonra yaşananlar olmasaydı Eskişehir’den güle oynaya da ayrılacaklardı.
Gelelim maça.
Hava futbol oynamaya son derece elverişli.
Tribünlerde yaklaşık 8 bine yakın taraftar var.
Bunların içerisinde kadın ve çocukların olması da dikkat çekiciydi.
Şehir halkının Eskişehirspor’un arkasında olduğunun göstergesi idi…
Ligde kalma mücadelesi veren Siyah-Kırmızılı takıma manevi destek olmaya gelmiş..
Karşılaşmanın daha 10’ncu dakikasında 2-0 öne geçmişsin..
Rakibin gardı düşmüş.
Tam abandone olacak duruma gelmiş.
Saldırıp skoru 3’e 4’e taşımak yerine 2-0’ı yeterli görüp geriye yaslanır, hatta rakibin biraz daha üstün oynamasına izin verirsen maçın sonundaki skora da üzülmeyeceksin..
Kaç haftadır Samet Hoca’nın yaptığı oyuncu tercihleri, oyundan aldığı ve yerine sahaya gönderdiği futbolcu yanlışlarını yazdı arkadaşlar.
Bu yanlış tercihler yüzünden puan kayıplarını da köşelerine, gazete sayfalarına taşıdılar…
Pazar günkü Akhisar Belediyespor maçında da Samet Hoca oyuncu değişikliği tercihlerini yanlış yaparak taraftardan tepki gördü..
Karşılaşmanın 60’ncı dakikasında Samet Hoca, o dakikaya kadar bana göre bir hatası olmayan, defansta da üzerine düşen görevi yapmaya çalışan yeni transferlerden Kulach’ı oyun dışına alarak yerine haftalardır oynadığı futbol ile eleştirilen, kimisinin ‘emekliği gelmiş’ dediği Sezgin Çoşkun’u oyuna almak ile hatalar zincirini başlattı.
69’ncu dakikada Samet Hoca ikinci hatasını yaptı.
Sahada koşan, bir şeyler yapmak için çalışan Meye’yi oyundan alarak yedek soyundurduğu Emre Güral’ı kurtarıcı olarak sahaya gönderdi.
Bu iki değişiklik taze kan olamadıkları gibi, çıkanları da arattılar..
İlk yarı 2-1 kapandı.
Rakip soyunma odasına son dakikada attığı golün morali ile gitti.
Bu gol onlar için ikinci yarıda atacakları gollerin öncüsü oldu.
İkinci yarıya Akhisar Belediyespor, Eskişehirspor’dan daha hırslı ve baskılı başladı.
İkinci yarının 15 dakikasına kadar Siyah-Kırmızılı futbolcular kendi ceza sahası içerisinde piknik yapıyorlar gibiydiler..
Rakip oynuyor, onlar izliyordu.
Neyse ki piknik tamamlandı!
Karınları doyunca herhalde akılları başlarına geldi ve yeniden saldırmaya başladılar..
Eskişehirspor’un Akhisar Belediyespor’a attığı ikinci golün sahibi Engin Bekdemir, 75.dk.da sol kanattan doğrudan kaleye kullandığı serbest atışta, Akhisar Belediyespor kalecisi Fatih Öztürk'ün önünde seken topu filelerle buluşturdu ve skoru 3-2 yaptı.
Sahadaki taraftarından basın mensuplarına, lig TV kameramanlarından, güvenlik görevlerinden, 112 Ambülâns görevlileri ile Eskişehirspor’un malzemecisi bile ben de dâhil olmak üzere karşılaşmanın bu skorla bitmesi için bildikleri tüm duaları okumaya başladık…
Ama hiçbirimizin duası kabul olmadı!
Akhisar Belediyespor'da Onur'un karşılaşmanın 81.dakikada skoru 3-3'e getirdi.
Karşılaşma 3-3 berabere tamamlandı.
Gelelim Akhisar Belediyespor’un üçüncü golüne..
Akhisar Belediyespor'da Onur'un attığı beraberlik golü sahayı karıştırdı…
Bende pozisyona uzak olduğum için önce haksız atılmış bir gol gibi değerlendirdim..
Ama akşam TRT Spor Programını pür dikkat izledim..
Gol öncesi pozisyonu tekrar tekrar ekrana geldi.
Eskişehirsporlu Hadzic kendi yarı sahalarında attığı şutun ardından bacağını tutarak yere oturdu.
Bunun üzerine bir süre durdu.
Bir dakikalık duraklamadan sonra top Akhisar Belediyespor’lu futbolcularda iken oyun durduğundan Hakem Barış Şimşek topu kendilerine verdi. Topu kontrol eden Bruno, sol kanattan hareketlenen Onur Ayık'ı topla buluşturdu.
Onur Ayık da ceza sahası içine girer girmez attığı sert şutta meşin yuvarlağı Eskişehirspor ağlarına göndermeyi başardı.
Bu gole önce saha içindeki Eskişehirsporlu futbolcular itiraz ettiler.
Hatta gol olan pası veren Bruno’ya saldırdılar..
Daha sonra saha kimisi çıkan kavganın büyümesini önlemek, kimisi ise Hakem Barış Şimşek’e itiraz için Eskişehirspor yedek kulübesindeki herkes saha içine girdi.
Peki, gol pozisyonu öncesi Eskişehirsporlu futbolcular ne yapıyordu?
Kimisi saha kenarında su içiyor, kimisi ise Teknik Direktör Samet Aybaba’nın anlattıklarını dinliyor…
Oyundan kopmuşlar.
Hakem oyunu başlatıyor, Onur topla ceza sahasına giriyor, ondan sonra oyunun başladığından haberdar oluyorlar..
O zamanda atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmişti…
Barış Şimşek’in Akhisar’ın attığı üçüncü gol öncesi bir tek hatası vardı bence.
O da oyunun durduğu yer ile durduktan sonra başladığı nokta arasında yaklaşık 10-15 metrelik mesafe.
Akhisar’ın üçüncü gölünden sonra Samet Ayba’nın, Akhisar Belediyespor’un Teknik Direktörü Cihat Arlan’a,”Ya kahraman olursun, ya da bir puan alırsın” demesi doğru bir söz değil.
Ne yapsın Cihat Hoca.
“Çocuklar haksız gol attınız. Onun yerine Es-Es’in gol atmasına izin verin” mi demeliydi.
Oyun 7 dakika durdu.
Hakem 12 dakika oynattı.
Son 12 dakikada kaçırdıklarını gol yapabilseydi Eskişehirspor sahadan yine galip ayrılabilirdi.
Beceriksizliğin faturasını başkalarına kesmeyin…
Önce çuvaldızı kendinize batırın.