CHP’yi yalnız bırakan vekilleri

Eskişehir’de yaşayan CHP’liler, aktif ya da gönüllü olanlar ve örgütlü mücadele ile bir şeyler yapmak için çırpınan insanlara üzülüyorum. Zira muhalefetin sorunları yetmezmiş gibi havanda su döver gibi gayret etmelerinin yanı sıra partinin yetkin isimlerince, seçilmişlerince yalnız bırakılıyor, ciddiye alınmıyorlar.
Kastım Belediye Başkanları değil, Milletvekilleri elbette. Zira yerel yönetimler öyle ya da böyle şehirdeki siyasi sürecin içinde ve örgütle farklı gruplar aracılığıyla da olsa temas halindeler ve sürecin aktif geçmesinde zaman olumsuz bulsak da aslında ciddi rolleri, destekleri var ve bir bakıma işin bu kısmına iyi gözle bakıyorum.
Ancak CHP’nin 3 vekili daha doğrusu Çakırözer sürekli sürecin içinde gözüktüğü için diğer 2 vekili yani Usluer ve Yüksel CHP’yi yalnız bırakıyorlar.
Cemal Okan Yüksel’e ekstra bir yorum getirmeyeceğim. Çizgisini, tavrını net bir şekilde koydu ve CHP’nin Ankara Vekiliyim diyerek umutları köreltti. Ancak partinin hem PM üyeliği gibi üst düzey bir görevinde olan hem de Eskişehir’i çok seven Usluer’in Eskişehir’de CHP’nin seçim sürecine, örgütteki işleyişi dair tek kelam etmeyişi beni şaşırtıyor.
Ara sıra paylaşılanlara, sosyal medyaya yansıyanlara, uğraşılan konulara bakıyorum ve çok güzel Ülkenin en önemli meselesini tartışan, gündeme getiren bir şehir vekili var diye gururlanıyorum ama Eskişehir’e dair bir iz, emare göremeyince de üzülüyorum.
Ara sıra acaba CHP’nin genel merkezi Eskişehir’e taşınsa mı diye düşünenler haksız sayılmaz. Belki o zaman oylarımızla bizi temsil etsin diye seçtiğimiz isimleri daha sık görme, şehrin ve partinin meselelerine dair daha somut şeyler duyabiliriz sanırım.
İlçe Başkan adayları, İl başkan adayı ya da adayları CHP’nin Eskişehir örgütünü bu kadar bölmek üzereyken, CHP’li CHP’liye küçük bir şehirde bile bir kamyon laf edip, işler zaman zaman kavgaya, tehdide dönüşmüşken vekillerimiz sadece bir takım ziyaretler için Eskişehir’e gelecek, birkaç fotoğraf paylaşıp tek kelam etmeyecekse CHP’lilere üzülmeyelim mi?
Bunu sorgulamak, eleştirmek, onca insan adına yansıtmak görevimiz sanırım. Partinin bu durumunu görüp sessiz kalanların, CHP’nin sadece şehirdeki bir yarasına merhem olmayan ve bir şeyler yaparsam birilerini karşıma alırım düşüncesinde olanlar var ise durum daha da vahim. Mış, mış, mış da miş, miş, miş ….
Aslında çok tasvip etmem ama zaman zaman bu büyüye kapılıp bazı duyumlar üzerine yazılar kaleme aldığım oluyor. Çünkü hepimiz dedikodu yazanlara kızsak da dedikoduları duymayı, okumayı ve yazıya dökmesek de günlük hayatta yapmayı ihmal etmiyoruz.
Birkaç gündür doğruluğunu henüz teyit edemediği bir dedikodu geliyor kulağıma. Ak Parti’de geçmiş dönemde çok etkili olan bir grupta Harun Karacan’a yapılmak istenen operasyonun bir nevi geri tepmesi ve kamuoyunda bu tavrın biraz deşifre olmasından kaynaklı rahatsızlıklar tavan yapmış. Parti içinde bazı meclis üyelerinin sık sık CHP’li bir büyük ile alışveriş içinde olunduğu ve uyarılara rağmen bunun devam ettiği, üstüne üstlük son olay da bu işbirliğinin de açığa çıktığı düşünülerek grup içindeki arkadaşlar içinde birbirine küsecek kadar büyük tartışmalar yaşanıyormuş.
Meclis üyelerinin bir kısmının davet edilmediği sponten süsü verilmiş bir toplantı esnasında bu durumun yaşanması ve aradaki küslüğün saklanamayacak boyuta geldiği de söyleniyor. Üstelik bazı meclis üyeleri bu toplantıya neden davet edilmediğinin cevabını da arıyormuş.
Baştan belirttiğim gibi bu sadece bir dedikodu, güvendiğim bir kişi anlattı. Ancak doğrudur diye net bir çizgi çizemeyeceğim altına. Sadece Ekim ayı meclis toplantılarını daha yakından gözleyeceğim ve Ak Partili meclis üyeleri arasındaki diyaloglara daha dikkat edeceğim. Bakalım söylenenleri haklı çıkaracak bir tablo olacak mı?