AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü ile CHP Eskişehir Vekili Gaye Usluer arasında sosyal medya üzerinden yaşanan ve 3. Üniversite ile ilgili "kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" paylaşımları dikkat çekici.
Usluer "3. Üniversite ne oldu, Bakan söz vermişti, Eskişehir bu sözün tutulmasını bekliyor" diyor.
Ünlü ise "CHP hangi Yatırımı takdir etti, hangisine destek oldu ki? 3. Üniversiteyi soruyor. Bu söylemler yok hükmündedir" diyor.
Daha önce defalarca doğru, akılcı, sağduyulu diye taktir ettiğim Ünlü'nün bu cevabı bana biraz garip geldi. Zira şehre yapılacak bir yatırım CHP takdir etmez ya da destek olmaz ise gelmeyecek mi?
Koca yatırımın olmama sebebi bu şekilde açıklanabilir mi? İktidar partisi CHP destek olmadan bunu yapamayacak kadar güçsüz mü?
Diyelim ki hiç taktir etmedi, alkışlamadı ama şehrin yarısının oylarını almış bir vekilin sorusunu yok hükmünde saymak bir İl başkanı için biraz hatalı bir söylem olmadı mı ?
Tahmin ediyorum ki Ünlü de bunu demek istememiştir ama bu söylemden anlaşılan, akla gelen ilk şey bunlar oluyor.
Şehir 3. Üniversite’yi istiyor mu, bekliyor mu? Gerçekten bu a ihtiyaç var mı bilemem ama Üniversite’nin akıbetini öğrenmek CHP vekilleri de dahil tüm şehrin hakkı diye düşünmekteyim.
Sosyal ama demokrat olamayanlar
Bu karakterlere her yerde rastlayabilirsiniz. Hele ki Eskişehir de hemen her yerde karşınıza çıkabilirler. Kimisi sosyaldir ama demokrat değildir. Kimisi hem anti sosyal hem de anti demokrattır. Ama bulundukları konum, yer, cephe gereği hepsine sosyal demokrat deriz. Hatta aralarında sağcı olup demokrat olanlar daha çoktur.
Bu yapıdaki insanlar diğerlerine basit, önemsiz, alt kültür, dün ki çocuk, bizden gibi hissettirmek ister ama yapamaz.
Bu yapıdaki insanlar sürekli ülke ya da şehri kurtaracak fikirlerin sahibi, beyinlerin en hası en keşfedilmemiş olanıdır.
Kimisi purosunu yakar, şarabını içer, boynuna da bir fular takımı, hele ki şahsına münhasır bir erkin yanında ise yılda tek kitap okumadan, başkalarının sohbetlerinden aldığı suflelerle en entelektüel taklidi yapar.
Kimisi düşünce özgürlüğünden, eleştiriye açık olunması gerektiğinden, insani değerlerden, emek ve haktan bahseder. Tabi siz onun istediklerini söyleyinceye kadar.
İsterler ki sonsuza kadar herşey onlara sorulsun, onlardan başka kimsenin tahmini tutmasın, onlar dışında kimse şahsına münhasır beylerinin yanına yanaşmasın... Siz o zaman görün o kibar, nezih, beyefendi ya da hanımefendileri... Sinirden deliye dönen çakmak çakmak gözleri ile başlarlar altını oymaya, dolap çevirmelere, yalanlara ve hatta arsızlık sınırını aşıp gaipten senaryolara
Demem o ki... Her sakallıyı dedem sanmayın. Evet bazı Sakallı'lar daha demokrat ama hepsi değil, sadece bazıları...
Bu şehir 5’den, 10’dan ve hatta 1000’den de büyük. Yormayın, açıl olun, sizin gibi düşünmeyenleri dinlemiyorsanız bile düşman etmeyin. Önemsiz dediğiniz insanların sosyal medyalarını bile gözaltına almayın. Yukarıdan bakan ve her daim bir öğretmenmiş edaları ile birilerine sizden talep edilmeden öğretme talebine girmeyin. Devir değişti zira. Artık öğretmen öğrencisini değil öğrenci öğretmenini seçiyor. Zira işine gelmeyenin kaybedeceği en fazla şey çalışma şekli ve tercihi olur.
Hatta küçük bir tatile çıkın. Yılda en az 52 hafta olanından. Bırakın da şu şehirde geri kalan 799 bin kişi de bir şeyler söylesin. Daha doğrusu söylüyor da, eğilip dinleyiverin. Inanın işinize yarayacak, daha karlı çıkacaksınız.