CHP’linin daniskası
"Bir numaralı futbol yorumcusu kimdir?" diye sorulsa büyük çoğunluk "Rıdvan Dilmen" yanıtını verir…
"Yorumcunun daniskası..."
Rıdvan da, "Aleks"in heykelinin dikilmesini istemiş ve eklemişti:
"Adam futbolcunun daniskası!"
Her alanda, her becerinin bir ustası vardır...
Futbolcunun olur da...
"Vali’nin daniskası olmaz mı?"
Yorumcunun olur da..
"Belediye Başkanı’nın olmaz mı?"
İşte açık örneği..
"Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen..."
Tam dördüncü kez, hem de muhalefet kanalından seçilen bir eşi daha var mı?
"Başkanın daniskası..."
***
CHP adaylarının sıralaması günlerdir konuşuluyor...
Bir yerel yorumcunun yakıştırması açıktı:
"Büyükerşen'in yaptığını sokaktaki çocuk bile biliyor..."
Doğrudur...
"Okan Cemal Yüksel kanıtı..."
Şimdi de bir başka soru gündemde:
"CHP 3 milletvekili çıkarır mı?"
Neden olmasın?
Ama özel koşulları var!
Başta genç adap "Okan Bey"in çok iyi çalışması... Halka inmesi...
Teyzesine bile söylemişler...
O da bizden duysun!..
Fazla poz keser olmasın...
"Gereğinde elini cepten çıkarsın!"
***
Bir ikinci şık daha var…
Aday adaylarından “Orhan Kesikoğlu” ne demiş?
“Listeyi belirleyenin üç milletvekili çıkarma görevi vardır…”
Kimdir bu kişi?
“Yılmaz Büyükerşen…”
Yerel seçimlerde olduğu gibi çalışmalı…
Köy köy gezmeli…
Başkan olmanın dışında, politikayı sevmese de..
“CHP’linin daniskası olduğu göstermeli…”
Köy Enstitüleri 75 yaşında
"Öğretmen ne yapsa boş..."
Halka okulu aşındıramadık. Bazı şeyler telkin etmek maksadıyla bir iki defa konuşma hazırladık, netice vermedi...
"Çoğu okula gelmekle savur olacağını sanıyor!"
Gelenler de memnun deşil.
Bir müsamere tertip ettik.Piyes henüz oynanmadan hocanın menfi propagandaları köyde yayılmaya başladı:
"Gitmedin, gavur işidir, günaha girersiniz!"
Aksam okullarını açtık, halkı ceza korkusu ile toplayabildik. Hemen eleştiri aldık:
“Öğretmenim, işiniz yok mu başınızı ağrıtıyorsunuz, medrese dururken buraya kimse gelir mi?"
Kadınlar derseniz daha güç.
Okul çağını geçirmiş birkaç kızı zorla toplayabildik. Bunlar da okumuyorlar, öğretmeni görünce deve kuşu gibi başlarını sokacak yer arıyorlar. Konuşmak pek ender, ağız, yüz hep sarılı...
"Yalnız gözler dışarıda!"
Öğrenme arzusu hiçbirinde yok. Zamanla biraz iğrenmiş olanlar da bildiklerini inkar ediyorlar. Sık sık ağızlarından kaçırıyorlar:
"Öğretmenim, ben elifbayı okuyacağım."
Bir gün önlerine çeşitli gazeteler döktüm. Resimlere bakarak büyük yazıları okusunlar diye.. Sayfasını açan olmadı. Bu durum karşısında..
"Yirminci asırdan, Atatürk inkilaplarından, bilmem nelerden bahsetmek hayal değil mi?"
***
Yukarıdaki yazıyı Köy Enstitüsü mezunu "Dursun Akçam", 1951 yılında "Varlık Dergisi"ne mektup olarak yollamış.
Busun de Köy Enstitüleri’nin 75. Kuruluş yıldönümü… EĞİT-DER Eskişehir Şubesi tarafından düzenlenen güzel etkinlikler var…
Şube Başkanı “Emin Dağlı”nın şahsına öğretmenlerimizin bu önemli gününü kutluyoruz…
Biraz yavaşla arkadaş
Temel, Rize Trabzon arasındaki bir yolda çok hızlı araba kullanıyor.
Bir ara bakmış koca bir tabela:
"Yavaşla, 80 Km."
Temel, kendi kendine "Yolda galiba radar var, yavaşla arkadaşım" diyerek hızını 80 kilometreye indirir. Fakat az sonra bir tabela daha:
"Yavaşla, 60 Km."
Hızını 40 kilometreye indirir, bir yandan da "Trafik ya saçmalamış ya da yolda çalışma var" diye düşünür.
Bir süre daha geçtikten sonra yine tabela görür :
"Yavaşla, 15 Km."
"Bu ne biçim iştir yaaa? Bu kadar yavaş gidilir mi?" diye söylenerek arabayı sürerken, son bir tabela daha görür:
"Yavaşla'ya hoş geldiniz, Nüfus 4500..."
Hırsız Temel
İşsiz kalan Temel hırsızlığa başlamış. Çok da başarılı olmuş. Olmadık yerleri soymuş ama sonunda yakayı ele vermiş. Hakim sormuş:
"Söyle bakalım, o dükkanları nasıl soydun?"
Gülmüş Temel:
"Meslek sırrı efendim, söyleyemem!"
Vali Tuna’dan
Çanakkale'den Eskişehir'e atandığı gün gerçekten şaşırtıcı bir açıklama yapmıştı Vali Tuna!
Ne demişti?
"Heyecansız bir şehre gidiyorum..."
"Turizm Çalıştayı"nda ise bakın neler söylemiş:
"Eskişehir, önemli potansiyelleriyle bir cazibe merkezi olarak marka bir şehir. Hedefimiz Cumhuriyet' in 100. yılına kadar dünyanın cazibe merkezi haline getirmek..."
Ne diyelim?
Doğrusunu isterseniz, bizi de çok heyecanlandırdı!..
Demek, gerçekten biraz heyecanımız eksikmiş!..
Teşekkürler Vali Bey...
Geçmiş olsun çalışıcı
MHP’den aday adayı olan eski vali “Kadir Çalışıcı" 11 gün özel Ümit Hastanesi'nde yatıp tedavi görmüş.
Zatürre teşhisi konulmuş.
İlginçtir, hastanede yatarken, biz de tüm aday adaylarının gerçek bir koşusunda kesin Kadir Bey’in kazanacağını yazmıştık...
Nazar değdi herhalde, geçmiş olsun...
Günün İncisi
Başarı en büyük leke temizleyicisidir!
Günün Sorusu
İktidarın teröre karşı en etkili önlemi nedir?
"Çağlayan Adliyesinde avukatları elle aramak!"
Akif Kökçe
Günün Sözü
Tarih, asla "elveda" demez,"ilerde görüşürüz" der...
Eduardo Galeano
Kolsuz Yaşar'dan
Kim ne derse desin, bundan böyle sessiz film bizim hayatımız olmalı...
Nasıl olsa..
“Konuşturmuyorlar!"
Günün Balı
Türkiye'de kişi başına düşen gelir 10 bin doları aşmış.
Bazı vatandaşlar adam yerine konulamıyorsa doğrudur!
Balthör
Günün Olayı
Papa, soykırım ayini yaparken, AKP kendine göre seçmen tayini yapıyor. Hangi gerilimle oyum yükselir hesaplarına girişiyor. Varsın dünya “soykırım” desin, "oy kırım" olmasın da...
Mustafa Balbay
Günün Biberi
TSK’yı askerlik bilgisi kıt valilerin emrine verirseniz...
Ağrı'dan başka illerde kamuoyunun yadırgayacağı benzeri daha pek çok olay izleyecek demektir.
Cüneyt Arcayürek
Günün Şiiri
Kuşkulu Çağ
Orda nice uygunsuz aykırı, cüce
Orda ey, orda hani değişen kimdir böyle
Direnip bir şey ölür, çoğunluk gelmeyince
Çıplaksın, övgülerin yelecene uğulduyor
İçilmez dağ ardları, orda nasıl, nereden
Eytişir, erdemlenir, gölgeme sen inince
Bil ki sevmek, sevilmek değildir öykülenen
Geçilmez yasalara gecem bir de uyanık
Ve artık yüz yılımdır eksilen son sevince
Canım durmaz, devinin, susmaksa yok anılar
Kuşkulu çağrılarım, kuşkulu dünyamız var...
Kemal Karadayı (Varlık-1967)