Sadi Seda yazdı
Günün sözü: Keskin nükteler de keskin bıçaklar gibi sık sık sahiplerinin parmaklarını keser. ARROWSMİTH
Dedem diyor ki: En büyük başarı hiç yere düşmemek değil, her düşüşten sonra ayağa kalkmaktır.
Önceki gün Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın daveti üzerine CHP Grup toplantısını izledim…
Daha sonra da Ahmet Ataç, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ve bir grup kadınlarla birlikte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun makam odasına çıktık…
Kılıçdaroğlu’nun makam odasının kapısında 200’e yakın bekleyenler vardı…
Sadece Eskişehir değil iki ilden daha gelenler olmuş…
Allahtan Utku Çakırözer, Eskişehir’den Tepebaşı Belediye Başkanı ile birlikte bir grup kadının Kılıçdaroğlu’nu ziyaret edeceklerini Kemal Kılıçdaroğlu’nun Özel Kalem’ine Pazartesi günü bildirmiş.
Bu nedenle Eskişehir grubu CHP Genel Başkanı Klıçdaroğlu’nun makam odasının kapısında beklemeden girdiler…
Önce guruptan bahsedeceğim…
İlk kez bir partinin gurup toplantısına katılmadım…
TBMM’nin kapısından çok girip çıktım.
Hatta Genel Kurulun yapıldığı salona da en az 10 defa girdim…
Tadilat yapılmadan önceki TBMM Genel Kurul Salonunda milletvekillerinin ve meclis başkanın oturdukları koltuklara da oturdum…
Yıl 1993 idi…
Hüsamettin Cindoruk TBMM Başkanlığı makamında…
O yıllarda Kanal 26 TV’de program yapıyordum…
Hüsemettin Cindoruk’u makamında ziyaret ettikten sonra, kendisinin izniyle TBMM Genel Kurul Salonuna indik…
DYP’li Meclis İdare Amiri ile birlikte Genel Kurul Salonunda çekimler ve özel röportaj yapmıştım…
O röportajda o yıllarda mecliste bulunan DYP, CHP, MHP ve Saadet Partisi’nin grup toplantı salonlarına girerek özel çekimler yapmıştık…
*-***
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç her hafta Tepebaşı İlçesinin mahallelerinde ikamet eden kadınları Ankara’ya TBMM’ye götürüyor...
Kadınlar CHP grup toplantısını izledikten sonra Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun makam odasına çıkarak kendisiyle yüz yüze görüşüyorlar..
Her hafta yerel gazetelerden bir köşe yazarını da davet ediyor…
Geçtiğimiz Pazartesi günü Ahmet Ataç’tan Ankara daveti gelince kabul ettim…
Tepebaşı’na bağlı Gündüzler, Muttalip, Aşağı Söğütönü Mahallelerinden yaklaşık 100 kadın gelmiş bu hafta TBMM’ye.
Kadınlarla birlikte önce CHP Grup toplantısına katıldım…
CHP Milletvekillerinin oturdukları koltuklara oturarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını pür dikkat dinlediler…
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ile aynı sırada oturarak dinledik…
Grup toplantı salonu küçük, gelen misafir sayısı çok…
Bu nedenle CHP milletvekillerinin çoğu masalarına misafirleri oturtarak kendileri ayakta genel başkanlarını dinlemeyi tercih ettiler…
CHP Grup toplantısında Eskişehir çocuğu İzmir Milletvekili gazeteci dostum, arkadaşım Atilla Sertel ile de karşılaştık…
Ayaküstü kısa sohbet yaparak hasret giderdik…
Daha sonra Kılıçdaroğlu’nun meclisteki makam odasına çıktık…
Kılıçdaroğlu, sayıları 100’ü bulan Eskişehirli kadınları üç gurup halinde kabul etti…
Kırsal kesimden gelen kadınlar ilkleri yaşadılar…
İlk kez TBMM’nin kapısından girdiler…
İlk kez TBMM’de milletvekillerinin yemek yedikleri lokantada yemek yediler…
İlk kez bir siyasi partinin haftalık gurup toplantısına katıldılar…
İlk kez bir siyasi parti genel başkanının makam odasına girdiler…
İlk kez bir siyasi partinin genel başkanıyla tokalaştılar ve yüz yüze sohbet ettiler…
Makam odasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kadınlara ilk olarak şunu sordu:
“Ahmet Başkan’dan memnun musunuz?”…
Kadınlar hep bir ağızdan:
“Memnunuz. Bizimle çok ilgileniyor. Mahallemizin, sokaklarımızın ihtiyaçları konusunda isteklerimizi hiçbir zaman aksatmadı. Kendisine çok teşekkür ediyoruz” diye cevap verdiler…
Arkasından şu espriyi yaptı:
“Çanakkale’ye gidiyorsunuz. O güzel ve tarih kokan yerleri gezip görüyorsunuz. Fakat Ahmet Başkan bir türlü beni Çanakkale’ye götürmedi ne yapayım?”.
Ve ardından şunu söyledi:
“Umarım bir dahaki sefere tekrar gelirsiniz. Başkanımız iyi çalışıyor gerçekten. Bakın sizleri buraya getirdi. Bir aradasınız. Size sunduğu hizmetler gerçekten çok önemli. Düşünün İstanbul’da yaşayıp da denizi göremeyen insanlar var. Sizler kültür turları ile bu fırsatı yakalıyorsunuz.”
Kılıçdaroğlu kadınları tek tek dinledi…
Onlara CHP’nin 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerindeki vaatlerini hatırlattı ve ”Bakın emekliler bizim sayemizde zam aldı. Taşeron işçiler bizim sayemizde devlete alınacaklar. Bunları biz dillendirmeseydik olmayacaktı” dedi.
*-****
Grup toplantısına dönmek istiyorum tekrar.
“KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞI HARİÇ
TÜM DOKUNULMAZLIKLAR KALKMALI”
Kemal Kılıçdaroğlu, gurup toplantısında kürsü dokunulmazlığı dışında başta genel başkanlar olmak üzere tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını savunduklarını söyledi ve şöyle konuştu:
“Hırsızların TBMM'de yeri yoktur diyoruz. Bu kadar net. Diyoruz ki kürsü dokunulmazlığına evet. Hırsızlığın, yolsuzluğun dokunulmazlığı yok bizde. Vatandaşlar iyi bilsin, Davutoğlu'nun dokunulmazlığı kalkmayacak. Ahlaklı adamsan, yürekli insansan hodri meydan de bende dokunulmazlığımı kaldırıyorum de. Her şeye rağmen kürsü dokunulmazlığı hariç, bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyorum. Eğer bu ülkede akademisyenler, gazeteciler, askerler hapse giriyorsa demokrasi mücadelesini veren her CHP'li hapse girmeye hazır olmalıdır.
Türkiye bir darbe dönemini yaşıyor. Kenan Evren'den bunların ne farkı var. Bedel ödemeden mücadele edilmez. Hep beraber mücadele edeceğiz, dönmeyeceğiz. Kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz.”
Neden CHP? Diye soran olacaktır…
Davet Ahmet Başkan’dan geldiği için bende kabul ettim…
Yarın AK Partinin milletvekillerinden,”Bizim grup toplantımızı da izle. Genel Başkanımız ve Başbakanımız ile sizi yüz yüze görüştürelim” diye teklif gelirse o teklife de “EVET” derim…
Bunun böyle bilinmesini istiyorum…
Kimse öküz altında buzağı aramasın…
*-********
FIKRA:
Çok şey
Temel ile Dursun birlikte meyhaneye girerler. Birer rakı isteyip bir tek atarlar. Sonra ikincileri isterler... Bu sırada Temel sorar:
- Ula Tursin. Akluma takildu. İçi içi taha ne eder?
Dursun:
- 4 eder uşağum.
Rakılar gelir ikinci kadehleri de içerler. Birer tane daha isterler. Kadehler gelirken Temel yine sorar:
- Ula Tursin. Akluma takildu. Peçi tört tört taha ne eder?
Dursun:
- 8 eder uşa... Derken Temel bıçağı Dursun'un kalbine saplar. Dursun yere yığılır bir daha kalkamaz.
Karakolda ifadede polis memuru sorar:
- Arkadaşını neden öldürdün?
Temel iç çekerek cevap verdi:
- Çok şey pileydu!...