Turgut Özal, gizlice Eskişehir'e geldi ve "Yılmaz Sezer" ile Büyük Otel’de özel bir görüşme yaptı
Hem İl Başkanlığı, hem de sonrasında milletvekili adayı olmasını istiyordu
Eskişehirspor sevgisi bir başka ağırlık kazandı ve "Sezer" bu iki cazip teklifi de kabul etmedi...
Belki gönlünde "Doğru Yol Partisi" yatıyordu...
Nitekim, bu partiden Belediye Başkanı adayı oldu...
Aynı zamanda Eskişehirspor Başkanıydı ve takım da şampiyonluğa gidiyordu...
Yanılmıyorsak 13 bin oy almıştı Sezer...
Kaybetti... O gün 50 bindi...
Ama bugün Eskişehir'de..
"Tam 130 bin Emirdağlı yaşıyor..."
***
Ardından bir başka Emirdağlı "Halis Barlas" yine DYP'den milletvekili iğine aday oldu...
Üçüncü sıradaydı, o da kazanamdı…
Rahmetli "Sefa Halaç" da ANAP'tan Belediye Başkanı adayı oldu...
Halaç da bir Emirdağlı'ydı...
Olmadı... O da kaybetti...
***
Tüm bunları önceki "ANADOLU"nun "Hiç bitmesin Emirdağ’ın senliği" manşetinden anımsadık...
Yine bir Emirdağlı aday var...
Ama bu kez sol bir partiden, CHP'den üçüncü sıra milletvekili adayı...
"Cemal Okan Yüksel..."
Genç ve iddialı bir avukat aday...
Adı geçen bir başka avukatla da hiç bir ilgisi yok...
“Bakalım, bu Emirdağlı zinciri kıracak mı?”
Şansı da büyük...
CHP büyük atakta, üçüncü milletvekili çıkarması asla sürpriz sayılmaz...
Ve de bir başka şansı da var Cemal Bey’in...
“Ömer Duru ile aynı köyden, Adayazılı…”
Bu yazıyı “Ada”sıyla silecek bir köy…
Haziran sıcağında…
“Emirdağ’da kar görebilirsiniz…”
Eskişehirli gazetecilerin suçu ne?
-Odunpazarı Kent Konseyi Eskişehir'de "Ülkemizde Medya ve Basın Özgürlüğü "konulu bir panel düzenledi. Moderatörlüğünü "Utku Çakırözer"in yaptığı panelde "Mustafa Balbay, Ayşenur Arslan ve Atilla Sertel" konuştular...
Panelin önemine ve içeriğine girmeden önce paneli düzenleyenlere önemli bir eleştiriniz olacak...
"Neden bir Eskişehirli gazeteci yoktu?"
-8 gazete ve 2 televizyon basta olmak üzere sayısı yüzü geçkin bir fikir işçisi ve basın emekçisinin yaşadığı kentimizde, o panelde konuşabilecek bir gazeteci bulamamak mı sorun, yoksa layık görmemek mi?
"Bunu anlamak da anlamaya çalışmak da bu kentte basın emekçisi olarak çalışan insanlara saygısızlıktır..."
***
Bu satırlar Deniz Çağlar Fırat’ın "Eskişehirli gazetecilerin suçu ne?" başlıklı yazısından bir bölüm...
Yerden göğe kadar haklı...
Ancak, buna benzer bir yazıyı aylar önceden bu köşenin yazarı da dile getirmişti...
Bir başka açı andı görüşümüz...
Dışarıdan gazeteci getireceksin ki...
"Eskişehir'in karanlık bir kent olduğunu söylesin..." Ahmet Yenilmez...
Dışarıdan bir konuşmacı getireceksin ki..
"Eskişehir 'in fuhuş kenti olduğunu söylesin..." Yusuf Ziya Cömert...
O günlerde de böyle karşı çıkılmalıydı...
"Utku Çakırözer", zaten artık milletvekiliz sayılır, Mustafa Balbay, Ayşenur Arslan ve Atilla Sertel için de kimsenin sözü olmaz...
Ama yine de hak veriyoruz "Deniz"e...
"Eskişehirli bir gazeteci de olamaz mıydı?"
Kolsuz Yaşar’dan
Hukuk, davalara göre işliyormuş...
Eeee!
Boşuna dememişler abi...
"Davul dengi dengine çalar!"
Cuk
Umut inanca eşlik eden bir ruh halidir…
Günün İncisi
"Yaptığın iyilisi hemen unut, ama sana yapılanı asla...
Hanri Benazus
Gerilim
Hitler, yaptıklarıyla kendini yakmıştı. "Almanya'yı da yakmıştı."
Başlangıçta Hitler'in yaptıkları da gözden kaçmıştı.
"Adamları berber dövüp, tiyatro yakmıştı..."
Necati Doğru
Günün Sözü
Bu dünya böyledir.
Adalet yoktur, namuslu aç gezer, soyanlar toktur!
Günün sorusu
Ölüm olmasaydı, hayat bu kadar değer taşır mıydı?
Şimdi ayvayı yedin işte!
Osmanlı döneminde "ilmi-siyaset" yapmış bir bilim adamının yolu İstanbul'a düşmüş...
Boğazı geçecek, bakmış bir yaşlı kayıkçı boş bekliyor. Yanaşmış ve binmiş...
Kayıkçı küresi çekerken bilim adamı başlamış sormaya:
"Napolyon'u tanır mısın?"
-Yoooo!
"Aslan Yürekli Rişar'ı?"
-Nereden bileyim beyim?
"Peki, Critsıf Colomb'u da mı bilmezsin?"
Kayıkçı yanıt vermeden, yukarıda şimşekler çakmış, fırtına koptu kolacak!
Bu kez yaşlı kayıkçı sormuş:
"Hocam, sen yüzmeyi bilir misin?"
-Yooooo!
Kayıkçı bağırmış:
"Şimdi ayvayı yedin işte!.."
Temel ve silah
Temel silah satan dükkana girmiş :
"Tutukluk yapmayan seri bir silah istiyorum."
Satıcı sormuş:
"Savunma amaçlı mı?"
"Yok yok" demiş Temel:
"Savunma işini sonradan avukatım yapacak!"
Yalan mı?
Bir Alman televizyonunda ünlü bir sosyolog diyor ki:
-Farenin kapandaki bir dilim peyniri veya balığın oltanın ucundaki yemi yutmasını hayvanların akılsızlığına veririz...
Oysa, insanlar çok daha kolay avlanırlar...
"İktidarlar toplumun ağzına bir parmak bal çalarak milyonları tavlarlar!.."
Doğru söze ne denir?
“Yalan mı?"
Günün Sorusu
Almanya'nın "Asrın Soygunu" dediği "Deniz Feneri" davasında örgüt ve dolandırıcılık yokmuş. Ne varmış peki? Aralarında iktidar mensuplarının da bulunduğu "Hayırsever dostlar grubu" mu?
Günün Balı
Atılan golü ağır çekimle tekrar tekrar izlemek, erkeklerin bir şeyi bir kerede idrak edemediğine en iyi örnektir...
Saim Güven
Özdeyiş
Başkalarının yanlışlarından da bir şeyler öğrenmeliyle...
Hepsini kendimiz yapacak kadar zamanımız yok!
Gruuncho Marx
Günün Şiiri
Dalgalar
Bir uzak limanda unutulmuşum
Toprak yollarında gölgem
Dalgalarında adım kazılı
Ve bir martı kanadında düşüncem
Bir uzak limanda unutulmuşum
Enginden beni çağıran sesler gelir
Nice sevgiliyi görmüş, ayırmış
Deniz dalga dalga yükselir
Bir uzak limanda unutulmuşum
Bahar kokulu dalgaları
Dudak dudak fısıldanan hikayemizi
Yaprak yaprak düşünür akasyaları...
Mustafa Tosun (Varlık-1951)
Günün Olayı
Merak ediyorum. Üniversitelerin hukuk fakültelerinde ne okutuluyor?
Hukuk fakültesinde ülkede olup bitenler konusunda bir şey söylenmiyor mu?
"Öğrenciler ne olup bittiğini merak etmiyorlar mı?"
Erdal Atabek
Günün biberi
CHP'nin inandırıcılık dozu biraz daha yükseldiğinde seçimin son haftasında gündemin birinci maddesine şu soru yerleşebilir:
"Birinci parti kim olacak?"
Mustafa Balbay
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...