Dün sabah saatlerinde Odunpazarın’da otobüsten inip tramvaya binmek üzere iken kolumdan birisi çekti.
“Sabah sabah ne bu telaş, nereye gidiyorsun? Beni birisi kahve içmeye davet etti. Gel seni de götüreyim” dedi.
Kolumdan çeken kişi Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Gazi Çelik. Çelik aynı zamanda Esnaf Odaları Birliği Yönetim Kurulu üyesi.
Birlik Başkanı Birsen, bir konu hakkında görüşme yapmak üzere kendisini kahve içmeye davet etmiş. Beni görünce kendisi de beni kahve içmeye davet etti.
Birisiyle randevulaşmıştım. Kendisini ziyarete gidecektim. Saate baktım. Randevu saatine nerede ise bir saat var.
Takıldım Gazi Çelik’e Esnaf Odaları Birliğine gittik.
Ekrem Birsen beni karşısında görünce şaşırdı.
“Hayrola abi sabah sabah bu ziyaretin bir nedeni olmalı” diye takıldı.
“Herhangi bir sebep yok. Beni Gazi getirdi. Kahve ısmarlayacakmışsın” dedim.
Ekrem Birsen, Gazi Çelik ile birlikte kahvelerimizi içerken sohbet ettik.
Sohbet döndü dolaştı Eskişehirspor’a geldi.
Konu Eskişehirspor olunca Gazi Çelik,”Başkanım evrakları imzalamak için aşağıya iniyorum. Size iyi sohbetler” diyerek yanımızdan ayrıldı.
Ekrem Birsen ile Eskişehirsporu masaya yatırdık. Gerekli operasyonu yaptık. Hasta Eskişehirspor’u yeniden ayağa kaldırdık!
Eskişehirspor operasyonundan sonra sıra “Çar-Pa” ya geldi.
“Sadi abi çar-pa’dan çok şikâyetler geliyor. Mahalle içerisinde olmasından dolayı mahalle sakinleri, dükkanlarda bulunan ürünlerin aynısını kendilerinden daha ucuza satılmasından dolayı yerleşik esnaflar. Haksız rekabet olmasından yakınıyorlar. Bazı esnaflar ise kendilerinin orijinal ürün sattıklarından fiyatının da pahalı olduğundan, ancak Çar-Pa’da aynı ürünün taklitleri aynı marka ile daha ucuza satılmasından dolayı dükkân sahiplerinin tüketiciyi kazıklıyor gibi sözler edilmesi dükkân sahibi esnafları rahatsız ediyor. Oysaki Çar-Pa’da satılan ürün ile dükkânda satılan ürün arasında çok büyük fark var. İkincisi dükkân sahipleri kira ödüyor. Elektrik, su, yakıt giderleri ödüyor. Bunlar ister istemez işyerinde satılan ürünün satış fiyatını etkiliyor. Ben fotoğrafa bütün bakıyorum. Kimseyi ayırmıyorum. Çar-Pa’da tezgâh açan esnafın yarısı dışarıdan geliyor. Bazıları ayda yılda bir gelip başkanın yerinde tezgâh açıyor. Bu pazara oda başkanlarımız ve Odunpazarı Belediyesi yetkilerinin de katılacağı bir toplantıda yeni düzenleme getirilmeli. Yerleşik esnafımızın mağduriyeti giderilmeli” dedi.
Elbette Çar-Pa’da satış yapanlarda esnaf. Onlarda devlete vergisini ödüyorlar.
Bu konuda kimsenin itirazı olamaz.
Ancak yerleşik işyerinde satılan ürün ile çar-pa da satılan ürünlerin arasında kalite farkı var.
İkincisi çar-pa’daki bazı esnaflar aynı marka adında ancak taklidi olanlar ürünler satıyor.
Orijinali ile taklidi arasındaki farkı anlamayanlar, yerleşik esnaf yani dükkândaki fiyatı karşılaştırdıklarında aradaki fiyat farkını görünce ister istemez kazıklandıklarını sanıyorlar.
Bu taklit ürünleri satanlar,”taklit ürün” diye bir tabela koyarlarsa vatandaşta orijinal değil taklit ürün aldığını bilir.
Ve de yerleşik esnafı yani dükkân sahibini “beni kazıkladı” diye eleştiri yapmaz. Böylelikle de dükkan sahipleri de haksız rekabet ile karşı karşıya kalmaktan kurtulmuş olur.
*-**********
Sayın Tuna neden sessiz kalıyorsunuz?
Cumartesi günü yapılacak olan Eskişehirspor’un kongresine bugün ile birlikte üç gün kaldı. Hala bir başkan adayı yok görünürde.
Daha doğrusu resmi olarak “ben adayım” diye açıklayan yok.
Mevcut Başkan Bay Hoşcan,”ne adayım ne de değilim” diyemiyor.
Birilerinin kendisini aday göstermelerini bekliyor.
“Bu takımın bu duruma gelmesinde senin suçun günahın yok” demelerini bekliyor.
2,5 yılda yaşanılan bütün olumsuzluklarının faturasını eski Başkan Halil Ünal’a kesmeyi bekliyor.
2,5 yılda takımın içini boşaltan, yıldız futbolcuları tek tek göndererek yerine bugün göndermeye çalıştığı futbolcuları alan sanki Halil Ünal.
Yeni futbolcular almasa da, Halil Ünal’ın bıraktığı futbolcu kadrosunu korumuş olsa bile bugün yaşanan sıkıntılar yaşanmaz idi.
Kongreye üç gün kalmış bir Allahın kulu çıkıp da, “Ey Eskişehir halkı. Bu takım kalp kırızi geçirdi. Acil tedaviye ihtiyacı var. Tedavi etmez isek ölecek” demiyor.
Daha doğrusu uçurum kenarına yaklaşan Eskişehirspor’u buradan kurtarmak için kimse kılını kıpırdatmıyor.
Acil tedbir alma zamanı.
Bu şehrin en büyük mülki amiri Vali Güngör Azim Tuna’da bu şehrin adını taşıyan, bu şehrin sevdası olan Eskişehirspor’u düşme tehlikesinden kurtarmak için kılını kıpırdatmıyor.
Eskişehir’in başta Büyükşehir, Odunpazarı, Tepebaşı Belediye Başkanları ile ETO, ESO, ESOSOB gibi kuruluşların başkanlarını toplayıp “bu hastayı nasıl tedavi edebiliriz” demiyor.
Sokaktaki sade bir vatandaş gibi can çekişmekte olan hastayı Sayın Vali de izliyor.
Şu bir gerçek.
Eskişehir Türkiye’de önemli bir marka ise, bunda Eskişehirspor’un da önemli payı var.
Yarın Eskişehirspor PTT birinci ligine düşerse, bilin ki Eskişehir’de bir alt kümeye düşmüş olacak.
Cuma gününe kadar Sayın Valimiz Güngör Azim Tuna, belediye başkanları can çekişmekte olan hastayı kurtarmak için gereken adımı atmazlar ise, bu hasta kan kaybından ölecek.
Aynı çağrım Milli Eğitim Bakanımız Nabi Avcı için de geçerli.
Geçmişte Eskişehir Milletvekili ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Eskişehirspor’a neler yapmışsa hiç olmazsa onun yarısı, hatta çeyreğini bile yapabilse siyah-kırmızılı takım lige tutunabilir.
Bu konuda sadece Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı değil, Eskişehir’in diğer beş milletvekili de üzerlerine düşeni yapmalı.
En azından Vali Tuna’nın beklenen girişimde bulunması halinde kendilerinin de destek vereceklerini söylemeliler.
Kurulacak “Acil Yardım” ekibi hemen bir başkan ve yönetim kurulu belirlemeli. Sezon sonuna kadar gerek “Acil Yardım” ekibi gerekse diğer kişiler yapılacak tedavi ile Eskişehirspor’u süper ligde tutmak için üzerlerine düşeni yapmalı.
Eğer bu hasta ilgisizlikten dolayı komaya girecek olursa, bir daha çok zor çıkar. Hatta hayatını kaybedebilirde…
Bundan dolayı da başta Sayın Bakan, Sayın Vali, milletvekilleri, belediye başkanları, sivil toplum örgütlerinin başındakiler hepiniz Eskişehirspor sevdalıları tarafından yargılanırsınız.
*-******
Karacan’dan önemli mesaj
Dün gerek sosyal medyada gerekse dillerde “Harun Karacan Mesut Hoşcan’a destek veriyor” diye sallandı.
Tanıdığım kadarıyla Harun Karacan taraf olmazdı.
Birileri Mesut Hoşcan’ı gaza getirmek veya adaylığını pekiştirmek için düğmeye bastı. Harun Karacan’ın ismini kullanarak Bay Hoşcan’ı parlatma gayreti içerisine girdiler.
Harun Karacan’a iki kez telefon ettim. Telefonu açmadı.
Dedikoduların gerçek olup olmadığını soracaktım.
Demek ki bu konuda pek çok telefon almış olacak ki yazılı bir açıklama yaparak, söylentileri ve sosyal medyada yazılanların gerçek olmadığını ifade etti,
Karacan’ın açıklaması şöyle:
“Ben kimseyi desteklemiyorum. Sosyal medya paylaşımlarında iddia edildiği üzere, Sayın Mesut Hoşcan’ın yeniden aday olmasını sağlama adına herhangi bir çabam olmamıştır. Bizim için bugün ve her zaman Eskişehirspor adına asıl olan kişiler değil, Eskişehirspor’un menfaatleridir. Kimler olduğunu aşağı yukarı tespit ettiğimiz takma isimli paylaşım sahiplerinin, Eskişehirspor’un içinde bulunduğu durumu fırsat bilip, ismimi de özellikle işin içine sokmak suretiyle yaratmak istedikleri algının, farklı bir amaç taşıdığını da söylemek isterim. Özellikle gerçek ismi ile değil de sahte hesap açarak sağa sola hakaret savuranlara, fitne ve gerginlik çıkarmaya çalışanlara prim verilmemeli, Eskişehirspor’un gündemi ucuz kahramanlıklar üzerinden şekillenmemelidir.”