Geçtiğimiz haftalarda, ciddi bir eğitim-siyaset-tarikat skandalı meydana gelmişti. Şöyle ki… Sivrihisar’da bulunan üç köyün öğrencileri, menzil tarikatının merkezlerinden olan Buhara köyündeki okula gönderilmeleri yönünde baskıya maruz kalıyorlardı. Ancak öğrenci velileri bu baskıya karşı direndi. Sonunda öğrenciler, Ertuğrul’da bulunan eski okullarına kavuştu. Bu noktada İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Buhara’nın ileri gelenleri şöyle bir savunma yaptı: “Ballıhisar, Ertuğrul, Ahiler, Aydınlı yolları bozuk olduğu için öğrencilerin Buhara’ya gelmelerini istedik.” Tabii bu savunma, algı yönetmek ve mazeret uydurmaktan başka bir şey değildi. Ancak öyle bile olsa, bu ses kesilmeliydi. Ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in talimatıyla belediye şu an ne yapıyor? Ballıhisar, Ertuğrul, Ahiler ve Aydınlı mahallelerini birbirine bağlayan 10 kilometrelik yolda, yol yapım ve onarım çalışması gerçekleştiriyor. Eh, artık İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Buhara’nın önde gelenlerine de, susmak düşüyor!
Eskişehirspor’da son durum
TOKO’ya olan borcumuz nedeniyle birkaç ay içerisinde başımıza bela alabiliriz. Erkan Zengin’in menajeri Patrick Mörck’ün alacağından dolayı eksi altı puan cezası yiyebiliriz. Ödemesi yapılamadığı için eksi altı puan cezası aldığımız Pinto dosyası hala çözülemedi; Pinto şikayet ettiği takdirde küme düşme cezası gelebilir. Funes Mori’ye ödeme yapamadığımız takdirde 2020’de transfer yasağını kaldıramayabiliriz. Vladyslav Kulach’ın alacağını da ödeyemedik; şimdilik herhangi bir tehlike görülmese de, ileride başımıza dert açabilir. Nassim Khalifa dosyamız var bir de; futbolcu eksi altı puan cezası başvurusu yapabilir. Boffin, Akaminko ve Cristian Tanase’nin alacakları konusunda mahkemeliğiz, ne olacağı belli değil. Beri yandan Tanase, alacakları için FİFA’ya başvurdu. Söyleyeceklerim bu kadar!
Yeni yayın dönemi başladı!
ESGROUP Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Fetih Demirdaş’ın teknoloji yatırımları ve üstat Ali Baş’ın yönetimiyle Türkiye’deki önde gelen televizyon kanalları içerisine giren ES TV, objektif yayın ilkesiyle tüm siyasi partilere ekranlarında eşit oranda yer veriyor; dileyen tüm politikacılar yayınlara çıkabiliyor ve görüşlerini, yurttaşlarımızla paylaşabiliyor. İşte, şehrimizin kanalı ES TV, yeni yayın dönemine başladı! Bu yayın döneminde, birbirinden özel programlar sizleri bekliyor. Spordan siyasete, sağlıktan kültür ve sanata, magazinden cemiyet yaşamına kadar geniş yelpazede zengin içerikli yayınlar yapacak olan ES TV, alanında uzman haberci kadrosuyla yurttaşlarımızın da sesi olacak. O nedenle, Eskişehir’den haberdar olmak istiyorsanız, siz değerli izleyicilerimizi bu yayın döneminde de ES TV ekranlarına bekliyoruz.
Çağdaş Sanatlar Galerisine gitmelisiniz
Odunpazarı Belediyesi, kültür, sanat ve turizm merkezli organizasyonlarına devam ediyor. Bu organizasyonlara, yurt içi ve yurt dışından alanında uzman bilim insanları ile sanatçıları davet ediyor. Ve daha da önemlisi, etkinlikler sadece atölye çalışmalarıyla sınırlı kalmıyor; panel ve konferans gibi teorik çalışmalara da yer veriliyor. Bu anlamda Odunpazarı Belediyesi, Ahşap Heykel Festivali yaptı, yakılacak olan ağaçlardan nefis sanat eserleri meydana getirdi. Sonra Lületaşı Festivali yaptı, Eskişehir’in değerini hem Türkiye’ye tanıttı, hem de Eskişehir’e kurulması planlanan kömürlü termik santrale karşı bir duyarlılık yaratmaya çalıştı. Ardından Seramik Pişirim Teknikleri Çalıştayı yaptı, seramik pişirim tekniklerinin örnekleri verildi, vatandaşların da tornada çömlek yapmasına imkan sağlandı, geleneksel çömlekçilikle sanat bir araya getirildi. En son Cam Festivaline imza attı, enfes sanat eserleri üretilmesine olanak sağladı. Şimdi o eserler, Çağdaş Sanatlar Galerisinde sergileniyor; gitmenizi tavsiye ederim.
Mahkeme, üniversiteyi haksız buldu!
Son zamanlarda Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden dikkat çeken iddialar yükselmeye başladı. İddiaların hedefinde oldukça etkin ve yetkin bir isim var, ancak şimdilik o ismi ve o isim merkezli iddiaları bir kenara bırakıyorum, belki ilerleyen günlerde kaleme alırım. Bugün işleyeceğim konu, ‘görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavı’na ilişkin. Sağlık Sen Eskişehir Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal, üniversitenin bazı çalışanları söz konusu sınava dahil etmediği gerekçesiyle dava açmıştı. Dava sonuçlandı, 1. İdare Mahkemesi, Sağlık Sen’i haklı buldu! Yani mahkeme kararına göre üniversite, söz konusu sınava katılım konusunda, bazı çalışanlara haksızlık yapmış! Tabii üniversitenin bir üst mahkemeye itiraz etme hakkı var. Ancak bunu bir kenara bırakıp bir an önce mağduriyetleri gidermeli, yeni bir sınav ilanına çıkmalı; hak edene hakkını vermeli!
Saadet’e göre yeni Türkiye
AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte, ‘yeni Türkiye’ kavramıyla tanıştık. Herkes, bu kavram üzerine birçok görüş beyan etti. Son olarak Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Levent Baştürk söz konusu kavrama ilişkin konuştu ve dedi ki: “Yeni Türkiye’de gelir dağılımı uçurumu büyümektedir. Yeni Türkiye, yoksulluğun azaltılmasında en büyük engelin yolsuzluk olduğu bir ülkedir. Yeni Türkiye, genç işsizliğin sayısının arttığı bir ülkede ‘ben de bir çobanım’ diyen partili Cumhurbaşkanı’nın ‘her mezun olan iş bulacak diye bir şey yok’ diyebildiği bir ülkedir. Bu sözün, 1 milyondan fazla üniversite mezunu işsizin olduğu, son 15 yılda üniversite mezunu işsizlerin sayısının 10 kat, son 3 yıl içinde 2 kat arttığı bir ülkede söylenmiş olması başlı başına vahim bir durumdur. Partili Cumhurbaşkanı, üniversiteli veya değil, insanların iş sahibi olmasını sağlayacak istihdam politikalarını belirleyecek ve uygulayacak olanın siyasi iktidar olduğu gerçeğini unutmuş gibi konuşmaktadır.”
Japon dostumuzu yanıltmışlar!
Japonya'daki koalisyon hükümetinin ortağı Komeito Partisinin Genel Başkanı Natsuo Yamaguchi, Eskişehir’e gelerek bir takım temaslarda bulundu. Yamaguchi’nin Türkiye ve Eskişehir’e ilişkin kullandığı bazı ifadeler, oldukça dikkatimi çekti. Mesela şunu söyledi: “Türkiye'yi 2003 yılında ziyaret ettim. O yıllar ile bugünü kıyasladığım zaman Türkiye'nin ekonomik durumunun o zamankinden daha görkemli bir şekilde geliştiğini fark ettim.” Bu ifadeyi duyunca gülmekten karnım ağrıdı; zira millet olarak parasızlıktan çıldırmak üzereyiz! Bir diğer ifadesi ise şuydu: “Sanayi şehri olan Eskişehir'de fabrikaları ziyaret edeceğiz.” Japon Genel Başkan, herhalde bizi Bursa’yla karıştırdı; Eskişehir’e sanayi kenti diyen ilk insan olarak tarihe geçti! Sanıyorum Yamaguchi’ye, Türkiye ve Eskişehir’e ilişkin doğru bilgiler vermemişler. Tokyo Büyükelçimiz Murat Mercan ne anlattıysa artık…
İçi boş toplantıdaki tek değerli ifade
Eskişehir’in elektrik sorunu bir türlü çözülemiyor. Öyle elektrik kesintileri gerçekleşiyor ki, artık sıdkımız sıyrıldı; saatler sürüyor, kesintilerin yarım günü bulduğu zamanlar oluyor, en hafif tabirle paramızla enayi yerine konuyoruz, elektrikli eşyalarımızın bozulması da cabası… Ancak her defasında şu savunmayla karşı karşıya kalıyoruz: Affedersiniz! Affetmiyoruz kardeşim, en azından ben, hakkımı helal etmiyorum. Keşke ciddi bir örgütlenme olsa da, toplu olarak mahkemeye başvurup hakkımızı alabilsek. Eskişehir’deki rezalet elektrik halinin iki sorumlusu var; elektrik işlerini eşgüdüm halinde yürüten Zorlu Enerji ve OEDAŞ! Tepkiler yükselince, Zorlu Enerji Ticaret Direktörü İnanç Salman bir basın toplantısı yaptı ve ortalığı güllük gülistanlık gösterme çabası içerisine girdi. Yemezler kardeşim, yemezler! En azından Eskişehir halkına yutturamazsınız! O nedenle Salman’ın ifadelerini değersiz buluyorum. Tek değerli ifadesi, kömürlü termik santrale ilişkindi. Salman, yenilenebilir enerjiden yana olduklarını söyledi!
FOTOĞRAFIN DİLİ OLSA
Celalettin Kesikbaş: Ben Sanayi Odası başkanıyım Hakan Bey.
Sinan Özeçoğlu: Ben de bir dönem Eskişehirspor Başkanlığı yaptım, şimdi Sanayi Odası Başkan Yardımcılığı yapıyorum.
Hakan Çelik: Ya siz Ünal Bey, hedefiniz var mı?
Ünal Şakar: Şimdiden konuşup da ortalığı karıştırmayayım Hakan Bey, beni geçiniz…
DÜNYA İNSANLARI
Fotoğraf: Robin Moyer/1982
Beyrut’taki kamplarda katledilen Filistinli mülteciler… ABD’li Moyer, dayanılmaz koku arasında fotoğrafları çekmeye çalışırken İsrailli askerlerin şakalaştığını duyuyordu. İsrailli askerler, hiç bir zaman yargı karşısına çıkmadı...
AFİŞ
PRESTİJ
2006 ABD yapımı film, birbirini alt etmeye çalışan iki sihirbazın hikayesini anlatıyor. 19’uncu yüzyıl sonlarında Londra’da yaşayan Robert Angier ve Julia McCullough, Alfred Borden ile hem arkadaştırlar hem de bir sihirbazın asistanlarıdırlar. Bir gösteri esnasında Julia ölünce Robert, onun ölümünden Alfred’i suçlar ve birbirlerine düşman olurlar. Zaman içinde ikisi de hem ünlü olurlar hem de rakip sihirbazlara dönüşerek birbirlerinin sahne üstünde performansını sabote etmeye kalkışırlar. Alfred başarılı bir hile yapınca Robert, rakibinin sırrını çözmek konusunu takıntı halinde getirir ve trajik olaylar birbirini kovalar.
BİR TWEET
Hasan Burgaz
Meyve veren ağaç taşlanır. Önemli olan ağacı korumak...
KARİKATÜR
Alexander Shmidt