Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in milletvekili olacağı hakkında iddialar gündemi meşgul ediyor.
Öncelikle şunu belirtelim; hiç kimse zorla milletvekili yapılamaz. Kişinin bunu istemesi lazım. Milletvekili olmak – elbette – büyük bir şeref. Ancak Büyükşehir Belediye Başkanlığı, sıradan bir milletvekilliğinden çok daha önemli bir görev. Ben Sayın Büyükerşen’in Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı bırakıp da milletvekili olmak istemesi için bir sebep göremiyorum.
Elbette TBMM Başkanlığı farklı bir konum. Şimdi deniyor ki Cumhurbaşkanı’ndan sonra protokolde 2’inci sırada bulunmak anlamına gelen TBMM Başkanlığı Yılmaz Büyükerşen’e verilecekmiş…
Şimdi ortada küçük bir sorun var. TBMM Başkanlığı CHP’nin tapulu malı değil ve bazı kişiler zaten sahip olmadıkları koltukları dağıtarak umut tacirliği yapmaya çalışıyor. TBMM Başkanının belirlenmesi için önce genel seçimlerin yapılması ve ardından da meclisteki sandalye dağılımının belli olması gerekir.
Yani seçim olacak, Millet İttifakı sandalye dağılımında üstün konuma gelecek de, Meclis Başkanlığı CHP’ye verilecek öyle mi? Haydi diyelim ki bütün bunlar gerçekleşti; Millet İttifakı’nın Yılmaz Büyükerşen adında anlaşacağının garantisini kim veriyor?
Birincisi Millet İttifakının Meclis’te çoğunluğu alacağının garantisi yok. İkincisi TBMM Başkanlığı’nın CHP’ye verileceğinin garantisi yok. Üçüncüsü de CHP’nin içinde TBMM Başkanlığını kapmak isteyecek politikacı çok…
Bütün bu zoraki koltuk bulma çabalarını, “Cumhurbaşkanlığı kalmadı, size TBMM Başkanlığı verelim” çabası olarak görüyorum.
Elbette aralarında CHP İl Başkanı Recep Taşel’in de bulunduğu iyi niyetli çoğunluk hem ülkesini sevdikleri hem de Yılmaz Büyükerşen’e yakıştırdıkları için TBMM Başkanı olmasını gönlünden geçiriyor. Ancak Eskişehir’de küçük bir azınlık var ki, dertleri ne Cumhurbaşkanı’nın kim olacağı ne de TBMM Başkanının kim olacağı.
Onların hesabı Yılmaz Büyükerşen’in bir an önce Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan uzaklaşması. “Benden uzak olsun, ister Mısır’a Hidiv olsun” diye düşünenlere kötü haberi vereyim;
Büyükerşen’in Cumhurbaşkanı adayı olmayacağı ortada. Kendisi TBMM Başkanı olmayı da – muhtemelen – düşünmüyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri olmak veya Mısır Hidivi olmak gibi bir derdi olduğunu zannetmiyorum.
Afrika Uluslar Birliği Başkanı olmak veya Avrupa Birliği Genel Sekreteri olmak gibi bir hedefi yok. İslam İşbirliği Teşkilatı’nda gözü yok. Sovyetler Birliği Merkez Komite Sekreterliği gibi makama da gözünü dikmiş değil.
Ancak Brüksel’den aldığım bilgilere göre NATO Genel Sekreteri olabilirmiş.
Kesin bilgi; yayabilirsiniz.
Belki bu durumda Büyükşehir Belediye Başkanlığı makamını boşaltır da birileri rahat rahat hayal kurmaya başlar…