Sadi Seda yazdı
Özellikle 1 Kasım seçimlerinden sonra Büyükşehir Belediyesi’nin AK Parti’li Meclis Üyeleri, belediye meclis toplantılarında daha sert muhalefet yapmaya başladılar.
Yanılıyorum mu?
Çünkü son meclis toplantıları uzun süren zaman zamanda tansiyonun yükseldiği toplantılar oldu.
CHP’li belediye başkanları, belediyelerin menfaatine, dolayısıyla da halkın da menfaatine olacak konuları meclis gündemine getirdiklerinde hemen AK Parti grubu, konunun meclisten geçmemesi için elinden geleni ardına koymamak için kendi aralarında bir kulise başlıyor…
Meclis de, o konu hakkında düşüncelerini açıklayarak, neden karşı çıktıklarının gerekçelerini ortaya koyuyorlar..
Oylamada da “ret” oyu kullanıyorlar.
İsimleri önemli değil.
Samimi olduğum birkaç belediye meclis üyesi ile özellikle Küçük Sanayi Sitesi’nin 1/5’binlik planları ile yaptığımız ikili görüşmelerde söylediklerinden, konulara “olumlu” baktıkları düşüncesi daha ağır basıyor bende.
Daha doğrusu öyle seziyorum.
“Gündem maddesine olumlu oy verecek olursam grup kararına uymazsam disipline verilirim veya ihraç edilebilirim” endişesi taşıdıkları için olumlu gördükleri gündem maddelerine “kerhen” “hayır” oyu verdiklerini düşünüyorum.
Doğrudur veya değildir.
Dedim ya bu benim düşüncem.
Geçtiğimiz günlerde şehrin gündeminde olan “Küçük Sanayi Sitesi” planları ile görüşmek için kendisini ziyaret ettiğim Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, sohbette adı geçince,”kendisini il başkanlığı binasında makamında ziyaret ettim. Güzel bir sohbet oldu. Ben mecliste yaşanılan sıkıntıları anlattım. Konulara biraz daha ılımlı bakıyor” demişti.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ile de ES TV’de yaptığımız programda, AK Parti İl Başkanı Dündar Ünlü’nün meclis üyelerinden daha ılımlı olduğunu söylemişti.
Bu ölümlü dünyada önemli olan arkamızdan,”bu adam bir dönem belediye meclis üyeliği yaptı. Ama şehrin menfaatine olacak bir olumlu konu için bile ‘evet’ demedi” dedirtmek mi önemli.
Yoksa ”Allah var, gündeme getirilen konuları inceledi. Şehir ve bu şehirde yaşayan insanların menfaatine olacak her maddeyi destekledi. Allah kendisinden razı olsun” dedirtmek mi?
Bende bir dönem DYP’den belediye meclis üyeliği yaptım.
Odunpazarı Belediyesi’nin kurucu meclis üyelerinden biriyim.
Bizim dönemimizde mecliste ANAP’lı, DSP’li, CHP’li ve SP’li belediye meclis üyeleri de vardı.
Özellikle DSP ve CHP’liler Odunpazarı İlçe halkının menfaatine olacak hiçbir gündem maddesine,”siyasi gözle” bakmadan,”biz evet dersek bunun nemasını DYP’liler yer” diye düşüncesine kapılmadan destek verdiler.
2004-2009 Odunpazarı Belediye Meclis tutanaklarını açın okuyun.
Bu tutanakları özellikle AK Partili Belediye Meclis Üyeleri’nin okumasını tavsiye ederim.
Okuduklarında önemli dersler çıkaracaklardır muhtemelen…
Meclisten geçen konuların yüzde 97-98’si “oy birliği” iledir.
Dün geçmişte milletvekili olarak bu şehre hizmeti geçmiş, siyasi görüşü de AK Parti’ye çok yakın olan bir ağabeyim ile sohbet ederken, konu belediye meclis toplantılarına kadar uzadı.
Özetle şunu söyledi:
“Sadi kardeşim. Benim AK Partili Meclis Üyelerinin her birinin bu şehrin menfaatlerini düşündüklerinden zerre kadar endişem yok. Çoğunu yakından tanıyorum. Kendileriyle yüz yüze konuşmadım. Ama onların Küçük Sanayi Sitesi’nde yapılan projeyi de, Afet Riskli Alan ilan edilen 8 Mahallede de yapılacak olan ‘Kentsel Dönüşümü’ de, alınacak 100 otobüsü de, Tepebaşı Belediyesi’nin yapmak istediği ‘Benzin İstasyonu’ nu da desteklediklerine inanıyorum. Ancak işin içine siyaset karışınca maalesef başka oluyor. Bu da beni üzüyor. Bazen bu arkadaşlara telefon ederek yanlış yaptıklarını söylemek istiyorum. Ters cevap verecek olurlar ise bende karşılık veririm ve istenmeyen olaylar çıkabilir diye kendimi frenliyorum.”
Değerli büyüğüm, hatta ağabeyim dediğim değerli insanla aynı düşünce de olduğumu öğrenince,”demek ki aklın yolu birmiş” dedim kendisine.
Şehirde pek çok insanla konuşuyorum, sohbet ediyorum.
Bu sohbetlerde ister istemez belediye meclislerinde yaşananlarda gündeme geliyor.
Ortak düşünce şöyle:
”AK Parti İl Başkanı aynı zamanda Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanı olan Dündar Ünlü’ye kalsa aylardır tartışılan konular ittifakla çıkabilir. Ancak bir gizli ses meclis üyelerinin kulaklarına ‘hayır oyu vereceksiniz’ diye mi fısıldıyor? Diye düşünmekten de kendimi alamıyorum”.
Böyle birisi var mı? Yok mu?
Var ise bu perde arkasındaki o kişi kim?
“Belediye Meclis Üyeleri o sese mi kulak veriyor?
“Bu perde arkasındaki isim kim?” diye sorduğumda isimler de verdiler.
Ancak bu konuda elimde kesin bir delil olmadığı için o isimleri yazamıyorum…
*-******
“Hoş geldiniz” Sayın Kısa
AK Parti’nin meclise getirdiği kanun tasarısı ile kamuda uygulanan ‘başörtü’ yasağının TBMM’de kaldırılıp yasalaşmasıyla birlikte sorunun çözülmesiyle kamuda çalışanlarda başörtülü olarak göreve geliyorlar.
Adliyelerde hâkimler, avukatlar, zabıt kâtipleri, hastanelerde hekimler, daha doğrusu tüm kamu da artık çalışanlar başörtüleri ile görev yapabiliyorlar.
“Kamuda başörtü yasağının kaldırılması” bence AK Parti hükümetinin imza attığı önemli sorunlardan birisi idi.
Bu uygulama başörtü yasağından dolayı sıkıntı çeken veya bazıları peruk takarak bu sorunu çözmeye çalışırken, yasağın kalkması ile ister kamuda isterse özel de başörtülü olarak çalışabiliyorlar. Önlerindeki en büyük engel olan ‘yasa’ değiştirildi. Bakanlar Kurulu kabinesinde görev yapan başörtülü bakanlarımız var artık.
“Başörtü” engeline takılan bürokratlardan birisi de kaymakam’lardı.
Yasak kalkınca geçtiğimiz günlerde İç İşleri Bakanlığı tarafından Sarıcakaya İlçe Kaymakamlığına atanan Neslihan Kısa Türkiye’nin ilk ‘Başörtülü’ kaymakam’ı oldu.
İleriki günlerde veya aylarda belki de Türkiye’nin ‘ilk başörtülü bayan valisi’ de atanırsa sürpriz olmaz.
Sarıcakaya Belediye Başkanı Faruk Güler, ilçesine atanan Türkiye’nin ilk başörtülü kaymakamı olan Sarıcaya Kaymakamı Neslihan Kısa’ya hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.
Sarıcakaya ilçesi hakkında bilgiler veren Güler, birlikte görev yapmaktan duyacağı memnuniyeti ifade etmiş.
Başkan Güler, Sarıcaya Belediyesi tarafından sürdürülen çalışmalar ve projelerin de ele alındığı ziyaret sonrası Başkan Faruk Güler, Kaymakam Kısa’ya, Hattat Özdemir’in ‘Necid Çöllerinden Medeniyete’ adlı bir tablosunu hediye etmiş.
Sarıcakaya İlçesine atanan Kaymakam Neslihan Güler’e, ben de ‘hoş geldiniz’ demek istedim.
Bu şirin ve Akdeniz iklimine sahip ilçemizde Belediye Başkanı Faruk Güler ile birlikte başarılı hizmetlere imza atacağınıza inanıyorum.
*-******
Tutacak bir eliniz olsun…
Bir yaz günü plajda oturuyor kumlarla oynayan iki çocuğu seyrediyordum…
Her ikisi de deniz kıyısında kapılarıyla, kuleleriyle, tünelleriyle, kocaman bir kale yapmak için beraberce harıl harıl çalışıyorlardı…
Kale neredeyse tamamlanmışken büyük bir dalga gelip kaleyi bozdu…
Herşey bir anda ıslak bir kum yığınına dönüşmüştü…
Bütün uğraşlarının bir anda gözlerinin önünde yok olduğunu gören çocukların gözyaşlarına boğulboğulmalarını bekliyordum…
Ama çocuklar beni şaşırttı…
Ağlamak yerine, ikisi de kalkıp el ele tutuştular ve gülerek kıyıdan biraz daha uzaklaşıp yeni bir kale yapmaya giriştiler…
Çocukların o anda bana önemli bir ders verdiklerini farkettim…
Hayatınızdaki herşey yapmak için üstünde çok zaman ve enerji sarfettiğimiz her karmaşık yapı aslında kumdan yapılmşlardır…
Sadece başka insanlarla kurduğumuz ilişkiler ayakta sağlam kalabilir…
Er ya da geç bir dalga gelip kurmak çin yoğun çaba sarfettiğimiz çalışmaları anında yıkabilir…
Böyle bir durum karşısında, sadece yanında tutacak bir eli olan insan gülümseyebilir…
(alıntı)