Cumhurbaşkanının talimatıyla THY’de küçük tip uçaklar temin ederek kısa mesafeli uçuşlar yapmaya mecbur bırakılabilir.
Eskişehir’de yıllardır tartışılan ancak bir türlü sonuç alınamayan bir mesele var.
Nedir o?
Hava yolu yolcu ve kargo taşımacılığı!
*
Yılmaz Büyükerşen Anadolu Üniversitesi Rektörü olduğu sırada, Sivil Havacılık Yüksekokulunu kurdu, sonrasında öğrencilerin eğitim alabilmeleri için Anadolu Üniversitesi Havaalanını kurdu. (Yakın geçmişte Büyükerşen’in kurduğu havaalanının pisti uzatıldı ve adı Hasan Polatkan olarak değiştirildi. Şimdilerde o havaalanı Eskişehir Teknik Üniversitesi -ESTÜ çatısı altında faaliyetlerini sürdürüyor.)
*
O nedenle, Eskişehir’de hava yolu yolcu ve kargo taşımacılığına ilişkin en sağlıklı değerlendirmeyi yapabilecek yetkin isimlerden biri olan Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’le görüştüm.
*
Eskişehir’in, özellikle hava yolu kargo taşımacılığı yapılabilecek en uygun şehir olduğuna vurgu yapan Büyükerşen, bu işin imkansız olmadığını, Eskişehir’in dinamiklerinin bir araya gelmesiyle hem yolcu hem kargo taşımacılığına başlanabileceğini kaydetti.
*
Şimdi, Büyükerşen’in, söz konusu meseleye ilişkin görüşlerini okuyalım…
*
HAVACI VE DEMİRYOLCU BİR ŞEHİR, AMA…
“Eskişehirli sanayiciler ve iş adamları ile Eskişehirliler hem demiryolu, hem havayolu konusunda Türkiye’nin son derece önemli ve stratejik bir noktasında bulunuyorlar. Ve Eskişehir havacı kenti olarak biliniyor ama hava ulaşımından yararlanamıyor. Demiryolcu kenti olarak biliniyor, demiryolu bakımından hızlı tren (YHT) gibi bir şansa sahip. Ama diğer bölgelere hızlı tren olmadığı için, yani kara trenin Eskişehir’den Anadolu’nun diğer taraflarına gittiği yerlerde hala hızlı tren olmadığı için, o konuda hala sıkıntıları olan bir şehir.
NADİR KÜPELİ’Yİ ÖRNEK VERDİ
Havaalanının, Anadolu Üniversitesi’nden şimdi Eskişehir Teknik Üniversitesine (ESTÜ) geçtiğine göre, bir kere Eskişehirliler olarak ESTÜ rektörüyle hava ulaşımı meselesini oturup konuşmamız lazım.
Başka kimle konuşmamız lazım?
Sanayi Odası, Ticaret Odası, Valilik, belediyeler…
Oturup konuşmamız lazım.
Ne yapabiliriz?
Bakın, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi Başkanımız Nadir Küpeli ne dedi?
‘Ben’ dedi, ‘gerekirse 10 tane bilet alayım Türk Hava Yollarından, garanti olsun. Yolcu gitse de gitmese de ben de bulunsun. Giden olursa da ben o 10 bileti her gün üyelerime veririm.’ Böylelikle bir alışkanlık da olur. Zaten küçük uçaklarla gidilir gelinir.
KURUMLAR ORTAK ŞİRKET KURABİLİR
Küçük uçaklar, Avrupa’nın her ülkesinden, Amerika’dan rahatlıkla kiralanabilir. Bu dediğim kuruluşlar kamu kuruluşlarıdır, birlikte ortaklaşa bir şirket kurabiliriz. Belediyeler katılır, Sanayi Odası katılır, Ticaret Odası katılır, çeşitli yol ve şekillerle Valilik katılır, bazı sivil toplum kuruluşları katılabilir, Eskişehir’deki büyük sanayi kuruluşları katılabilirler, hissedar olabilirler, uçak kiralarız. Bakın öyle çok büyük para değil uçak kiralamak. Ve yavaş yavaş, Eskişehir-İstanbul seferleri başlar. Yani küçük jet uçakları bile kiralanabilir. Sadece İstanbul olarak da düşünülmesin. Dikkat ederseniz; İzmir’le işi, Konya’yla işi, Gaziantep’le işi, Karadeniz’le işi çok fazladır Eskişehir’in. Ama o illerde işi olanlar, maalesef otobüs kullanmaktadırlar, kendi otomobillerini kullanmaktadırlar. Şimdi ‘sanayi şehri olmak istiyoruz’ diyorlar ama Eskişehir’le iş yapacak iş adamları, mutlaka Eskişehir’le uçak ilişkisine de bakarlar.
BİR SÜRE SONRA HERKES UÇAĞA BİNER
Onun dışında, gerekirse satın bile alınabilir bu uçaklar. Peki, pahalıya gelir mi? Hayır, pahalıya gelmez. Bir süre sonra inanıyorum ki herkes alışacaktır. Hele yaz mevsiminde, Güneye; Bodrum, Marmaris, Antalya uçuşlarını düşünecek olursanız, bir hayli de dolu olur ve giderek uçakları büyütmek zorunda kalır Eskişehir.
MİLLETVEKİLLERİ BİRLEŞMELİ CUMHURBAŞKANI’NA GİTMELİ
Bütün bu anlattıklarım yapılamaz şeyler değil, yapılabilir. Yeter ki bir araya gelinsin. Bir araya gelinmediği için bu iş yapılamıyor. Yeni kurulan ESTÜ, döner sermaye kurarak bu işten para bile kazanabilir, onu da söyleyeyim. Çünkü sivil havacılık okulu ESTÜ’ye bağlandığına göre, yeni uçaklar alma imkanı da vardır o üniversitenin. Ha, işte burada da milletvekillerinin araya girmesi lazım. Yani Eskişehirlinin oyunu alarak seçilen milletvekillerinin görevi nedir? Hem CHP’li, hem AKP’li, hem MHP’li, hem İYİ Partili, hem diğer partililer… Kaç partimiz varsa, hepsi, elbirliğiyle bunu istemelidirler; hükümetten istemelidirler, Türk Hava Yolları’ndan (THY) istemelidirler, hatta Cumhurbaşkanına gidip durumu anlattıktan sonra, Cumhurbaşkanının talimatıyla THY’de küçük tip uçaklar temin ederek kısa mesafeli uçuşlar yapmaya mecbur bırakılabilir.
BOŞ DURAN HAVAALANI
Mesela Zafer Havaalanı yaptılar buraya, AfyonKütahya-Uşak şehirlerini kapsıyor. Bomboş duruyor orası, devlet kasasından para ödeniyor şirkete. Kaç tane uçak alınır o parayla, bir düşünün… Bunları Cumhurbaşkanına anlattıkları zaman, meseleyi, eski bir belediye başkanı olarak kavramış olacaktır, eski bir başbakan olarak kavramış olacaktır ve bu işin gerçekleşmesi için gerekli emir ve talimatları verecektir. Yeter ki bu derdi, el birliğiyle birleşip, Sayın Cumhurbaşkanına anlatan bir grup çıksın ortaya. İş adamlarıyla, üniversiteleriyle, ticaret odalarıyla vesaire… Kısacası kamuoyu olarak…
MEVCUT KARGO TAŞIMACILIĞI İSRAFA YOL AÇIYOR
Kargo taşımacılığı meselesine gelelim… Düşünün… Yeşilköy’e inen kargo uçakları, yolcu uçaklarıyla aynı trafiği kullanıyorlar. Şimdi siz yolcuysanız, Frankfurt’tan ya da Münih’ten uçağa bindiğiniz zaman yaklaşık üç saatlik bir zaman içerisinde Yeşilköy’ün üstüne geliyorsunuz. Ama kargo uçuşları olduğu için, hava trafiği çok yoğun olduğundan, bindiğiniz uçak dönüp duruyor. Yani ben, 20 dakika havada tur attığımızı bilirim. Sırf sıra gelsin de, kuleden iniş izni verilsin de, uçak inebilsin diye. Bu arada yakılan nedir? Deniz suyu değil herhalde; petrol yakıyorlar. Havaya zararı, maliyet olarak zararı… Bazen de yolcu uçaklarını bekleyen kargo uçakları dakikalarca havada kalıyor tabi. Bir kere bu iş, hava taşımacılığı açısından bir israf ve pahalılığa yol açan bir israf bana kalırsa. Zaman israfı aynı zamanda... Şimdi bakın, iniyor kargo malları, tırlara yükleniyor ve tırlarla E-5’e çıkıyor, bütün Anadolu’yu baştan başa kat ediyor. Gaziantep’e giden ithal edilmiş malı düşünün. Veyahut aksini düşünün. Kars’tan, Gaziantep’ten, Urfa’dan, Erzurum’dan bazı uçakların yurtdışına mal ihracatı için kullanıldığını düşünün… Oradan yükleniyor mallar, Yeşilköy’e getiriliyor, Yeşilköy’den kargo uçaklarına yükleniyorlar, oradan yukarıya taşınıyorlar.
KARGO MERKEZİ ESKİŞEHİR OLMALI
Oysa Eskişehir gibi çok önemli demiryollarının kavşak noktası olan bir yerde bir alan varsa, bu alanın etrafında boş araziler varsa, o alanı aynı zamanda kargo alanı olarak kullanmak niye aklına gelmez bu milletin? Ve Hasan Polatkan Havalimanından demiryoluna bir iki kilometrelik bir bağlantıyla bir hat yapıldığı taktirde, kargo uçakları malı Eskişehir’e bırakır, mal trene yüklenir ve iş biter değil mi? Türkiye’nin dört bir yanına dağıtılır değil mi? Demiryolu’yla maliyetler düşer mi? Düşer. Yani Yeşilköy’e kadar, karayolları, o tırların tükettiği akaryakıtlar, yollardaki aşınmalar ve dolayısıyla yolların bakım masrafları, uzun yolculuğun şoförü vesairesiyle bir uçtan bir uca Anadolu’daki kilometrelerce mesafenin maliyetini düşünsenize…
O halde bu işi demiryoluyla yaptığımızda maliyeti ne kadar ucuzlatmış oluruz değil mi? Trenle Eskişehir’e kadar gelirler, Eskişehir’den uçağa yüklenirler ve yurtdışına gönderilir mallar. Yurtdışından gelen mallar Eskişehir havaalanına indirilir, demiryoluna yüklenir ve bütün Türkiye’ye dağılır. Demek ki Eskişehir havaalanı, hava taşımacılığının da, kargo uçaklarının da merkezi olmalıdır.”
*
Yılmaz Büyükerşen’in hava yolu yolcu ve kargo taşımacılığına ilişkin açıklamalarını okudunuz.
*
Büyükerşen açıklamasının bir bölümünde, bu meselenin Eskişehir’in dinamiklerinin bir araya gelmesiyle çözüleceğine vurgu yaptı. Bununla beraber ben de, şunu sordum Büyükerşen’e: “Peki, siz Eskişehir’in dinamiklerinin bir araya gelebileceğine inanıyor musunuz?” Büyükerşen’in cevabı şöyle oldu: “Her şeye rağmen, Türkiye’nin aydınlık geleceğine inandığım kadar, Eskişehir kamuoyunun bir araya geleceğine de inanıyorum.”
*
Bu cevabı aldıktan sonra, herkesin ağzında pelesenk olan Eskişehir Lobisi meselesini hatırlatınca, Büyükerşen net konuştu ve dedi ki: “Eskişehirliler, lobi kurmaya yanaşmayan, ayrıcalık ve ayrımcılık yapanlara oy vermesinler!”