Normalde seçimlere bu kadar az zaman kaldığı zaman, biz gazetecilerin aday adayları arasında papatya falı açmamız lazımdı. Ben hayatımda hiçbir seçimi bu kadar “Kesat” görmedim.
Normalde seçimlere bu kadar az zaman kaldığı zaman, biz gazetecilerin aday adayları arasında papatya falı açmamız lazımdı. Ben hayatımda hiçbir seçimi bu kadar “Kesat” görmedim.
Aday adaylarının az olmasının sebepleri tartışılıyor. Bana kalırsa özellikle bürokrasiden gelenlerin aday adaylığını açıklayamamasının altında bir duygu yatıyor; korku…
Muhalefet cenahından aday olmayı düşünen bürokratlardan artık neredeyse kalmadı. Şu anda yaşadığımız düzene “Parti – Devlet” diyenler de var. Artık bürokraside devletine hizmet edenler arasında muhalif isim bulmak çok zor. Az sayıdaki muhalifin ise CHP veya İYİ Parti sıralarından aday adaylıklarını açıklaması için mangal gibi yüreğinin olması lazım. Şunu unutmamak lazım; aday adayı olmak demek, aday olmak demek değil. Aday olmak demek de milletvekili seçilmek demek değil. Siz bir bürokrat olarak aday adayı olup da milletvekili olamazsanız başınıza neler gelir farkında mısınız? Seçimler bittikten sonra mülki amirleriniz üzerinizden silindir gibi geçmez mi zannediyorsunuz?
Gelelim iktidar cenahından aday adayı olmak isteyenlere… Arkalarından kapı gibi Saray olan bu bürokratların da işinin rahat olduğunu düşünmeyin.
Şimdi ortada kocaman bir çamaşır sepeti var. 21 senedir bu sepete çamaşırlar atılmış ve kimse kapağını açmayı akıl etmemiş. İçeriden iğrenç kokular yükseliyor. İktidarın değişmesiyle birlikte o çamaşır sepetinin yere saçılacağının ve kirli çamaşırların ortaya çıkacağının herkes farkında. Yeni dönemde hiçbir bürokrat “O Müdür var ya… Hah! İşte o müdür 2023 seçimlerinde AKP’nin aday adayıydı…” diye anılmak istemeyecektir.
Dolayısıyla az sayıdaki muhalifiyle, çok sayıdaki iktidar yandaşıyla bürokrasi, bu seçimlerle adının anılmasını pek istemiyor. Her iki tarafından kendince haklı olan korkuları var çünkü…
Sıktı artık şu EYT
Emeklilikte Yaşa Takılanların sorunlarının çözüleceğinin belirtilmesinin üzerinden çok zaman geçti. Ancak ortada hiçbir şey yok. İlk olarak Tayyip Erdoğan “Bu işi 2023’e bırakmayacağız” dediği zaman EYT’liler adına umutlanmıştık. Fakat Sayın Cumhurbaşkanının sözü yere düştü ve iş 2023’e kaldı. İktidar cenahı bu skandalı unutturmak için, “Ocak ayında çözeceğiz işte? Ne istiyorsunuz bre nankörler size…” mealinde açıklamalarla milleti oyalamaya çalıştı. Şimdi Ocak ayını da geçtik ve bir ara “Şubatta çözeriz” diyenler bile şimdilerde mart ayından bahsetmeye başladı. Son olarak AK Partili Grup Başkan Vekili Yılmaz Tunç, “EYT için tarih vermek mümkün değil” diyerek çıkmaz ayın son çarşambasını işaret etti.
Sevgili hükûmetimiz mükemmel algı oluşturuyor. Ancak sorunları çözmekte bir türlü başarılı olamıyor. Şu EYT işini de bir an önce çözseler fena olmayacak. Sıktılar çünkü…