Sakallı’yla gerçekleştirdiğimiz sohbetin dikkat çeken bölümlerini, soru cevap halinde siz değerli okurlarımıza aktarmak istiyorum.
Odunpazarı Belediyesi’nin iki dönem başkanlığını yapmış, 31 Mart 2019 seçimlerinde AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olan Burhan Sakallı ESGROUP’u ziyaret etti. Sohbetimiz sırasında Burhan Sakallı’nın hizmet anlayışına dönük birçok konuyu masaya yatırma fırsatı bulduk.
*
Sakallı’yla gerçekleştirdiğimiz sohbetin dikkat çeken bölümlerini, soru cevap halinde siz değerli okurlarımıza aktarmak istiyorum.
*
Başlayalım…
*
-Sizce Eskişehir’in en önemli sorunları nelerdir?
TRAFİK, ULAŞIM VE OTOPARK SORUNU
Sakallı: “Eskişehir’in en önemli sorunları; trafik, ulaşım ve otopark sorunu. Eğer Eskişehir’in otuz tane önemli sorununu sayın deseniz, her halde bu şehirde telaffuz edilen, istisnasız tüm kamuoyu anketlerinde ve araştırmalarda ortaya çıkan birinci sıradaki sorun bu şehirde bir trafik sorunu var, bir ulaşım sorunu var, bir otopark sorunu var. Mesela bir arkadaşınızı dostunuzu ziyarete gidiyorsunuz ya da işten çıktınız evinize gidiyorsunuz; bu yolculuk esnasında mesafeyle geçirdiğiniz süreyi hesap ettiğinizde hakikaten akıl almaz bir şey ortaya çıkıyor. Yani aklımızın kabul edemeyeceği bir şey bu. İster tramvay kullanın, ister toplu taşıma araçları kullanın, ister özel aracınızla gidin, ister taksiyle gidin; ama bu kadar mesafenin bu kadar sürmemesiyle ilgili ortak bir kanaat var. Zaten bu şehirde trafik, ulaşım ve otopark sorunu olduğunu kimse inkar etmiyor.’’
*
-Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olduktan sonra Yılmaz Büyükerşen arayıp tebrik etti mi?
BÜYÜKERŞEN TEBRİK ETMEDİ
Sakallı: “Hayır aramadı. Yani en azından, hani bana ulaşan bir bilgi olmadı. Hani bu yoğunluk içerisinde ulaşmak istemiş olsalar, herhalde ulaşırlardı. Ama aramadı. Ama ben önümüzdeki günlerde ilçe adaylarımız belli olduğunda, belki de lansmanımızı yaptıktan sonra şehirdeki tüm siyasi partileri, şehrin protokolünün diğer isimlerini ziyaret ettiğim gibi Sayın Büyükşehir Belediye Başkanını da ziyaret etmek isterim.”
*
-Bu seçimde projeler ve hizmet anlayışından ziyade yaşam biçimi üzerinden tartışmalar olacağı görüşü var, bazı çevrelerde. Katılıyor musunuz?
ÖZGÜRLÜK ALANIMIZI BERABER ARTTIRALIM
Sakallı: “Şimdi şehir beni tanıyor. Ben on yıl Odunpazarı’nda belediye başkanı olarak görev yaptım. Şehrin benimle ilgili bir kanaati var. Bizim iş yapma biçimimizle ilgili bir kanaati var. Bu şehirdeki farklılıkları bir tehdit olarak değil, aksine bir zenginlik olarak görüyoruz ve tek tipleştirmekten yana değiliz. Aksine farklılıkları arttıralım, çoğaltalım diyoruz. Çünkü bu şehir farklılıklarını muhafaza ederek bir arada yaşama kültürünü barındırıyor. Bu arada herkesin kendini özgürce ifade edebildiği, herkesin özgürlükleri sonuna kadar kullanabildiği bir ortama inanıyoruz biz. Geçmişte böyleydik. Şimdi de böyleyiz. Dolayısıyla şimdi bu zenginliği daha da çoğaltmanın ve yaygınlaştırmanın mücadelesini vermek zorundayız. Bunu hepimiz yapmak zorundayız, çünkü bu sadece bizimle ilgili bir şey değil. Yani benim on yıl boyunca nasıl bir belediye başkanlığı yaptığım konusunda şehrimizin ve hemşerilerimizin bilgisi, bir kanaati var. Özgürlüklerin daha çok arttırıldığı, herkesin özgürlük alanlarının mümkün olduğu kadar genişletildiği, hiç kimsenin ötekileştirilmediği, hiç kimsenin dışlanmadığı, hiç kimsenin kendini bu gök kubbenin dışında hissetmediği bir hikaye vaat ediyoruz.
SANATTA ATATÜRK VURGUSU
Operalar, baleler son derece değerli şeyler. Aksine bunlar geliştirilmeli, zenginleştirilmeli, erişimi kolaylaştırılmalı. Ben Odunpazarı Belediye Başkanı olduğum sırada hatırlarsanız, Odunpazarı Belediyesi Sahne ve Gösteri Sanatları Merkezimiz vardı. O çatı altında birçok sanatsal ve kültürel faaliyetin yanı sıra üç tane de tiyatromuz vardı: kadın tiyatrosu, çocuk tiyatrosu, büyük tiyatro. Ve biz kenar mahallelerden; 71 Evler’den, Emek’ten, Gündoğdu Mahallesinden ya da bir başka mahalleden vatandaşlarımızı hemşerilerimizi otobüslere alıyorduk, getiriyorduk. Halkımız konser dinliyordu, tiyatro seyrediyordu. Sonra tekrar evlerine götürüyorduk. Bu konuda son derece netim. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuştur.
SENFONİ VE OPERA YAYGINLAŞTIRILMALI
Zaten bir belediye konvansiyonel belediye hizmetleri dediğimiz alt yapı, üst yapı dediğimiz o hizmetleri zaten yapıyor ve yapmalı da. Ancak bunların yanı sıra kültür faaliyetleri, sanat faaliyetleri, edebiyat faaliyetleri… Yani o toplumda yaşayan her kesimden herkesin ihtiyaç hissettiği her türlü gereksinimin karşılandığı bir belediyecilik kurgulamak zorundayız. Opera’nın yayılımı arttırılmalı. Senfoni orkestrasının erişimi kolaylaştırılmalı. Hatta şöyle düşünüyorum. Diyelim ki yurt dışında bir konser veriyorsa Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası, özellikle Türklerin yoğun olarak yaşadığı Belçika’dan Hollanda’ya, Fransa’dan Almanya’ya her yere gidebilmeli. Orta Asya’ya gidebilmeli. Bir konser yerine on konser, on konser yerine yüz konser verebilmeli. Ya da operanın bir gösterisi, yurt içi ve yurt dışı birçok yere ulaştırılmalı. Mesela Eskişehir’deki tüm kültür sanat etkinlikleri de ücretsiz hale getirilmeli. Özellikle öğrenciler, kültür sanat faaliyetlerine ücretsiz olarak katılabilecekler. Bu, operadan senfoni orkestrasına, herhangi bir resitalden herhangi bir konsere kadar böyle olmalı diye düşünüyorum.”
*
-Belediye yönetimleri değiştiğinde, genellikle kadrolarda da bir değişime gidilir. Sizin böyle bir tavrınız olacak mı?
CHP’LİYİ BAŞKAN YARDIMCISI YAPTI
Sakallı: “Odunpazarı Belediye Başkanlığı yaptığım on yıl içerisinde hiç kimsenin ekmeğiyle oynamadım, oynamam da. Bu benim kişisel duruşumdur. Bırakın bir kamu kurumunun kadrolarıyla oynamayı, aksine onların atıl kalan bilgilerini, birikimlerini, deneyimlerini, tecrübelerini, kurumsal hafızalarını çok daha aktif hale getirmek gerekiyor. Hatta bakın hatırlarsanız, ben Odunpazarı Belediye Başkanı olarak göreve geldiğimde CHP’li bir belediye başkanı, yine CHP’li bir başkan yardımcısını (Erman Gölet), kendisine önümüzdeki yerel seçimlerde rakip olabileceği gerekçesiyle sürgün etmişti. Benim yaptığım ilk işlerden birisi, hemen 2004’te ben o arkadaşımıza sormuştum: Senin bir bilgin var, birikimin var, bu kurumun kurumsal hafızasını en iyi bilen arkadaşlardan birisin, bizimle çalışmak istersen, seni tekrar görevine iade etmek isterim. O arkadaşımız da dedi ki: Ben sizinle çalışmak isterim. Bilgimi, birikimimi, deneyimimi, tecrübemi, iş yapabilme kabiliyetimi bu kurum için, belediyem, şehrim ve hemşerilerim için kullanmak isterim. Böyle olunca ben o arkadaşı göreve getirdim. Ve bakın o arkadaş benim karşıma, Odunpazarı Belediye Başkan Adayı olarak çıktı, çıkacağını da biliyordum, bunu da hiç problem etmedim, demokrasi böyle bir şey.
LİYAKAT VURGUSU
Bakın benim dönemimde yine, farklı görüşten arkadaşlar başkan yardımcılığı yaptılar. Onların görüşlerini merak etmedim, bundan sonra da merak etmeyeceğim. Bizim için liyakat önemli, bilgi önemli, birikim önemli, ehliyet önemli, donanım önemli. Mesela benim yönettiğim belediyede hem Memur Sen’e, hem Kamu Sen’e, hem de Kesk’e mensup müdür arkadaşları ben atadım. Keşke bu ülkedeki bütün belediye başkanları benim kadar, hatta benim yarım kadar demokratik olabilseler.”
*
Burhan Sakallı’nın ifadelerini okudunuz. Yorumsuz bir biçimde aktardım ve takdiri size bıraktım.
*
Bitirmeden önce…
Sakallı’nın, bir konu hakkındaki anlayışına ilişkin kullandığı birkaç ifadeyi de yazma zorunluluğu hissediyorum.
*
Sakallı, önceki gün Alevi toplumunun kanaat önderleriyle buluşmuş ve şunu sormuş: Cemevi ihtiyacınız var mı ve varsa nereye yapılmasını istersiniz? Kanaat önderleri de bu soruya karşılık görüşlerini iletmişler.
*
Şimdi bazı çevreler bunu okuyunca, ‘Sakallı politika yapıyor, samimi değil’ şeklinde ifadeler kullanacaktır, buna eminim. Ama öyle değil. Zira Sakallı’nın, Odunpazarı Belediye Başkanı olduğu dönemde bazı noktalara Cemevi yaptığını, mevcut Cemevlerinin ihtiyaçlarını karşıladığını biliyoruz. Dahası, Sakallı, Gündoğdu Mahallesi’nde Vergi Dairesinin hemen yanında bulunan bir alanı, Cemevi yapılmak üzere tahsis etti. Ancak Büyükşehir Belediye Meclisindeki plan değişikliği nedeni ile Cemevi kurulamadı. Sakallı’nın tahsis ettiği o alan atıl vaziyette ve alanı çevreleyen tellerin üstündeki “bu alan Cemevi yapılmak üzere tahsis edilmiştir” yazılı tabela hala duruyor! Dahası, Burhan Sakallı’nın da yönetim kurulu üyesi olduğu Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansı, Aleviler için büyük önemi olan Sücaeddin Veli Külliyesini restore etmişti.
*
Bu noktada Sakallı, Cemevlerine verdiği önemi aşağıdaki sözlerle özetliyor: “Camiyi ne kadar gözetiyor ve düşünüyorsanız, cemevini de o kadar gözetmek ve düşünmek zorundasınız. Çünkü siz bu şehrin belediye başkanısınız. Bir şehrin kaderi belediye başkanının eline bırakılıyor. Herkes hizmet bekliyor. Belediye başkanı bir milletvekili değildir, bir partinin il başkanı değildir, bütün bir şehrin sorumluluğunu taşıyan kişidir. Biz de buna siyasi olarak değil, hizmet olarak bakıyoruz. Oy veren vermeyen, seven sevmeyen her vatandaşımız bizim için kıymetlidir.”
*
Sakallı’nın şu anlamlı ifadesiyle, bugünlük MIH sütunlarını kapatıyorum: “Hepimiz emek diyoruz, adil paylaşım diyoruz, demokrasi diyoruz, hukuk diyoruz vesaire…
Solcu ya da sağcı, sosyal demokrat ya da muhafazakar; birbirimize önyargılı bakmadan tartışsak, dertleşsek ve birbirimizi önyargısız anlamaya çalışsak; ortak noktalarımızın, ayrılık noktalarımızdan daha fazla olduğunu göreceğiz.”