AK Parti ile CHP arasında yaşanan reklam krizi devam ediyor. AK Parti, “belediyeler dış reklam panosu talebimizi reddediyor, binalara astığımız afişlerimizi kaldırttırıyor” iddiasında bulunuyor. Belediyeler ise buna karşılık, “yok öyle bir şey, yasa ve yönetmelikler neyse onu uyguluyoruz” diye savunma yapıyor.
*
Burada, kimin haklı kimin haksız olduğunu bilmiyorum ancak bildiğim tek şey, bu tartışmalar, seçim süreci boyunca artarak devam edecek…
*
Peki, AK Parti Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Burhan Sakallı bu konuda ne diyor? Şunu:
STRESLERİ VAR
“Ben buradan şunu çıkartıyorum. Demek ki bu sefer bundan önceki hiçbir dönemde olmadığı kadar bir endişe var, bir korku var, bir telaş var ki hiçbir billboard, hiçbir CLP ya da hiçbir megaboard kullandırılmıyor, müsaade edilmiyor. Ben bunu çok görmüyorum aslında… Çünkü bu sefer hiçbir zaman olmadığı kadar telaşları var, hiçbir zaman olmadığı kadar endişeleri var,
hiçbir zaman olmadığı kadar korkuları var, hiçbir zaman olmadığı kadar da stresleri var. Zaten bunları hissetmemiş olsalardı, neden reklam araçlarını kullandırmasınlar ki.” (ES TV’deki ifadeleri)
*
Uzun süredir devam eden bir tartışma daha var: Yeşiltepe’deki imar sorunu. İşte Sakallı’nın, Yeşiltepe’deki soruna ilişkin görüşleri:
İLK ALTI AYDA SORUNU ÇÖZECEĞİZ
“Yeşiltepe’de hakikaten bir sorun var ve mutlaka bu sorunun çözülmesi gerekiyor. Bakın… Siyaset, önce bir rıza üretme sanatıdır. Yeşiltepe’nin bir çöküntü bölge olmasının önüne geçmenin şartı, orada kat adetlerinin, makul, mantıklı, şehircilik ilkeleri ve esasları çerçevesinde ilgili kurum, kuruluş ve vatandaşlarla istişare ederek, mütalaa ve müzakere ederek karara varmaktır. Benim iddiam şu: Yeşiltepe’de mutlaka ama mutlaka kat adetlerinin arttırılması taraftarıyız. Sekiz ya da on katlı olması gerekmiyor, asla böyle bir şey söylemiyoruz. Ama hiç olmazsa oranın doğal değişimini ve dönüşümünü sağlayacak kadar Yeşiltepe Mahallesinde mutlaka kat adetlerini arttıracağız. Biz bu işi, plan düzeyinde, önce Yeşiltepe özelinde, sonra Tepebaşı
için, sonra da bütün Eskişehir için, 1 Nisan’dan sonra ilk 6 ay içerisinde çözmüş olacağız ve Yeşiltepe’de, Fevzi Çakmak’ta, Esentepe’de, Sakintepe’de, Sazova’da kat adetlerini mutlaka ama mutlaka arttıracağız.” (ES TV’deki ifadeleri)
*
Küçük Sanayi Sitesi’nin olduğu alan, nasıl çöküntü alansa, Baksan Sanayi Sitesi’nin olduğu alan da çöküntü alanı bana göre. Şehrin içerisinde, alt yapı desen alt yapı yok, sosyal donatı alanı desen o da yok, yani insan onuruna yakışmayan bir düzen var orada. Bakalım Sakallı, Baksan sorununa ilişkin hangi ifadeleri kullanmış:
GÖRDÜĞÜMDEN UTANDIM
“Baksan, kabaca 650 dönümlük bir alan. Yanlış hatırlamıyorsam, bin 50 civarında iş yeri var ve 10 bin civarında da çalışan var. Ama maalesef orayı incelerken, gördüğümden utandım diyebileceğim bir yer. Bir belediye başkanı… Eğer taşıyacaksanız taşırsınız. Ama madem ki taşımıyorsunuz, -çünkü orada ruhsat verme süreçleri devam ediyor, şu an ruhsat alıp inşaat yapan iş yerleri var- madem ki insanlar hala ruhsat alıp iş yeri yapıyorlarsa; orayı modern, çağdaş bir sanayi sitesine dönüştürmek zorundasınız.
1 NİSAN’DA ÇALIŞMALAR BAŞLATILACAK
Ben oradaki hemşerilerimize, esnaf arkadaşlarımıza, kooperatif yöneticilerine, site yönetimlerine söz verdim: 1 Nisan’dan itibaren sanayi sitesini -taşınırsınız ya da taşınmazsınız- Türkiye’nin en modern sanayi sitelerinden birisine dönüştürmeyi size söz veriyorum. İçme suyu, yağmur suyu, kanalizasyon, yollar, tretuvarlar, aydınlatmalar, kent mobilyaları, yeşil alanlar ve parklar, hemen 1 Nisan’dan itibaren başlayacak, kısa süre içerisinde de bütün bu alt yapı ve sosyal donatı alanları tamamlanmış olacak. Bakın, taşınmak istediklerinde yine taşınsınlar. Ama mademki taşınacak, belediye niye ruhsat veriyor? Hala ruhsat veriyorsanız, niye oranın alt yapı hizmetlerini yapmıyorsunuz? Orası, hakikaten Eskişehir’e, Eskişehirlilere ve Eskişehir’de iş yapan, istihdam sağlayan, katma değer üreten 10 bin kişiye yakışan çağdaş ve modern bir sanayi sitesine dönüşmesi gerekiyor.” (ES TV’deki ifadeleri)
*
Sakallı’nın, özellikle vatandaşların cebine dokunan vaatleri oldukça dikkat çekiyor. Diyor ki Sakallı: “Eskişehir’de hayatı ucuzlatmak, hayatı daha ekonomik hale getirmek konusunda kararlıyız.” Bu noktada ise hedeflerini şöyle sıralıyor:
- Eskişehir’de tüm toplu taşıma ücretlerini düşüreceğiz.
- Çeşme suyu, şebeke suyu, içme suyu dediğimiz ama içemediğimiz su, mutlaka ve mutlaka içilebilir hale gelecek ve ucuzlayacak.
- Kalabak suyu mutlaka ucuzlayacak.
- Eskişehir’deki otopark ücretleri son derece abartılı. Mutlaka ama mutlaka ucuzlayacak.
- Asfalt katılım payı, Odunpazarı’nda, Tepebaşı’nda ve Büyükşehir’de kaldırılmış olacak.
- Kültür sanat etkinlikleri, öğrenciler için ücretsiz olacak. (ES TV’deki ifadeleri)
Ayhan Aydıner'i nasıl bilirsiniz?
Ayhan Aydıner, ES TV’nin yayın konuğu olan Burhan Sakallı’dan, Eskişehirli siyasetçileri tanımlamasını istedi; Sakallı da, kendine has üslubuyla düşüncelerini aktardı. Ben de Sakallı’ya, “peki, Ayhan Aydıner’i nasıl bilirsiniz” şeklinde espriyle karışık bir soru yönlendirdim. Sakallı’nın cevabı şöyle oldu: “Ayhan Aydıner de hakikaten takip ettiğim, şehrin gerçekten kendisine çok itibar ettiği, görüşlerine, yazdıklarına, çizdiklerine, söylediklerine, sorduklarına, cevapladıklarına, cevaplamadıklarına saygı duyduğum bir gazeteci arkadaşımız.”
Bir asamaz, bir de basamaz
Burhan Sakallı, ES TV’deki programda, belediye başkanının yetki ve sorumluluklarının ne kadar fazla olduğunu; belediye başkanının, engellense dahi, istediği takdirde neredeyse her şeyi yapabileceğini espriyle karışık şu cümleyle anlattı: “Belediye başkanı, bir adam asamaz, bir de para basamaz.”
Eskişehir’den vazgeçmeyin!
dunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, ilk seçim iletişim ofisini Atatürk Bulvarı’nda açtı. Öyle alelade bir açılış değildi elbette. Önemsenen, yerinde görseller kullanılan, hiçbir ayrıntının gözden kaçırılmadığı, bununla beraber organizasyonun kusursuz olduğu bir açılış töreni diyebiliriz.
*
Hatta açılış töreninden ziyade, coşkulu bir miting gerçekleştiğini söylersek, galiba daha doğru bir ifade kullanmış oluruz.
Öyle ki, yüzlerce partili, Kazım Kurt’u desteklemek için hazır kıta oradaydı. Alkışlarla, ıslıklarla, sloganlarla; bitmeyen bir coşkuyla, program boyunca Kazım Kurt’u desteklediler.
*
Tabi söz konusu programda; Yılmaz Büyükerşen, Ahmet Ataç, İshak Gündoğan, Erdal Şanlı, Gaye Usluer, Atilla Sertel, Abdülkadir Adar ve Jale Nur Süllü gibi isimler de, Kazım Kurt’u yalnız bırakmadı.
*
Yılmaz Büyükerşen, “Odunpazarı’mızı ve diğer belediyelerimizi de alacağımızı ben şimdiden buradan müjdeliyorum. Eskişehir’de tarih yazılacak” ifadelerini kullandı.
*
Kazım Kurt, “Eskişehirliler bugün Cumhuriyete sahip çıkıyor. Neden? Çünkü Atatürk diyor ki: ‘Benim iki büyük eserim var. Biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi.’ Eskişehir ikisine de sahip çıkıyor. Cumhuriyeti, demokratik-laik olmaktan asla döndüremeyecekler” dedi ve ekledi: “Biz CHP’lilerin oylarına güveniyoruz. Biz Adalet ve Kalkınma Partisi’ndekilerin şimdi bize vereceği oylara güveniyoruz. Onlar kandırılmaktan usandı. Şimdi bize oy vereceklerine inanıyorum, biliyorum, görüşüyorum. Adalet ve Kalkınma Partili hemşerilerimizin oylarını istiyorum. Milliyetçi Hareket Partililerin oylarını istiyorum. Kendimize güvenelim. Kazanacağımıza güvenelim. Bütün Eskişehirlilerin oyunu alalım. Hiç kimseyi ötelemeden, İYİ Partili seçmenin de oyunu istiyoruz.”
*
Ahmet Ataç, “biz vaat etmiyoruz, yapıyoruz” dedi.
*
Gaye Usluer, “biz kazanacağız” diyerek kitleyi coşturdu.
*
Atilla Sertel, “Eskişehir, ‘ben doğruyu seçeceğim, namusluyu seçeceğim, bana gerçek hizmet vereni seçeceğim’ diyenlerin kenti” ifadelerini kullandı.
*
Abdülkadir Adar, “kim ne derse desin CHP Eskişehir’de yeniden yerel yönetimlerde başarılı olacak” şekilde konuştu.
*
Jale Nur Süllü, “bu şehir şimdi bambaşka bir hal aldı. Yepyeni bir şehir doğdu. Bunu CHP’li belediye başkanlarımıza borçluyuz” dedi.
*
Kısacası CHP’liler şu mesajı verdi: “Cumhuriyet’in teminatı olan CHP’den vazgeçmeyin, Eskişehir’den vazgeçmeyin, Türkiye’nin aydınlık geleceğine olan inancınızı asla yitirmeyin.