Bu Şehre ihanet edenler…

Eskişehir birbirinden farklı yaşam duruşları ve alışkanlığı olanların birbiri ile sorunsuz yaşadığı ender şehirlerden birisi(idi). Birisiydi diyorum zira bugün 10 yıl öncesini aratan, bu ortamın tadını tuzunu kaçıran ve Eskişehir’e ihanet edenler sayesinde, ciddi bir kutuplaşmanın içine çekildiğimizi net bir şekilde görüyoruz.
Başka bir şehirden gelmiş, bu şehrin nimetlerinden istifade eden ve bu şehri 24 saat kötüleyen insanların bu şehir de gazeteci sıfatı ile dolaşması ve bazı sendika, oda başkanlarının da böyle ayrık otlarına prim vererek destek vermesi ise çok ama çok düşündürücü.
Mesela bir isim var ki bu isimin vukuatları saymakla bitmiyor. Kendisine muhafazakâr bir gömlek giyiyor, İktidar partisi onu kabul etmese bile o kendini partinin bir parçası gibi gösteriyor ve ağzından çıkanlar ile adeta zehir saçıyor. İsmini özellikle yazmıyorum zira reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek bundan da garip bir zevk alıyor.
Eskişehir’de yaşayan öğrencilerin çoğunu terörist ya da fuhuş yapan olarak ilan ediyor. Üniversite caddesindeki mekânlarda yiyip, içen kim varsa oradaki mekân fiyatları pahalı bu rakamları ödeyenlerin paralarını nereden kazandıkları belli gibi yakışıksız söylemleri var.
El ele tramvaya binenleri uyarmak gerektiğini söylüyor bir TV kanalında ki, 1+1 apart dairelerde sanırım herkesten iyi biliyor ki herkesin kızlı, erkekli kaldığını ve fuhuşun hortladığını iddia ediyor.
Eskişehir’e gelmeyin diyor, adeta kampanya başlatıyor şehirle ilgili, başka şehirden gelip burada yaşadığını bilmemize rağmen üstelik.
Sara krizinden hastaneye giden bir kız öğrenciyi alkol komasına girdi diye iftiralarla hedef gösteriyor. Yetmiyor boynundaki kolyeden satanizm, misyonerlik tehlikesi gibi kör alaka ithamlar çıkarıyor ve sözüm ona reyting alacağım derken her şey mubah mantığıyla benim şehrimi itibarsızlaştırmaya çalışıyor.
Bu zihniyet bir ara Eskişehir’e gelen ve burada hepimize küfreden, namussuz yapan Yusuf Ziya zihniyeti. Üstelik kendine bulduğu aynı tıynetteki müritler ile burada yazamayacağım çok ağır söylemler var sosyal medya hesabında. Bir değil, iki değil, artık zıvanadan çıkmış durumda.
Üstelik bu karalama kampanyasından Eskişehirspor da nasibini alıyor. Biz cebimizdeki 10 lirayı kulübe verelim, kulüp çok kötü derken bu kulüp önündeki otopark aracılığı gelecek 5 TL geliri tezgâh olarak değerlendiriyor.
Üzücü olan şeylerden biri de bu adama destek çıkan, arka çıkanlar arasında bir sendika başkanı da var. Bu fikirleri savunmak ve tasvip etmek demek ki, bunu kabullenmek mümkün değil.
Bak kardeşim, madem bu kadar nefret ediyorsun bu şehirden bu şehirde yaşama o zaman. Gönlüne göre bir şehir bul ve yerleş. Bu şehirde yaşayan bizlerin namusuna, eşine, kızına, kardeşine dil uzatacak iftira ve yorumlarını sosyal medya hesabından değil kalbinden sil ve özür dile.
İsteyen istediği mekanda oturur, istediği kadar para öder ve isterse el ele gezer, bu seni hiç mi hiç ilgilendirmez. Fikri neyse zikri odur derler insana sanırım sen hayata herkesin senin gibi düşündüğünü zannederek bakıyorsun ve sanırım sen yapamadıklarını başkaları yapıyor diye nefret ediyorsun. Bir de emin ol giydiğin muhafazakarlık gömleği ile misyonerlerden çok sen dine zarar veriyorsun. İslamiyet iftira dini değildir, nefret dini değildir, sen de kadı değilsin. Çıkarlarına o gömleği alet ederek gerçekten yüreği ile inananlara da zarar verme.  Yakışmıyor.