Bu rektör fark yaratacak!

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak, çalışma hızını gittikçe yükseltiyor. Üniversitenin hak ettiği noktaya ulaşabilmesi için; bilim, kültür, sanat, akademik ilerleme, öğrenci gelişimi, eksik yönetmeliklerin hazırlanması, güncel konulara ilişkin analizlerin olduğu toplantılar ve şehir-üniversite entegrasyonu için deyim yerindeyse günün her saatini çalışarak geçiriyor. Bu noktada geçtiğimiz günlerde kaleme aldığım birkaç yazıda (‘Üç rektör’ ile ‘Rüzgar’ başlıklı yazılardan bahsediyorum. Bu yazılara www. anadolugazetesi.com adresinden ulaşabilirsiniz.) Şenocak’ın çalışmalarını yoğunlaştırdığı yukarıda yazılı olan maddelere ilişkin örnekler vermiştim.

*

Şenocak bu sefer, ekibiyle birlikte geniş kapsamlı bir basın toplantısı düzenleyerek, projelerini, hedeflerini ve hayallerini basın mensupları aracılığıyla kamuoyuna aktardı. Beri yandan, oldukça samimi bir toplantı olduğunu ifade etmezsem haksızlık olur. Sanırsın Şenocak, yıllardır Eskişehir’de çalışma yürütüyor ve biz de yıllardır Şenocak’la irtibat halindeyiz…

*

Her neyse…
Şimdi dilerseniz, Kemal Şenocak’ın anlattıklarının satırbaşlarını, maddeler halinde sıralayalım…

ESOGÜ 17’NCİ SIRADA

“Orta Doğu Teknik Üniversitesi Enformatik Enstitüsü bünyesinde bulunan URAP Araştırma Laboratuvarı’nın üniversitelerin akademik performansına göre oluşturduğu ‘2018-2019 Türkiye Genel Sıralaması’ listesinde ESOGÜ 157 üniversite arasında 21’inci sıraya yükseldi. Yine aynı kurum tarafından hazırlanan ve yalnızca Devlet üniversitelerinin yer aldığı ‘Devlet Üniversiteleri Genel Sıralaması’nda ise 108 üniversite arasında 17’nci sırada yer aldı.”

İLERİ DÜZEY YOĞUN BAKIM HASTANESİ

“Bölgenin artan ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanemizin fiziki olanaklarını iyileştirmek, kapasitesini arttırmak amacıyla çalışmalar ve yatırımlar yapıyoruz. Bu kapsamda yapılan en önemli yatırımlarımızdan biri “İleri Düzey Yoğun Bakım Hastanesi” olacak. 109 yataklı 3’üncü basamak yetişkin ve çocuklara hizmet veren ileri düzey yoğun bakım hastanemizin Aralık 2018’de hizmete girmesini planlıyoruz.”

KAMU ÜNİVERSİTE SANAYİ İŞBİRLİĞİ

“Bir araştırma üniversitesi olma yolunda ilerlerken şüphesiz Kamu-Üniversite ve Sanayi işbirliklerinin tesisine büyük önem veriyoruz. Birçok kamu kuruluşuyla, Eskişehir’deki ve bölgedeki pek çok firmayla görüşmeler yapıyor, işbirlikleri tesis ediyoruz. Birçok firmaya ve kamu kuruluşuna Ar-Ge danışmanlığı, proje eğitim ve danışmanlıkları, ticarileşme ve girişimcilik danışmanlıkları veriyoruz. Özellikle Havacılık alanında Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı başta olmak üzere, TEI, Aselsan, Havelsan, Roketsan, Aspilsan, Baykar, THY Teknik ve TÜRKSAT gibi kurumlarla görüşmeler yapıyor, işbirlikleri geliştiriyoruz.”

ESKİŞEHİR ARAŞTIRILIYOR

“Merkezi Kütüphanemizin ismini “Şehit Ömer Halisdemir Kütüphanesi” olarak değiştirdik. Merkezi Kütüphanemizin sunduğu imkanları da sürekli olarak yenilemek ve güncellemek gayretindeyiz. Yapılan son yatırımlar neticesinde Merkez Kütüphanemizdeki mevcut yayın sayısı 116.326’ya; veri tabanları 38’e ve süreli yayın sayımız 62’ye ulaşmıştır. Ayrıca Üniversitemiz bünyesinde bir yayınevi kurulmuş ve faaliyete başlamıştır. Bu yayınevinde şimdiye kadar dört kitap bastık. Amacımız ilk etapta, tüm Türkiye öğrencilerinin ihtiyaç duyduğu kitapları yayınlamak. Bu noktada hocalarımızın daha çok kitap ve bilimsel makale yazmalarını istiyoruz. Tabi şunu da söylemek istiyorum. Almanya’da misafir öğretim üyeliği yaptığım sırada, kütüphaneciliği çok detaylı inceledim. O nedenle geliştirmeye gayret gösteriyorum. Açık konuşmalıyım ki üniversitemizin kütüphanesinin içeriği istediğimiz düzeyde değil. Şu sıralar yeterli devlet desteği de alamıyoruz. Bu nedenle Eskişehir halkından, kütüphanelerimizin gelişimi için katkı bekliyoruz. Bir de kültür kitaplığı oluşturacağız.
Yayınevimiz de var ya artık…
Burada Eskişehir’in tarihi ve kültürü ile ilgili yayınlar çıkaracağız. Mesela şu an Mahmudiye’yi araştırıyoruz.”

TÜRKİYE’DE OLMAYAN BÖLÜMLER AÇILACAK

“Yeni bölümler açmak istiyoruz. Uluslararası üniversitelerde gördüğümüz yeni bölümlerden bahsediyorum. Mesela Kültür Ekonomisi Bölümü…
Türkiye’de bu bölüm yok ancak Türkiye ekonomisinin kalkınmasına katkı sağlayacak bir bölüm bu bölüm. Ulusların kültürlerini öğreneceğiz ki ona göre ticari faaliyetlerimizi biçimlendireceğiz. Yine Türkiye’nin geleceğine katkı sunacak birçok bölüm var aklımızda.”

*

Kemal Şenocak’ın anlattıklarından dikkatimi çeken bölümleri aktarmaya çalıştım. Bu noktada Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Arslantaş’a bir parantez açmak istiyorum. Arslantaş’ın ünlü bir beyin ve sinir cerrahı olduğunu biliyoruz. Basın toplantısında oldukça dikkatimi çeken bir bilgi verdi Arslantaş. Neydi o? Şu: “Eskişehir’de beyin ölümü gerçekleşen her yüz kişinin yakınından yüzde ellisi, yakınının organlarını bağışlıyor. Türkiye’de yok böyle bir rakam. Yalnız ve Yalnız Eskişehir’de var. Bu Eskişehir’in sosyoekonomik gelişmişliğinden ve bilinç düzeyinin yüksekliğinden kaynaklanıyor.”

*

Evet…
Kemal Şenocak ve ekibinin kısa sürede yaptıklarına, yapacaklarına ve hayallerine ilişkin sizleri bilgilendirmeye çalıştım.
Ve…
Şenocak’ın ‘ben yokum biz varız’ mantığıyla yöneticilik yaptığını ve kentteki tüm unsurların görüşlerinden faydalanarak hareket ettiğini düşündüğümüzde, ESOGÜ’nün ortak akıl yönetimiyle Türkiye ve Eskişehir’e faydalı olacak önemli işlere imza atacağına inanıyorum.

Bir dahaki sefere!

7 Kasım 2018 tarihinde kaleme aldığım “Üç rektör” başlıklı yazımda, Eskişehir’deki üniversitelerin rektörlerini değerlendirirken, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı’yla ilgili şöyle bir ifade kullanmıştım: “Şafak Ertan Çomaklı’yla konuşma, görüşme ve hatta karşılaşma şansımız bile doğmadı. O nedenle değerlendirme yapamıyorum.”
*

Çomaklı, önceki gün bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Artık Çomaklı’yla tanışabilecek, aklımdaki soruları yönlendirebilecek ve detaylı bir değerlendirme yapma fırsatı yakalayacaktım. Ancak yine olmadı iyi mi?!

*

Benimde eğitim aldığım, kaliteli akademisyenleri olan ve Türkiye’nin en iyi iletişim fakültelerinden birine sahip Anadolu Üniversitesi, kolaylıkla yapılabilecek bir basın toplantısını bile organize edemedi!

*

Niye böyle söyledim? Aslına bakılırsa bu durumu, İstikbal gazetesi Yazı İşleri Müdürü Murat Taşkın çok iyi özetledi. Taşkın’ın “Ah üniversite ah” başlıklı yazısının not bölümünde, aynen şu ifadeler yer alıyordu: “Yazıyı okuduktan sonra ‘İyi güzel de sadede gel. Yeni Rektör nasıl? Neler söyledi. Biraz da onları anlat’ diye soruyorsanız, işte bunu anlatamayacağız. Nedenine gelince: Efendim Üniversite’den ‘Saat 13.00 de yemek, 14.00’de toplantı var’ diye bir davet geldi. Saat 13.00’de meslektaşımız Vedat Alp’in annesinin cenaze törenine katılmamız gerekiyordu. ‘Yemeğe katılmasak da olur. Bizim için önemli olan ve haber değeri taşıyan nasıl olsa saat 14.00’deki toplantı’ diye düşündük. Cenazenin ardından da Saat 13.00’de Üniversiteye gittik. Birkaç meslektaşımızla birlikte yarım saate yakın toplantı salonunda bekledik ama gelen giden yok. Neden sonra toplantının bu bölümünün iptal edildiğini, toplantıya yemeğin yenildiği salonda devam edileceği bildirildi. Yemek salonuna gittiğimizde ise toplantının zaten sonuna gelinmişti ve o toplantıda bulunmamızın da bir anlamı kalmamıştı. O yüzden yeni Rektörün nasıl biri olduğunu ve neler söylediğini sizlere aktaramıyoruz. Umarım bir dahaki sefere!”

*

Bence de… Çomaklı’yı yakalayabilirsek, bir dahaki sefere değerlendiririz artık!