Birimiz, hepimiz...

Düşünmek, analiz ve sentez yapabilmek, bilgi sahibi olmak, fikir sahibi olmak ve bunları düzenli olarak dile getirebilmek herkesin harcı olan bir iş değil.
Bu yüzden fikirlerin, bilginin bittiği yerde zayıf iradeli, zayıf karakterli bazı insanlar, yine o sığ düşünceleri ile bir başka fikri ancak o fikrin sahibini ortadan kaldırarak ya da darp ederek engelleyeceğini sanıyor ya...
Maalesef, arkadaşım Cihan Yıldırım evinin önünde işte bu sığ düşünceli insanların gazabına uğradı. Benim için tek yumruk yemiş, bıçaklanmış, bombalanmış diye bir hasar derecesi değil oraya hangi amaçla gelindiği önemli ve o amacın ne olduğunu anlamak da zor değil.
Bu yüzden sadece sevgili Cihan Yıldırım değil tüm meslektaşlarımıza geçmiş olsun diyorum ben. Zira bugün ilettikleri nedeniyle Cihan'ı böyle susturmaya çalışan zihniyetin yarın, öbür gün bu işi sadece Cihan ile sınırlı tutmayıp hepimize yapabileceği gerçeğini unutmamak lazım.
Aynı düşünmeyebilirsin, duruşun farklı olabilir, üslubunu beğenmeyebilirsin, tipine, konuşmasına gıcık olabilirsin bunların hiç birine itiraz etmem ama bu duruma sessiz kalmak seyirci kalmak, yokları oynamak bu mesleğin sözde bazı ağabeylerine de, bu mesleğin kendisine de pek yakışık olmuyor. Bu yüzden dolu dolu, donanımlı, hassas, en sevmediğine bile sahip çıkabilen, arada çürük elmaları olsa da öncekilerden daha iyi bir genç kitlenin gelişine daha çok seviniyorum.
Sonuç olarak hepimize yapılan bu saldırının Emniyet gibi biz de peşindeyiz. Faillerin de, failleri yönlendirenlerin de ortaya çıkması adına bu mücadeleyi sürdüreceğiz ve kaç kişiyiz bilmiyorum ama hepimiz birimiz, birimiz hepimiz olmaya da devam edeceğiz.
 
Es Es için sabırlı olacağız...
Cumartesi akşamı seyircimizden yoksun bir Şanlıurfa mücadelesine çıktık. Gönlümüz 3 puan arzu ediyordu, ilk yarı skoru ve oyunu da galibiyet kesin dedirtiyordu bize ama nasip değilmiş olmadı. 1 - 1 beraberlik ile 1 puan ile yetinmek zorunda kaldık.
Galip geldiğimiz Balıkesir maçının ardından da yazmıştım. Yenebilir, yenilebilir ve ilk haftalarda puan kayıpları yaşayabiliriz. Bu duruma sabırla yaklaşmak, desteği kesmeden inancımızı korumak ve çatlak sesleri kesmek zorundayız.
Eskişehirspor transferleriyle yüzde 80'i yeni bir takım. Üstelik 2 gün öncesine kadar transferler yapmaya devam etti. Takımın oturması, uyumu, fiziksel ve mental yüklemeleri öyle bir çırpıda olmuyor. Oynayarak, zaman geçirerek, antrenman ve sahadaki mücadelesine bakılarak oturacak ve bu süreçte yapacağımız kayıplar ileride kazanmak için yaşayacağımız kayıplardır unutmamak lazım.
Yok yıldızlar koşmadı, yok Alpay hoca hata yaptı diye şimdiden başlarsak ayıp etmiş oluruz. Biz yolun sonuna en yakın takımız, biz en çok borcu olan ama en iyi isimleri transfer eden takımız, bu yüzden biz fedakarız deyip de en çabuk vazgeçenler olamayız. Hele ki takım bizden yoksunken olacaklara karşı lütfen daha sabırlı, dirayetli ve inadına daha destekçi olalım.
 
TFF, TRT ve mimli isimler
Eskişehirspor 2. hafta maçında. TFF TRT ile anlaşamadı ve yine maç yayını yok. Üstelik taraftar cezalı, maçı tribünde de izleyemiyor. Bu da yetmiyor bir dizi yasak ve ceza ile boğuşuyoruz.
Senelerdir maç önü ve maç sonu yayını yaptığımız yer Süper Lig’de iken serbest olan yer şimdi yasak. Maç içinde cep telefonu ya da tablet ile facebook üzerinden çekim yapalım diyoruz hoopp ona da yasak ve ceza tehdidi ile karşı karşıya kalıyoruz.
Hatta maç öncesi maçın temsilcisi hanımfendinin beni tanıyor oluşu ve “Eskişehir'e gelmeden biraz çalıştım. Soner bey lütfen kulübün ceza almaması için canlı yayın yapmaya çalışmayın” demesi de kısa süreli şok etkisi yaratıyor bende. Üstelik Süha ve Deniz'in de isimleri, cisimleri biliniyor, demem o ki biz mimlenmişiz ve gözler üzerimizde.
Ancak maç içinde görüyoruz ki bizim dışımızda herkes uzun süre canlı yayın yapabiliyor, Urfa taraftarları da dahil. Yani saçma sapan işler ve skandal kararlar ile Federasyon bizi üzmeye devam ediyor. Bakarsınız eleştirdik diye akreditasyondan da çıkarırlar haftaya, şaşırmam. Ama onlar da şaşırmasın. Ben zaten taraftar yok diye basın tribünündeyim, zira yerimiz ya açık ya kale arkası...