Almanya'da her yönü ile aydınlatıldı...
Asıl sorumluların Türkiye’de olduğu kesinlik kazandı... Ancak davaya "ışık" tutacak telefon kayıtları yok oldu gitti!..
İşte yaşadığımız diğer yolsuzluklar da... "Deniz Feneri gibi unutturulmak isteniyor!."
……
"Goethe"nin son sözlerinin...
"Biraz daha ışık..." olduğu söylenir.
Niçin söylediği açık...
"Yaşam, öncelikle ışık, aydınlık demektir..."
Yıllarca, "Silivri'de Hasdal'da ve Metris'te" hem de hoş yere yatanlar bilir...
Sanıksın, zanlısın ve tutuklusun...
Silivri'de zaman nasıl geçer?
"Kimi gün sayar, kimi volta atar, kimi de okur-yazar..."
Sunucu sorar:
"Boş zamanlarınız nasıl geçer?"
"Kitap okurum, müzik dinlerim, sinema ya da tiyatroya giderim..."
Ne garip?
"İnsanın yaşamını, ruhunu değiştiren saatler, hep boş zamana sığıyor!"
Silivri'deki boş zamanı düşünün!..
……
"Sakin Gece" öyküsünü bilirsiniz...
Kadın, "Bahçede bir şeyler oluyor" diyor kocasına...
Adam pencereden bakıyor...
İrili ufaklı hayvanlar birbirini yiyip duruyor... Birden sessizlik oluyor. Ağaç altında yalanan bir kedi, az önce duyulan kuşun sesi de susuvermiş...
Kuş yok artık, kedi keyifli
"Doğa yasası bu..."
……
Bazen düşünürüz gerçek olabilir mi diye! Türkiye'ye yurtdışından pek çok kişi transfer ediliyor...
"Bir de hakim ve savcı etseler..." Bir iç dünyanın istediği yasa da bu... “Ama hiç adalet ithal edilir mi!..”
Koş koş, sen de koş!..
4. Murat döneminde, iyice kafaları çektikten sonra sallana sallana yürüyen Bektaşi ile arkadaşını zaptiyeler yakalayıp karakola götürmüşler...
Sorgu sual başlamış:
"Bre zındıklar, söyleyin bakalım sabah namazı kaç rekat?"
"İkii..."
Zaptiye amiri emir vermiş: "Verin ikişer sopa!.."
Öğle, ikindi, akşam, yatsı derken 17’şer sopa yiyen Bektaşi ile arkadaşının tabanları kabarmış, hamur gibi olmuş...
Zaptiyeler de salmışlar artık... Karakoldan çıkıp köşeyi döner dönmez Bektaşi başlamış deli gibi koşmaya...
Arkadaşı arkadan bağırmış:
"Yahu bu ayaklarla nasıl koşuyorsun?"
Bektaşi, soluk soluğa arkasına bile bakmadan yanıt vermiş:
"Koş koş, sen de koş. Ramazan ayındayız, teravihi unuttular, tam 21 rekat!.."
Garantiye ali..
75'lik armatör, aşık olduğu 25'ük kız içinönce en yakın arkadaşına danışmış:
"60 yaşındayım desem benimle evlenir mi?" "Bence şansını zora sokma" demiş arkadaşı: "İş garantiye almak için 90 yaşında olduğunu söyle..."
İftar çadırlarının çokluğu
Yurdun her yerinde olduğu gibi, Eskişehir'de de her "Ramazan" ayında iftar çadırları kurulur...
Yine yurt çapında milyonlarca insan bu çadırları doldurur...
Peki..
"Bir ülkedeki iftar çadırlarının çokluğu o ülkedeki muhtaç insanların çokluğu demek değil midir?"
Pek çoğunuz okumuştur "John Steinbeck"in ünlü romanı "Gazap Üzümleri"ni...
ABD’deki ekonomik sarsıntıda bir köylü ailesinin yaşamını anlatıyordu…
Zamanın Sovyet yönetimi de kitabın "Sovyetler Birliği"nde okunmasına izin vermişti...
Neden?
"Kapitalist yönetimde insanların çektiği çileleri yoldaşlarına duyurmak için..."
Ne var ki, ABD'nin bir lokma ekmek bulamayan ailesinin bile bir arabaya sahip olması, bu silahı geri teptirmişti...
Sovyet yönetimi, ülkeye kendi soktuğu kitabın satılması ve okunmasını da yine kendi yasaklamıştı...
İşte, ülkemizde de son yıllarda Ramazan ayında kurulan iftar çadırlarının asıl amacı yoksula yardım etmekse eğer, ülkeyi ve insanlarını bolluk ve rehafa kavuşturmak amacıyla oy isteyip, iktidar olan anlayışın sahiplerine sormak gerek:
"İftar çadırlarının çokluğu, muhtaç insanların çokluğu demek değil midir?"
Erol Simavi’den ders!
Yıllar önce "Hürriyet"in başına "Arda Gedik ile Çetin Emeç" getiriliyor. Her ikisinin de babası Demokrat Partili... "Hasan Pulur ile Oktay Ekşi" gazetenin sahibi "Erol Simavi"ye çıkıp "Bizim muhatabımız kim? Yani Çetin Emeç ile Arda Gedik mi? Bu durum bize biraz ters eliyor?" diyorlar.
Olayın sonrasını "Hasan Pulur" kitabında anlatıyor
-Erol Bey, Oktay'la beni alıp pencerenin yanma götürdü. Sokaktaki kalabalığı gösterip "Bakın muhataplarının burada" dedi. Biz anlamadık önce, sonra halkı gösterdiğini fark ettik. "Onlar okurlarınız. Sizin muhatabınız onlar. Siz başka şeye aldırmayın" dedi.
Bir patronun meseleye bu şekilde yaklaşımı çok önemliydi. Ve biz hiçbir gürültü patırdı olmadan ikisiyle de çalıştık...
Erol Bey, ayrıcalıklı bir patrondu...
Resim altına Macaristan'ın başkenti "Budapeşte" yerine "Bükreş" yazan adamı derhal işten atandı...
Gazeteciliğe saygı halka saygıdır...
Günün Şiiri
Yayla havası
Bir duman çöker tel tel
Tarar saçlarını tepelerin
Bir yel eser çamlardan süzülmüş
Dolar içine, göremezsin
Bir duygu sarar insanı
Bir gariplik, yitmiş gibi
Açılır gönül boşluğa
Nedendir, bilemezsin
Öyle bir havası var ki yaylanın
Kuş cıvıltısından, çoban kavalından
Renk renk, ses ses
Vernek istersin, veremezsin...
Kaya Demiral (Varlık-1966)
Adaleti yitirince
1900 yıl önce Roma'da köle olarak yaşayan Yunanlı filozof "Epiktetos" diyor ki:
"At şarkı söyleyememekten mutsuz mudur?"
-Hayır! Koşamadığı zaman mutsuzdur...
"Köpek uçamamaktan mutsuz mudur?"
- Hayır! Duyamadığı, göremediği, havlayamadığı zaman mutsuzdur...
"İnsan olağanüstü şeyler yapamamaktan mutsuz mudur?"
-Hayır! İnsan bunun için yaratılmış değildir...
İnsan ancak utancını, iyiliğini, adaletini yitirdiği zaman...
" Tanrının onun ruhunda yarattığı tanrısal özellikle yok olduğu zaman mutsuzdur..."
Günün İncisi
Aşılmasına imkan olmayan hiçbir duvar yoktur.
Cehov
Kıssa-dan
İhtiyacın karşısında malını ve mülkünü harca, ama bir saatini bile boşuna harcama. Değerini tayin edemezsin...
Marden
Cuk
Cahil kalabalıkların başı çok, beyni yoktur! Günün Sözü
Hayallerine sımsıkı sarıl, zira hayallerin yok olursa, hayat, uçamayan kanadı kırık bir kuşa benzer...
Langston Hughes
Günün borusu
Osmanlı'nın "tokadı" ile övünenler, Cumhuriyet’in emperyalizme attığı meşhur "tekmesini" niye küçümserler acaba?
Günün Balı
Şevket Kazan Numan Kurtuluş için "0 partimizin sadece bir vitrin süsüydü" demişti... Eksik söylemiş... "AKP'de bülbül oldu!"
Günün Olayı
Siyasetle uğraşmaktan çekinen medya, spor ve magazin haberlerine ağırlık vermeye başlamış... Ne yapsın garipler? "Batsın bu medya" ile "Yatsın bu medya" arasında gidip geliyorlar'..
Günün Biberi
Partililere seslenen Kılıçdaroğlu,"Konuşurken sözün nereye gideceğine dikkat edin, önümüzde sağlıklı çalışan medya yok" demiş.
İşin kötüsü, arkanızda da yok Başkan...
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...