2023 - 24 Eğitim Öğretim yılı, cemaat ve vakıf adı altındaki bir takım mikrop yuvalarının gölgesi altında açıldı.
2023 - 24 Eğitim Öğretim yılı, cemaat ve vakıf adı altındaki bir takım mikrop yuvalarının gölgesi altında açıldı. Son olarak Hizbullah Terör Örgütü'yle "Paralel" açıklamalar yapan bir siyasi partinin lideri, karma eğitime karşı çıktıklarını belirtti. Yine mahkemelerin açıkça "Okunabilir" dediği Andımızın okunmayacağı bir eğitim - öğretim yılına başlıyoruz. Hani nerede Andımızın okunmasını namus meselesi yapanlar?.. Kökü dışarıda olan cemaat ve tarikatlerin emir ve talimatları neticesinde "Türküm, Doğruyum!" demek maalesef yasak.
Türk olmak mı, yoksa doğru olmak mı birilerinin zoruna gidiyor?
Bir diğer sorun ise devlet okullarının kalitesinin çok düşmüş olması. Bugün Türkiye'de yaklaşık 70 bin eğitim kurumu bulunuyor. Bunların 56 bin 200'ü devlet kurumu, 14 bin 124'ü özel kurum. Yani okullarımızın 5'te biri özel. Bu rakamlar bile devletin okul yönetmeyi beceremediğini göstermeye yeter. Maalesef zenginlerin çocukları iyi eğitimler alırken, fakir çocukları kötü eğitim alıyor.
Benim çocukluğumda özel okullar yok denecek kadar azdı. Herkes devletimizin işlettiği okullara gider, çok iyi eğitim alırdı. Ancak şimdi "Şu okullar olmasa, Milli Eğitimi ne güzel idare ederiz" diyen bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Önemli sorunlardan birisi de köy okullarının birbiri ardına kapanıyor olması. Taşımalı eğitim sistemi sorunu çözmüyor. Eski Türkiye'de, yani devletin devlet olduğu Türkiye'de bir köyün nüfusuna bakılmaksızın oraya köy okulu açılırdı. Şimdi üç kuruşu hesapladığımız için çoğu köydeki okulu kapatıyoruz ve hetice itibarıyla hem eğitim sistemimiz gittikçe kötüye gidiyor hem de köyler giderek boşalıyor.
En önemli sorunlardan biri ise açlık.
Evet; yanlış okumadınız açlık...
Yapılan araştırmalara göre 4'üncü sınıf öğrencilerinin yüzde 40'u her gün okula aç geliyor. 8'inci sınıfların ise yüzde 46'sı okula aç geliyor.
Cumhuriyetimizin 100'üncü yıl dönümünde el kadar çocuklarının karnını doyuramayan bu zihniyete yazıklar olsun.
Seçimlerden önce İYİ Parti okulları kapsayan bir beslenme projesini ortaya koymuştu. Bunu gören sevgili Saray Hükûmetimiz ise, "Biz o beslenme projesinin daha iyisini yapacağız. Yaparsa AK Parti yapar" demişlerdi.
İşte yeni bir eğitim - öğretim sezonu daha gelip çattı ve çocuklarımızın önüne 1 kap yemek bile koyamıyoruz. Demek birileri alenen yalan söylemiş.
Halbuki AK Partili dostlarımızın iştahı pek yerinde. Kendileri yemesini çok iyi biliyor;akılları fikirleri yemekte... Tevfik Fikret'in dediği gibi:
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
Afiyetle yesinler itirazımız yok. Tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yesinler; ama el kadar çocuklarımıza da bir kap yemek vermeyi çok görmesinler...
Siyasetçi sakin olmalı
Eskişehir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde AK Partili bir meclis üyesinin konuşma süresinin uzatılmasının oy çokluğuyla reddedilmesi üzerine tansiyon yükseldi. Yaşanan tartışmanın ardından AK Parti grubu salonu terk ederken Büyükerşen, AK Partili meclis üyesine, “Sana şov yaptırmam” dedi.
Şimdi kimin haklı olduğunun bazen hiç önemi kalmıyor. Politikacı ağzından çıkan sözü tartmalı ve üslubuna dikkat etmeli.
Bizler politikacıların sinirlerine hâkim olmalarını istiyoruz. Üstelik AK Partililer ile CHP'ye yeni geçen eski bir AK Partili arasında cereyan eden tartışmanın daha sakin geçmesini beklerdik.
Siyasetçilerden rica ediyoruz; ağızlarını temiz tutsunlar. Çünkü onlar gerilince, aşağıdaki biz vatandaşlar daha çok geriliyoruz.