Soner Yüksel yazdı
ETO’nun ortalama 75 Milyon TL gibi önemli bir bedelle Eskişehir’e kazandıracağı Fuar ve Kongre Merkezi son günlerde bir kez daha gündem de.
Mevcut ETO Yönetiminin çok şaşalı, çok büyük umutlarla ve iddialarla hayata geçirmeye çalıştığı bu merkez, acaba iş yapar mı? Eskişehir için iddia edildiği gibi altın yumurtlayan tavuk mu? Türkiye’de fuarcılık ne durumda, gerçekten umutlanmalı mıyız? Sorularına cevap arıyoruz.
Son birkaç sene de ara ara yazılarımda belirtmiştim, Ben Fuar ve Kongre Merkezi konusunda bunun doğru, sağlıklı, işe yarayacak bir projeden ziyade ölü bir yatırım olduğunu düşünenlerdenim.
Hele ki Türkiye’de fuarcılığın röntgenine bakıp, yıllar önce bu işe başlamış şehirlere ve girdilerine bakınca ciddi anlamda hayal kırıklığına uğrayacağımız için Eskişehir’i seven birisi olarak üzüntü duyuyorum.
Acaba Türkiye’de birçok şehrin göremediğini, düşünemediğini biz mi düşündük, akıl ettik. Ya da ETO’nun 4 kat bütçesine sahip olmasına ve fuarlara daha çok ihtiyaç duymasına rağmen ESO’nun böyle bir projeyi aklından dahi geçirmemiş olmamasını da koca bir soru işareti olarak buraya bırakıyorum.
Eğri oturup, doğru konuşmak gerekirse bizim fuarcılık için en son bileti 2000 yılına kadar almamız gerekirdi. Artık bırakın trenin geç kalmasını, treni yürütecek ray bile kalmadı.
Belki iddia, umut, ihtimal var diye inatlaşanlar var ve keşke haklı olsalar, Eskişehir kazansa keşke. Ancak Fuarcılıkta markalaşmış şehirlere ve fuarcılıktan ortalama kazançlarına bakınca ortada ya hesap hatası var ya da altından kalkılması zor bir hesaplaşma olacak diye düşünenlerde haksız değil.
Ortalama 75 milyon TL değerinde bir yatırımdan bahsediyoruz. Muhtemelen her sene de en az 1 Milyon masrafı olacak. Bu yüzden ETO’nun bunca yıldır kasasında birikmiş paranın “ya tutarsa” mantığı ile bu projeye adanması şayet iş tutmazsa yapan, onaylayan, destekleyen herkesi zor da bırakır.
Görüyoruz ki illa kalıcı fuar ihtiyacı varsa yıllık en fazla 300 bin TL kira bedeli ödenecek OSB’de bulunan hangar veya antrepolarda bu iş fizibilite edilebilir, hatta sürekli hale bile getirilebilirdi. Neredeyse 100’de 5 maliyetle daha karlı en azından zararın can acıtmayacağı seçenekler mevcuttu.
Fuar ve Kongre merkezi yerine yapılabilecek ETO Özel Üniversitesi ile en az 3,5 bin öğrenci şehre fuar merkezinin abartısız 40 katı kadar katkıyı maddi, iş gücü ve kaliteli göç anlamında ise soyut bir şekilde sağlardı.
Ya da Eskişehir’de bu kadar para harcanarak ciddi bir Alışveriş Kasabası, benzersiz bir cazibe alanı da yaratılabilirdi.
Tabi ki şimdi bu iş hayata geçmesin, inşaat yıkılsın, olmasın, yapılmasın demenin zamanı geçti. Bu yüzden ne olursa olsun desteklemek, zarardan kar etmek için elimizden gelen sinerjiyi ortaya koymak zorundayız. Lakin ısrarla bu işi savunanlar, arkasında duranlar, son 5 yılda fuarcılığın ivmesini görmeyenler biraz düşünsün. Sanayicilerin bile butik fuarlarla (ki onları hemen hemen her otelde yapabiliyorlar) ilerledikleri bir dönemde elma ile armutu birbirine karıştırmamak lazım.
Son olarak şunu merak ediyorum. Biz akıllıyız, kimse akıl edemeden bu işi hayata geçireceğiz diyelim. Madem bu fuar merkezi 1’e 10 verecek kadar iddialı, onu savunanlar bu konuda tek bir risk, eksik görmüyor ve ısrarla arkasında duruyor. O zaman kendi aralarında bir konsensüs oluşturup akıllı ticaret insanları olarak bu 1’e 10 veren yatırımı onlar devralsın. Böylece şehir de bir kongre merkezi olur, kar yapan da kongre merkezini alan insanlar olurlar, hepimiz mutlu mesut yaşar gideriz değil mi?
Umarım yanılırım, inşallah bir mucize olur ve gerçekten işe yarar bu iş ama siz yine de umutlanmayın, çok yükselmeyin ki , düşerken çok acı çekmeyelim.