Bir koltuk ve iki cenaze

Bir koltuk ve iki cenaze

8 Ekim 2014 08:47
A
a
Sütiş Eskişehir

Bayramlar hep güzeldir

ama, ateş yine düştüğü yeri

yakar!..

Arife günü geç saatlerde

bir telefon aldık :

“Davut Aydın’ın kayınvalidesi

vefat etti...”

Ve de bayramın birinci

günü toprağa verileceğini

öğrendik...

Öğle namazına doğru,

koyulduk “Mahmut Sami Ramazanoğlu“ camiine...

Giderken şöyle bir düşünmüştük...

“Acaba aynı

kalabalığı görecek miyiz?”

2,5 yıl önce “Davut

Aydın”ın annesi

“Fatma Hanım” vefat

etmiş ve cenazesi yine aynı

camiden kaldırılmıştı...

Öğle kalabalıktı ki...

“Başsağlığı kuyruğu

cami dışına taşmıştı…”

0 günlerde Anadolu

Üniversitesi’nin Rektörü’ydü

Davut Hoca...

Bu kez eşi “Vildan

Hanım”ın annesi “Feryadi

Akgül” vefat etmişti...

Camiye yaklaştıkça merakımız

artıyordu...

Geldik ve gördük...

Belki 50-60 kişi ya vardı,

ya yoktu!

Gerçekten çok duygulandık

o anda!..

Davut Hoca, yine rektör

koltuğunda

olsaydı, iğne atsanız yere

düşmezdi...

Doğaldı!..

“Çünkü, o koltuk yoktu

artık!” “Fatma Hanım”ın

cenazesinden sonraki

yazımızda, “Acaba cenazesinin

böylesine kalabalık

olabileceğini hiç düşünür

müydü?” diye yazmıştık...

“Feryadi Hanım”,

cenazesinde ne yazık ki aynı

soruyu dile getiremedik!..

Nasreddin Hoca’nın “Ye

kürküm,ye!” hesabı bir

cenazede dile gelmişti...

 

Tramvaydaki

itenler!..

ilk başladığı günlerde kalabalık olmasından

yakınıyordu vatandaş...

Doluydu tramvaylar...

Şimdi aramızda olmayan zamanın

Başkan yardımcısı “İsmet Erden” yanıt

vermişti;

“Biraz sabır lütfen” dedi:

“Hele emekliler heveslerini alsınlar!”

…..

Çok tramvay öyküleri de yaşadık bu arada...

Vişnelik’ten bindik, tramvay hareket

etti...

Gençlerden biri sesini vatmana duyurmak

için bağırıyordu :

“Hooop hooop!.. Koşup gelen arkadaşlar

var!”

…..

Sürekli anons yapılır ya... “Hamile kadınlara,

yaşlılara, engellilere yer verin”

diye...

Bir gün yaşadığımız bir olaydan esinlenip

kaleme almıştık...

Anonsta küçük bir değişiklik yapılsın:

“Yaşlılar, kendilerinden daha yaşlı

olanlara yer versin!..”

….

Yine bir gün Vişnelik Durağı’nda tramvay

beklerken bir bayan yanaştı yanımıza:

“Gazetecisiniz değil mi?”

“Evet” yanıtını aldıktan sonra devam

etti:

“Tramvaylardaki şu kapı bekçilerini

de bir dile getirseniz... Kapının hemen

önünde durup, hem inenleri hem

binenleri engelleyip zorluk çektiriyorlar...”

Haklıydı kadın...

“Hâlâ kapı bekçileri var!..”

…..

Ama son yakınma bunların hepsine tuz

biber ekti...

Bir bayandı telefondaki:

“İtilip-kakılmaktan bıktık artık! Yazın

şu tramvaylardaki kalabalık rezaletini

ya!”

Rahmetli İsmet abi gibi bir yanıt vermeye

çalışsak, yakışır mı acaba?

“Biraz sabır lütfen!.. Hele itenler-kakanlar

heveslerini alsınlar!..”

 

Melih Aşık’tan gamalı haç!

 

- Karşı gazete ve

“Grihat” adlı internet

siteleri, basıldı. Uzun

süre arama yapıldı. Sıfırlama

ile ilgili kimi tapeleri

çıkarmaları istendi.

Eğer yasalara aykırı

bir yazı varsa mahkeme

kanalıyla yayından

kaldırılması istenir. Ama

baskın niye? Mahkeme

kararına baktık. Doğrusu

baskını haklı kılacak

bir gerekçe görmedi

Kanaatimiz, artık

devlet elemanlarının

“gamalı haç” takmasının

zamanı gelmiştir.

 

Günün şiri

Yoksul aşkım

Ama neden düşünüyorum acılar

Yanılmalar neden huzur koymuyor içimde

Her şey bizden kopup gidiyor

Çocukluğumuz, ilk eğilimler, gençlik bahçemiz

Unutuş ırmağının suları altında kayıp

Gecenin bu pişmanlıkla

Dolu pişmanlıkta duyuyorum

Sessizce akıyor derinden doymamış

Süregelen unutuluşlar, kötülükler, yanılmalar

İç dünyamızı bunca değiştirirken

Günlük hayatın basitliğine dayanmak güç

Acılarımla anlıyorum yoksul aşkım

Bize göre değil fazlasını istemek...

Mehmet Ajilan (Varlık-1958)

 

İnanmıyorsan eğer!

Küçük Koray kahvaltıda babasına gördüğü rüyayı

anlatıyordu:

“Ablamla beraber uçağa bindik, dünyayı gezdik..”

Babası, “Uydurma Koray: gerçekten mi?” diye

sorunca

“Niye yalan söyleyeyim baba?” dedi:

 

Günün Olayı

“Ataları Müslüman olduğu

söylenen” Barack Obama,

Başkan olduğundan beri,

ABD’nin klasik düşmanları olan

Rusya, Çin, Vietnam, Küba gibi

ülkeler yerine İslam coğrafyasıyla

uğraşıyor...

 

Günün Biberi

Bir dış politika yorumcusu

Türkiye’nin görüntüsünü

“Bataklıkta debelenen ve

debelendikçe daha fazla

gömülen bir fil”e benzetiyor.

Beşar Esad nasıl gülüyordur

şimdi!..

 

Günün Sözü

Eğer bir ülkede

gölgelerin boyu

insanların boyunu

geçmişse, o ülkede

güneş batıyor demektir.

Kızılderili Atasözü

 

Günün İncisi

Bana okuduğum

kitapların en güzelinin

hangisi olduğunu

sorarsanız söyleyeceğim:

“Annemdir.”

A. Lincoln

Kıssa-dan

“Hukukun kuvvetinin

azaldığı yerde, kuvvetlinin

hukuku geçerli olmaya”

başlar.

Maurice Dueverger

 

Özdeyiş

-Genellemelerle

düşünür ama detaylarla

yaşarız.

Alfred H. Whitenead

 

Kolsuz Yaşar’dan

Bizimki de dahil, tüm futbol takımlarının

yöneticileri haklı ağabeyler!

Her maçtan sonra..

“Önümüzdeki maçlara baktırıyorlar!”

 

Günün Balı

Her sançtı, eserinde yaşar…

Hanri Benezus

 

Gerilim

Tuttuğumuz yol, ucu belirsiz bir

maceradır.

Türkiye’nin buna sürüklenmesi

sadece kendisinin değil, uluslararası

müttefiklerinin de aleyhinedir.

Mustafa Balbay

Murat Taşkın

ve Çalar Saat

-Eskişehir’de çoğu

gazetecinin üstadadır

ama kendisini “üstat”

olarak görmez.

Kendisini, tören ve

açılış gibi etkinliklerde

kesinlikle göremezsiniz

ama etkinliklerden

eksik olmayan

meslektaşlarımızdan

daha çok hakimdir bu

şehirde olup biten her

konuya.

İçtendir ama içine

kapanıklığı da vardır.

Güne, 0’nun yazılarını

okumadan başlamayan

insanlar vardır bu

şehirde.

Yaşamı mütevazı,

kalemi etkili, bilgi ve

donanımı üst seviyededir.

…..

Bu satırlar İstikbal

Gazetesi’nin Yazı İşleri

müdürü “Murat

Taşkın”a ait…

Biraz fazla “yağlamış”

ama, Murat’ın

içtenliğine inanırız...

Teşekkürler...

Bu arada

“Görüşler”i F0X

TV’nin çok izelenen

programı “Çalar

Saat”e de imzalatıp

yollayan yeğenimiz

“Bülent Elbasan”a da

teşekkürler...

“İsmail’e neler

söyletti, neler?”

 

Galeri sahibinin haberleri

Ünlü ressam, son sergisinin

ardından galeri sahibine sormuş:

“Ne dersiniz, sergiden sonra

eserlerime talep arttı mı?”

Galeri sahibi kafasını kaşıyoruk

“Aslında size bir iyi bir de kötü

haberim var” demiş:

“İyi haber, bir beyefendi

uğradı ve yaptırınız tabloların

siz öldükten sonra daha da

değer kazanıp kazanmayacağını

sordu...”

Ben de..

“Kesinlikle kazanır deyince 15

tablonuzun hepsini aldı...”

Ressam şaşırmış:

“İnanamıyorum, bu harika bir

haber, peki ya kötüsü?”

Galerici hemen yanıtlamış:

“Resimleri alan beyefendi

doktorunuzmuş!”
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi