Anadolu Üniversitesi Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatında görev yapan teknik personeline sanal eğitim olanaklarından yararlanarak coğrafi bilgi sistemleri, bilgisayar destekli haritalama, mekansal veri tabanı yönetim sistemleri ve uzaktan algılama konularında eğitim vermeye başlıyoruz. Konu neden önemli? Önemli, çünkü bu teknolojiler dünyayı, yeri ve yeri oluşturan sistemleri daha iyi anlamamıza olanak veriyor. Hatta bu teknolojiler olmadan dünyayı oluşturan fiziksel, doğal ve kültürel özelliklerden, fiziksel planlama ve kalkınma sürecinde tam ve doğru olarak yararlanmamız mümkün olamıyor.
Bu özetle şu anlama geliyor. Dünyanın fiziksel, kültürel ve doğal özelliklerini tam olarak değerlendirmeyen bir fiziksel planlama ve tasarım süreci, çevreyi tehdit ediyor, çevre özellikle afetler tarafından tehdit ediliyor. Zaten coğrafi bilgi sistemlerinin babası sayılan Peyzaj Mimarı Ian Mc Harg’ın Design with Nature (Doğa ile Tasarım) kitabında coğrafi bilgi sistemlerine temel teşkil eden çakıştırma metodolojisinin aktarırken ifade ettiği gibi bir planlama sürecinde yararlandığınız veri sayısı beşten fazlaysa, insanın muhakeme yeteneğiyle tam ve doğru bir sonuca ulaşılması imkansızdır. Kaldı ki sağlıklı bir fiziksel planlama ve tasarım sürecinde belki de yüzlerce farklı veriyi birlikte değerlendirmek gerekiyor. Yine Doğa ile Tasarım kitabında bu metodolojiyi anlatmak için örneklenen ABD Staten Island planlama süreci örneğinde yerleşime uygun olmayan diye tespit edilmiş yerler, bu kitap kaleme alındıktan elli küsür yıl sonra Sandy Kasırgası nedeniyle yerle bir oldu. Bu Ian Mc Harg’ın bir öngörüsü müydü? Hayır… Sadece doğru analiz edilmiş ve planlama sürecine entegre edilmiş çevresel özelliklerin planlama sürecindeki önemine ve sağlıklı bir planlama süreci için ne kadar kaçınılmaz olduğuna işaret ediyor…
Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinde en çok ihmal edilmiş alanlarından biri olan mekansal veri üretimi konusunda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın son derece doğru stratejisi ile şekillenen bu eğitim programı sayesinde, Türkiye’nin fiziksel planlarını oluşturan, kalkınmasını şekillendiren teknik personel, mekansal veri üretimi ve bunları fiziksel planlama sürecinde daha etkin kullanmak konusunda yetkin hale gelmiş olacak… İşte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı personeline, yani Türkiye’nin fiziksel çevresini birinci derecede şekillendiren kişilere bu eğitimi vermek, Türkiye’nin geleceğinin biraz daha aydınlık olması anlamına geliyor.
...................................................
Bu proje, kişisel olarak değerlendirdiğinizde benim tam 18 yıldır uğraştığım bir proje. İlk kez Ankara Üniversitesi’nde akademik personel olarak görev yaparken dile getirdiğim, sonrasında TÜBİTAK’ta, ABD’de, Suudi Arabistan’da çalıştığım dönemlerde olması için aktif olarak uğraştığım bir proje. Hatta Suudi Arabistan’da proje yürütücülüğünü yaptığım ülkenin çevre düzeni imar planlarının coğrafi bilgi sistemleri yardımıyla güncellenmesi sürecinde, bizim Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na karşılık gelen bakanlığın personeline yönelik olarak kısmen yaşama geçirmiş olduğum bir proje... Ben, kendi adıma misyon olarak belirdiğim, neredeyse yirmi yıldır çaba sarfettiğim bu işin ülkemizde gerçekleşmesi nedeniyle çok mutluyum. Ancak mutluluğum bununla sınırlı değil... İnsanların açlıktan, temiz su kaynaklarının yokluğundan, afetlerden yaşamını yitirdiği bu dünyada, daha sağlıklı yaşam alanları oluşmasını sağlayacak bir teknolojiyi yaygınlaştırmanın mutluluğu çok daha ağır basıyor. İçimde 18 yıldır çağlayan nehrin denizle buluştuğu an, bu kişilerin eğitimlerini başarıyla tamamladıkları ve çalışmalarında aktif olarak bu teknolojileri kullandıkları an olacak.
....................................................
Biz bir ışık yaktık… Kısa süre sonra bu ışık, tüm Türkiye’yi saracak… Ne de olsa vatan lafla değil, yapılan işlerle sevilir… Ne de olsa adı Anadolu olan bir üniversitenin daha azıyla yetinmesi mümkün olamaz… Ne de olsa Anadolu Üniversitesi, bu ülkenin geleceğinin teminatı olmuş, bundan sonra da olacaktır… İşte yaktığımız o ışık var ya, sadece Türkiye’yi aydınlatmayacak. Diliyorum ki, Türkiye’den dünyaya yayılacak…
Herkese iyi haftalar dilerim.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...