Eskişehir’in yoğun gündemi içerisinde kaybolan, o nedenle pek de tartışılmayan ancak oldukça önem arz eden bir husus var:
Eskişehir 2019 Türk Dünyası Eğitim Başkenti!
*
2019’a kısa bir süre kalması münasebetiyle Eğitim Başkenti konusuna, gazeteciler olarak eğilmemiz, kafa yormamız, önerilerimizi sunmamız ve kamuoyunu hareketlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
*
Bu noktada, tıpkı Türk Dünyası Kültür Başkentliğinde (TDKB) olduğu gibi, önümüzde duran Türk Dünyası Eğitim Başkentliği projesinde de
lokomotif görevi üstlenen AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı’nın görüşlerine başvurdum ve kamuoyunu bilgilendirmesini talep ettim.
*
Nabi Avcı öncelikle, TDKB’nin işleyişinden bahsetti ve Eğitim Başkentinin işleyişinin de benzer olacağını aktardı.
İşte Avcı’nın o ifadeleri:
SİYASET DIŞI
- “Biliyorsunuz…TDKB bir ajansla yürütülmüştü. Tabi bu ajans TBMM’de kanun çıkarılarak kurulmuş ve bir yıl geçerliliği olan bir ajanstı. Bu yapının olabildiğince siyaset dışı, başka bir deyişle şehrin bütününü temsil eden bir yapı olmasını istedik. Yönetim kurulu başkanı vali olsun, yönetim kurulu üyeleri de oda başkanları, Büyükşehir Belediye Başkanı, iki üniversitenin rektörü, İl Genel Meclis Başkanı ve ilçe belediye başkanları…
BÜYÜKERŞEN AYRILDI
- Ajans bir yıl çalıştı. Ajansın Başkanı Vali Kadir Koçdemir ve Yılmaz Büyükerşen’in arasında bir sürtüşme yaşanınca Büyükerşen Ajanstan ayrıldı. Umarım Büyükşehir Belediyesi bu sefer kenarda olmaz ve aktif olarak işin içine girer. Tabi bir yıllık süre içerisinde işlerin büyük bölümü bitti. Bir bölümü ise bitmemişti. Bunun üzerine yine yasayla ajansın süresini altı ay daha uzattık. Yine buna rağmen bitmeyen bir takım işler için mütevelli heyetinden oluşan bir vakıf kurduk. Vakıf başkanı bendim. Ve nihayetinde işleri bitirdik.
AJANSA BENZER BİR YAPI
- Şimdi o dönemdeki tecrübelerden yararlanarak Türk Dünyası Eğitim Başkenti projemizi gerçekleştireceğiz. Yine Cumhurbaşkanlığı kararnamesi olabilir ya da kanunla da olabilir; tekrar Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansına benzer bir yapı kurulacak.”
*
Gelelim TDKB ile Eğitim Başkentinin keskin bir hatla ayrılacağı hususa.
Bakın Nabi Avcı o hususu nasıl anlatmış:
PROJE KABUL EDİLMEYECEK
- “Bakın… TDKB süresi içerisinde çok yoğun proje önerisi gelmişti. Projelerin çoğu da nitelikli değildi açıkçası. Ancak bu sefer proje kabul edilmeyecek. Türk Dünyası Eğitim Başkenti için kurulacak yapı; kendi plan, program ve projelerini yapacak ve şehrin uygun kurumlarına sunacak. O kurumlarla birlikte işbirliği yapacak; belediyeler, odalar, üniversiteler, Milli Eğitime bağlı okullarımız gibi. Tabi burada en büyük aktörler şehrimizdeki üç üniversite olacak. Çünkü konu eğitim.”
*
Peki, Türk Dünyası Eğitim Başkenti süresince neler yapılacak?
Bu noktada Nabi Avcı aklına gelenleri bir çırpıda sıraladı ve öncelikli olarak Eskişehir Organize Sanayi Bölgesinin (EOSB) bir projesinin Eğitim Başkenti içerisine entegre edilerek gerçekleştirileceğini vurguladı.
*
Şimdi, Nabi Avcı’nın aktarımıyla o projeleri sıralayalım:
EOSB’DEN TEKNOLOJİ KOLEJİ
- “EOSB’nin çok güzel bir projesi var. OSB içerisinde sektörün kendi alt yapısını yapacak bir ‘teknoloji koleji’ istekleri vardı EOSB Başkanı Nadir Küpeli ve arkadaşlarının. Durum böyle olunca Milli Eğitim Bakanlığıyla görüşülmesini sağladık. Bakanımız projeden memnun kaldı. Bizim sanayicimizin en büyük şikayeti, öğrencinin teknik eğitiminin günümüz teknolojisine ulaşamaması. Bu nedenle mezun olan öğrenciler işe alındığında, alındığı iş yerinde günümüz teknolojisine ilişkin bir eğitim daha alıyor. Benim Milli Eğitim Bakanı olduğum dönemde bu probleme çözüm aradık. OSB’lerde sektörle işbirliği içerisinde okullar açalım. Çocuklar eğitimlerini fabrikaların günümüz teknolojisiyle üretilen makinelerinde görsünler ve sürekli teknolojik yenilikleri ve gelişimleri görsünler. Benim dönemimde yirmi dokuz tane bu kapsamda okul açtık. Şimdi kaç tane oldu rakamı bilmiyorum. Yine bu okullara giden öğrenci başına, işbirliği yaptığımız OSB’ye 3 ile 6 bin TL arasında destek veriyorduk. Bu uygulama da devam ediyor ve şu an için verilen destek miktarını bilmiyorum. Nadir Bey ve arkadaşlarının projesi, bunun bir adım daha ötesine geçiyor. Bu anlamda Nadir Bey ve arkadaşlarına teşekkür ediyorum. Bakanımıza da bu projeyi sahiplendiği için ayrıca teşekkür ederim.
HAVACILIK MERKEZİ HEDEFİ
- Bir de Eskişehir, Türk Dünyası’nın havacılık merkezi olsun istiyoruz. Ülkemizdeki eğitimci ve öğrencilerin yanı sıra, Türk Dünyası’ndaki eğitimci ve öğrencilerimiz de olsun. Zaten hem Sivrihisar’da hem İnönü’de havacılık merkezi var. Bu işi oralarda yapacağız. Bir de Eskişehir Teknik Üniversitemizin bünyesinde olan Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi de bu projeye önemli katkı sunacak.
TASAVVUF VE ALEVİ-BEKTAŞİ İNANCI
- Yine Seyitgazi’de bulunan Sücaeddini Veli Külliyesinde önemli bir çalışmamız olacak. Biliyorsunuz, Türk Dünyası Kültür Başkenti olduğumuzda, külliyemizin restorasyonunu gerçekleştirmiştik. Şimdi ise Sücaeddin Veli’nin balkanlarla çok ilişkisi olması nedeniyle, tasavvuf ve Alevi-Bektaşi inancıyla uzantılar yapılacak inşallah.
NASRETTİN HOCA ÇALIŞMASI
- Bir de Nasrettin Hoca gibi büyük bir değerimiz var. Nasrettin Hoca, Sivrihisar dışında Türki cumhuriyetlerinde de tanınan ve değer verilen biri. O nedenle Nasrettin Hoca’mızı Sivrihisar’la beraber Türki cumhuriyetleriyle de irtibatlı hale getirecek çalışmalarımız olacak.
ÜÇ ÜNİVERSİTEDE KALICI KURUMLAR
- Ayrıca Türk Dünyası Eğitim Başkenti projemizle birlikte, üç üniversitemiz için de kalıcı kurumlar oluşturacağız. Mesela Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesinde, Türk Dünyası Eğitim Teknolojileri Geliştirme Merkezi kuracağız. Mesela Kültür ve Turizm Bakanı olduğum dönemde Özbekistan’a gitmiştik. Özbekistan’ın büyük bir turizm potansiyeli var ancak değerlendirilememiş. Turizm konusunda eksikleri olduğunu söylediler ve yardım istemişlerdi o zaman. Ben de dedim ki: ‘Bizim Anadolu Üniversitesi’nde Açıköğretim Fakültemiz ve yine üniversitemizde gelişmiş bir turizm bölümümüz var. Biz turizme ilişkin yaptığımız çalışmaların Özbekçe versiyonunu hazırlayalım. Bu sayede ara eleman ihtiyacınızı karşılayalım.’ O dönem aradım Anadolu Üniversitesi’nin rektörü Naci Bey’i ve rica ettim. Sağ olsun hemen çalışmalar başladı. Bu sayede garson, kat görevlisi gibi turizmle ilişkili konular hakkında Özbekistan turizmine büyük bir katkımız olmuştu. Bakın yine bir şey daha söyleyeyim. Özbekistan’da yapılan Türk Dünyası Kültür Başkentinde Özbekler, Dede Korkut Parkı’nın anıtını da yapmak istemişlerdi.
DİJİTAL KÜTÜPHANE KURULACAK
- Tabi bütün bunlar bir çırpıda aklıma gelen projeler. Şu an Eğitim Başkentine yakışır ürünler ortaya çıkarmak için çalışmalarımız sürüyor. Ha, mesela Türk Dünyası Dijital Kütüphanesi kurmayı da planlıyoruz. Bu proje de teknoloji çağında oldukça anlamlı ve faydalı bir proje olacak. Bunların yanı sıra eğitime ilişkin sempozyumlar, çalıştaylar ve fuarların da yapılacağını belirtmek isterim.
*
Nabi Avcı, aklına gelen projeleri sıraladıktan sonra Eğitim Başkentinin bütçesine ilişkin de fikir sahibi olabileceğimiz bilgiler verdi ve bu kapsamda şunları söyledi:
BÜTÇE NASIL OLACAK?
- TDKB’de bütçe havuzu oluşturma noktasında pek başarılı olamadık açıkçası. Mesela Büyükşehir Belediyesi, kendine düşen payı hala ödemedi. Umuyorum bu sefer daha sağlıklı bir havuz hazırlanabilir. Tabi bir de Türk Dünyası Eğitim Başkentinin bütçesi, TDKB kadar olmayacak. Hazineden mutlaka bir pay ayrılacak ama biz daha çok kendi yağımızla kavrulacağız bu sefer. Proje kabul etmeyeceğimiz için de o noktada proje maliyetimiz olmayacak.
*
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın müjdelediği ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı’nın lokomotif olduğu Türk Dünyası Eğitim Başkenti’ne ilişkin yine Avcı’nın verdiği bilgileri sizlere aktarmaya çalıştım.
Umuyorum siz değerli okurlarımızı proje hakkında bir nebze de olsa aydınlatabilmişimdir.
*
Tabi yukarıda aktardığım projeler, yapılacakların sadece bir kısmı, Avcı’nın bir çırpıda aklına gelip anlattıkları.
Bunların dışında da üretilen ve üretilecek olan birçok çalışmanın olduğunu net ifadelerle söylemek isterim.
*
Son söz…
Eskişehir’e faydası olacak her çalışmanın arkasında olduğumuzu ve destekleyeceğimizi bilmenizi isterim.
Söz konusu projenin de Eskişehir’in eğitimine, bilimine, kültürüne ve tanıtımına ciddi katkıları olacağını düşünüyorum.
O nedenle tüm Eskişehirli yurttaşlarımız ile kamu-özel kurum ve kuruluşların, söz konusu projeye destek olmaları ve katılmalı gerektiğine inanıyorum.
Siyasileri kenara alan ESO!
CHP İzmir Milletvekili ve PM Üyesi
Selin Sayek Böke, CHP İzmir Milletvekili
Mehmet Ali Çelebi ve CHP Burdur Milletvekili
Mehmet Göker’den oluşan CHP heyeti dün Eskişehir’deydi ve “ekonomik ve siyasal krizden çıkış önerileri” başlığı altında bir dizi temaslarta bulundu.
*
Önce Eskişehir Sanayi Odası’nda (ESO) bir toplantı yapıldı.
Daha sonra Eskişehir Ticaret Borsası’yla (ETB) görüşüldü.
Ardından Eskişehir Ticaret Odası’nda (ETO) fikir paylaşımı gerçekleştirildi.
Son olarak Odunpazarı Belediyesi Hasan Polatkan Kültür Merkezinde; sendikalar, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, muhtarlar, CHP mahalle temsilcileri, il ve ilçe yöneticileriyle geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirildi.
*
Türkiye’nin ciddi ekonomik buhranla boğuştuğu ve toplumsal tedirginlik içerisinde olduğu bir dönemde, CHP’nin bu sorunlara çözüm üretmek anlamında gerçekleştirdiği organizasyonun oldukça faydalı olacağını düşünüyorum.
*
Ancak…
Bu noktada dikkatimi çeken bir husus var.
Biliyorsunuz…
Hem ESO hem de EOSB seçimlerinde; kent karpuz gibi ikiye ayrılmış, Celalettin Kesikbaş ve Nadir Küpeli taraftarları oluşmuştu.
Ve hatta iş siyasallaşmış, siyasi aktörler devreye girmiş ve her iki başkan adayının adı, politika yapan isimlerle anılmaya başlamıştı.
*
“Şimdi bunu niçin hatırlattın” diye soracaksınız.
Anlatayım…
CHP heyetinin Eskişehir programı hazırlanırken, sanayi ayağında, önce EOSB’ye toplantı talebinde bulunulduğu; CHP’nin bu talebini EOSB Başkanı Nadir Küpeli’nin kabul etmediği, yani geri çevirdiği öne sürülüyor.
Bunun üzerine, EOSB kapısının kapandığını gören CHP heyeti, yönünü ESO’ya çeviriyor ve ESO’dan hızlı bir kabul alıyor.
*
Durum böyle olunca insanın aklına türlü türlü sorular geliyor:
- EOSB’ye, CHP heyetinden toplantı talebi geldiyse eğer, böylesine önemli ve faydalı bir toplantı talebi neden geri çevrildi?
- Talep geri çevrilirken, Nadir Küpeli’yi destekleyen AK Partili siyasi aktörler mi göz önüne alındı?
*
Ve ESO…
Böylesine önemli bir talebi, Celalettin Kesikbaş’ı destekleyen AK Partili siyasi aktörleri kenara alarak değerlendirmesi ve kabul etmesi takdire şayan…
Atilay Dalgıç kimi göreve davet etti?
Hatırlayın…
Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi
Atilay Dalgıç, CHP Tepebaşı İlçe Başkanı oldu.
Odunpazarı Belediye Meclis Üyesi
Cahide Tetik, CHP Odunpazarı ilçe yöneticisi oldu.
*
Bununla beraber Valilik, Atilay Dalgıç ve Cahide Tetik’in meclis üyeliklerinin devam edip edemeyeceğini incelemesi için ilgili kaymakamlıklara talimat verdi.
Ancak şu anda incelemenin akıbetini bilmiyoruz.
Ulaştığımız kaynaklar, herhangi bir karar alınmadığını ifade ediyor.
*
Buradan hareketle sorgulanması gereken bir husus var.
Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi
Zihni Çalışkan, AK Parti il başkanı oldu.
Odunpazarı Belediyesi Meclis Üyesi
Adem Kara, AK Parti il yöneticisi oldu.
Tepebaşı Belediyesi Meclis Üyesi
Orhan Durmuş, AK Parti il yöneticisi oldu.
*
Peki, Valilik; Zihni Çalışkan, Adem Kara ve Orhan Durmuş’un meclis üyeliklerinin düşüp düşmeyeceğine ilişkin harekete geçip, konuyu incelemesi için ilgili kaymakamlıklara talimat verdi mi?
*
Verdiyse ne ala.
Böyle bir eşit yaklaşımı tebrik ederiz.
Ancak vermediyse…
Buna ayrımcılık denmez mi?
*
Bu yazıyı 14 Eylül 2018 Cuma günü okumuştunuz.
Peki, aynı yazıyı neden paylaşma gereği duydum?
Çünkü yazımın sonunda sorduğum sorunun yanıtını öğrendim.
Sadece ben mi?
Bütün kamuoyu öğrendi.
*
Valiliğe sorduğumuz sorunun cevabını, CHP Tepabaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç’ın gerçekleştirdiği yazılı açıklamada okuduk.
*
AK Partililerin okullarda siyaset yaptığı ancak belediyelerin okullara sokulmadığı iddialarının da yer aldığı açıklamanın ilgili bölümünde Atilay Dalgıç şunları ifade etti:
VALİ’YE SERZENİŞ
- “Bilindiği gibi halen AKP İl Başkanı olan Sayın Zihni Çalışkan ve İl Yönetim Kurulu Üyeleri Sayın Adem Kara ve Sayın Orhan Durmuş aynı zamanda belediye meclis üyesidirler. Tarafsız bir Valinin benim hakkımda yaptığı işlemi, benimle aynı durumda olan AKP yöneticileri hakkında da yaparak soruşturma açması gerektiği açıktır. Böyle bir soruşturma yapmamışsa, görevini suistimal etmiş, hatta AKP lehine kayırmacı davranarak görevini kötüye kullanmış olacaktır.”
TARAFSIZLIK VURGUSU
- “AKP Eskişehir İl Başkanı ve İl Yöneticileri hakkında Valilikçe açılan herhangi bir soruşturma olmadığını üzülerek öğrenmiş bulunuyorum. Bu durumda, kural olarak tarafsız olması gereken ancak böyle davranmayan Sayın Valinin benim hakkımdaki soruşturmadan vazgeçmesini veya AKP Yöneticileri hakkında da soruşturma açmasını, bekliyorum. Devletin bir memuru olarak tarafsız davranmak Sayın Valinin görevi olduğu gibi, tarafsızlığını beklemek de tüm Eskişehirlilerin hakkıdır.”
*
Evet…
Valilik CHP’li Atilay Dalgıç ile Cahide Tetik’e ilişkin soruşturma açmasına rağmen aynı durumda olan Zihni Çalışkan, Adem Kara ve Orhan Durmuş’a ilişkin soruşturma açmamış.
*
O zaman bir daha soruyorum:
Bu durum tarafsızlık ilkesine aykırı değil midir?
Bu durum ayrımcılık değil midir?