Bıktık birader, yıldık!

Şu imar barışı uygulamasıyla birlikte AK Parti muhalifleri feryat ediyor, iktidar partisi aleyhinde kampanya yürütüyor. Kimisi, kaçak yapıya kimler, niçin göz yummuştur diye soruyor. Kimisi, para için kaçak yapıların yasallaştırılmasının kent suçu ve cinayeti olduğunu ifade ediyor. Kimisi de, ülkemizdeki deprem riskinin göz önünde bulundurulmadığını, para için can güvenliğinin hiçe sayıldığını söylüyor.
*
Bu noktada…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 21 Ekim 2017’de gerçekleştirilen Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum Kuruluşları Zirvesinde yaptığı konuşmada aynen şu ifadeleri kullanmıştı: “Kadim şehirlerin en önemli güzelliği, ana karakterlerini kaybetmeden yeniyi bünyelerinde eritmesi, özlerinden katarak yeniden yoğurmasıdır. İstanbul bu açıdan gerçekten müstesna bir şehirdir. Ama biz bu şehrin kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz. Ben de bundan sorumluyum.”
*
Özetle ne diyor Erdoğan? Şehircilik anlamında İstanbul’a ihanet edildiğini, bu ihanetten şahsının da sorumlu olduğunu ifade ediyor. Erdoğan’ın bu açıklaması ciddi bir özeleştiri niteliği taşıyor. Kimisi böylesine bir açıklama yapmayı göze alamaz, ancak Erdoğan bu konuda takdir edilecek bir cesaret örneği gösteriyor.
*
Fakat imar barışıyla birlikte, bu önemli özeleştirinin pek de değeri kalmadı!
*
En başa, AK Parti muhaliflerinin imar barışına ilişkin yaptıkları yorumlara dönelim. Yalnız ve yalnız iktidar partisini hedef alan yorumlar olduğunu bir kez daha söylemek zorundayım. Çünkü, şunu net ifadelerle belirtebilirim ki, şehirlerin katledilmesiyle ilgili sadece iktidar partisini suçlayan bu yorumların hiçbir değeri yok. Saçma, uyduruk, basit, popülist, provokatif ve yakışıksız yorumlar bunlar.
*
Neden böyle düşünüyorum? Anlatayım… Hükümetlerin, kentlerin imarına ilişkin genel çerçevede uyguladıkları bir politikası mutlak surette var. Ancak asıl sorumlu olanlar belediyelerdir! Türkiye’de şehirlerin yüzde 99’unu AK Partili, CHP’li, MHP’li ve HDP’li belediyeler yönetiyor. Kaçak yapılara; para için, oy için, yandaş için, bazen kamu yararı için veya başka sebeplerle hepsi göz yumuyor. Öyle ki belediyelere ait çoğu bina bile kaçak durumda!
*
Öyleyse, kaçak yapılaşmanın tek sorumlusu olarak AK Parti gösterilebilir mi? Tabii ki gösterilemez. Belediyeleri olan tüm partiler, az ya da çok bu yasadışılıktan sorumludur.
*
O zaman muhaliflerin ne yapması gerekiyor? İğneyi, önce kendilerine batırıp özeleştiride bulunmaları ve halktan özür dilemeleri gerekiyor. Bu mert tavrı gösterdikten sonra, çuvaldızı iktidara batırıp acımasızca eleştirebilirler.
*
Bitirirken… Birilerine yaranmak adına gerçeği maniple edenlerden, popülist politik bir yaklaşım içerisine girenlerden bu millet bıktı birader! Yıldı! İnancı kalmadı!

Emirdağlı gizli kahraman!

Emirdağlılar Platformunun bazı gazetelere verdiği tartışma yaratan şu ilan meselesinin başka bir noktasını daha masaya yatırmak istiyorum. Nedir o nokta? Anlatayım…
*
Hani Emirdağlılar Platformu Başkanı Murat Kahya, “ilan taslak halindeydi ancak bizden habersiz bilmediğimiz birisi ilanı vermiş” demişti ya… İşte o ilanın taslak metni elime ulaştı. Öyle kurumların ismi var ki taslakta, pes dedirten cinsten! Bazılarını sıralamak istiyorum:
-Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı
-Barolar Birliği Başkanı -Eczacılar Odası Başkanı -Sağlık Sen Eskişehir Şube Başkanı -Türk Eğitim Sen Eskişehir Şube Başkanı
*
Bu kurumları okuyunca ‘yok artık’ dediğinizi duyabiliyorum. Ancak Allah’tan, taslakta yer alan bu kurumlar, ilan metninde yoktu. Zira söz konusu ilandan hiçbirinin haberi olmadığı gibi, bazılarının Emirdağlılar Platformuyla uzaktan yakından alakası dahi yok!
*
Bu noktada platform yöneticileri, platformdan habersizce ilan veren gizli kahramana şükretmeli. Çünkü hiç olmazsa metnin üzerinde oynamış, söz konusu kurumları çıkarmış. Düşünsenize bir de aynı şekilde gönderdiğini? Vay anam vay! Karışan ortalık, toz duman olurdu vallahi…

Ahmet Ataç'ın nazarı

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç önceki haftalarda katıldığı ES TV canlı yayınında, CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın’ın belediye başkan adayı olarak gösterilmesini şöyle yorumlamıştı: “Milletvekili, çok iyi bir aday koydular oraya. Ahmet kardeşimiz çok iyi. Adaşım… Çok pırıl pırıl bir insan. Çok iyi bir aday yakaladılar orada.” Ataç böyle söyledi ancak CHP, çok geçmeden Ahmet Akın’ı geri çekti. Nedeni, İYİ Parti ile CHP’nin ittifak pazarlığı. Buna göre Ataç’ın övgüyle bahsettiği adaşı, olağanüstü bir gelişme yaşanmazsa aday yapılmayacak. İYİ Parti, Balıkesir Milletvekili İsmail Ok’u belediye başkan adayı olarak gösterecek, CHP ise İYİ Parti’nin adayına destek verecek. Ne diyelim? Nazar değdi herhalde… 
NOT: Ahmet Akın, CHP’nin ilk ilan ettiği büyükşehir belediye başkan adayıydı!