Soner Yüksel yazdı
Hayırdır, bu başlık nereden çıktı diyeceksiniz. Sabırlı olur ve okumaya devam ederseniz anlatayım.
Önceki gün Eskişehir’de Enerji Bakanlığınca şehrimize kurulmakta kararlı olunan Termik Santral için bir toplantı düzenlendi.
Bu toplantıya Eskişehir’de sadece köy/mahalle muhtarları davet edildi. Birkaç gün önceden basına haber verilmesine rağmen basın mensupları ise kapıdan içeri alınmadı, bu toplantı size yasak dediler.
Kamuyu bu kadar yakından ilgilendiren bir toplantının basına yasak olması zaten bir handikapken bir de bu şehirde şehrin geleceği için bu kadar önemli sayılan bir toplantıya Eskişehir’in yerel yönetimleri sivil toplum kuruluşları ve kanaat sahibi kurumları ile isimlerden davet edilen tek bir kişi yoktu. Aynı çözüm sürecinde akil adamların toplantısına ben ve birkaç dışında sürece karşı isim davet etmedikleri gibi.
Velhasıl toplantının amacı bu zehir saçacak santralin pamuklara sarılarak adeta çöl ortasında bir vaha gibi bu işten anlamayan muhtarlara pazarlanmasıydı. Haliyle Enerji Bakanlığı’nın bu konuda sorumlu ama görünen o ki sorunlu isimleri Termik Santrali öyle yağlı, ballı, harika bir şekilde anlatmış ki, işin aslını bilmeyenler adeta mest olmuş. Neredeyse bırakın Alpu’yu gelin benim evin bahçesine kurun bu santrali diyecek kadar etkilenen muhtarlar varmış.
Buhar atıkları yer altı sularına nasıl karışsın yok öyle bir şey, bunlar hep uydurma denmiş. ( Artık o atık buharı nereye koyacaklarsa) İklim değişikliğini Başkan Demirtaş gibi gayet olumlu değerlendirip hava ısınacak, seracılık gelişecek daha bereketli olacak o topraklar gibi saçma sapan tezler ortaya atılmış.
Kendilerine ulaşamadım ama Allahtan Yeşiltepe ve Akarbaşı muhtarları bu konuda bilgi sahibi olarak itirazlarını etmiş, söylenenlere göre fikirlerini net bir dille dile getirmiş ama inanılmaz bir baskıya maruz kalmışlar.
Gel gelelim bazı itirazların ardından hepimizi rahatsız edecek, nahoş bir benzetme kullanılmış. Enerji Bakanlığı’nda yetkili bir ablamız Karadeniz’de HES’lerden örnek vererek bunlara itiraz eden, araçlarla yolu kapayarak projeyi protesto edenleri terör örgütü mensuplarıyla aynı kefeye koymuş ve Eskişehir’de ki bu santrala itiraz edecekleri de böyle terörist gibi algılatmaya çalışmış.
Şayet şehrine, geleceğine, çevrene, toprağına sahip çıkmanın bedeli size göre TERÖR ise ben TERÖRİST’im. Yazıklar olsun sizlere ki utanmadan kendinizin yaşamayacağı bir şehrin zehirlenmesi için profesyonelce insanları yanıltıyor ve dünyanın sonunu getirecek olan iklim değişikliğini iyi bir şey gibi fırsata çevirecek şeylerden bahsediyorsunuz.
Ve Eskişehir’de tüm anlatılanları alkışlarla karşılayan, siyaseten destek vermenin doğru olduğunu düşünen bu yüzden itiraz etmeyen, ses çıkarmayan muhtarlarımız. Belki tehlikenin farkında olmayanlar ve konuyu araştırmayanlar vardır onlara konuyu kendilerince internetten araştırmalarını rica ediyorum. Durumu bile bile, tehlikeyi göz göre göre alkışlayan, destekleyenlere ise söyleyecek sözüm yok. Kendi çocuğu, torununun sağlığını düşünmeyen birilerine hangi söz kar eder ki …
Ha bir de toplantıya gelenlere neden bilmem ama çok manidar hediyeler verilmiş. Hani bilgilendirici broşür falan olsa anlayacağım ama kozmetik ürünleri seti biraz garip olmuş. İsterseniz verilen hediyeleri ve neden o hediyelerin verilmiş olabileceklerini de tek tek inceleyelim.
Yara Merhemi : İleride ihtiyacımız çok olacak bu merheme iyi saklayın. Zira kapanmaz yaraların müsebbibi, destekçisi olarak elinizde sürekli hazır bulunsun.
Cilt Maskesi : Hani kimsenin yüzüne bakamayacak kadar derin bir hata yaptıysanız maskeyle çıkarsınız dışarı kimse sizi tanımaz. Şaka bir yana dökülecek deriler, solacak benizler için gerekli olacak.
Sabun : Suya sabuna dokunacaksınız. Günde 20 kere her yerinizi yıkamanız gerekecek bol sabunla. Zira hem kül hem de gazdan kurtulmak için ufak bir umut.
Tüy Dökücü Krem: Malum hormonlar bozulursa santralden ötürü tüylenme çok olur. Haliyle o tüyleri dökmek lazım değil mi?
Termos: Radyasyonu çay içerek sadeleştiren örnekleri tekrarlamak amacıyla Santralden çıkacak Radon Gazı’nı termosa koyarak içecekler için ince düşünülmüş bir hediye.
Zeytinyağı: Bunu da herhalde tüm zararlarına karşın Santral iyidir, hoştur diyerek Zeytinyağı gibi üste çıkacaklar için düşünerek koymuşlar pakete.
El Feneri : En önemli parça bu, herkes edinmeli. Birkaç sene içinde hava daha çok ve daha erken kararacak ve kirlilik içinde yürürken yolumuzu bulmak için bu fenere ihtiyacımız olacak.
Valla tüm bu hediyeler ile şanslısınız. Allah mesut, bahtiyar etsin sizi ama bu tekrar altını çizeyim bu santral için emek veren, destek olan, illa ki olmalı diyen herkesin de iki yakasında elimiz olsun. Doğmamış çocuklarımızın hakkı da dahil olmak üzere. Zira doğum oranları da düşeceği için doğamayacak olanların da…