1 Kasım seçimlerinin üzerinden bir hafta geçti. AK Parti’de, MHP’de seçim sonuçlarına itiraz ettiler. Sonuç değişmedi. Yüksek Seçim Kurulu kesin sonuçları ilan ettikten sonra TBMM yeni yasama dönemine başlayacak.
1 Kasım’da seçilen milletvekillerimiz muhtemelen bu hafta içerisinde mazbatalarını alacaklar. Ondan sonra da TBMM’ye giderek kayıtlarını yaptıracaklar. 7 Haziran seçimlerinde AK Parti’den seçilen Salih Koca 1 Kasım’da liste dışı kalmıştı.
MHP adayı Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel’de sandıkta kaldı. 7 Haziran’da tekrar milletvekili seçilen Salih Koca ile Ruhsar Demirel yeni yasama döneminde TBMM çatısı altında olmayacaklar. Onların yerine AK Parti’den Harun Karacan ile Emine Nur Günay yeni dönemde Eskişehir Milletvekili olarak görev yapacaklar.
EL ELE OLUNMALI
Milletvekili seçilen 6 ismin özgeçmişine baktım. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın dışında beşinin de doğum yeri Eskişehir. Eskişehir’de doğmuş, büyümüşler. En azından mahalle komşularının kapılarını çalsalar, isimleriyle hitap ederek ‘buyur’ edilirler. Eskişehir’de doğup büyüdükleri için eş, dost, akrabaları var.
Nabi Avcı’nın doğum yeri Bilecik. Orta Doğu Teknik Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesini bitirdi. Doktorasını Anadolu Üniversitesinde İletişim Bilimleri alanında yaptı. İletişim profesörüdür.
'nde iletişim felsefesi ve iletişim sosyolojisi üzerine dersler verdi. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile aynı dönemde görev yaptılar.
O nedenle her ne kadar doğum yeri Bilecik’te olsa Eskişehir’in yabancısı değil.
Artık seçim bitti. Bir hafta 10 gün sonra meclis açılıp çalışma başlayacak. Seçilen milletvekilleri bir birlerine yabancı değil. Gerek 7 Haziran gerekse 1 Kasım seçimleri öncesi bir birlerini tanıdılar. Arkadaş kadar bir birlerine yaklaştılar. Birisi hariç. Kim olduğunu yazmak istemiyorum.
1 Kasım seçimleri öncesinde milletvekili adaylarından; “Kim, kime ne demiş?” diye biraz kafa yoranlar bu ismi çok rahat bulurlar.
Ben yine de seçim öncesi söylenenlerin 1 Kasım öncesinde kaldığını düşüyorum. 1 Kasım’dan sonraki söylemler önemli.
AK Parti’den seçilen ve diğer 5 milletvekilinden hem yaşça büyük hem de siyasette duayen olan Nabi Avcı ile birlikte Harun Karacan ve Emine Nur Günay ve CHP Eskişehir milletvekili olarak meclise girmeye hak kazanan Gaye Usluer, Utku Çakırözer ile Cemal Okan Yüksel el ele vermeli.
Hani bir atasözü var: ‘Bir elin nesi var, iki elin sesi var’ diye.
Açılımı: İnsanın gücü sınırlıdır. Kişi, her işi tek başına halledemez, tek başına halletmeye kalktığında mutlaka başaramayacağı işler olacaktır. Bu durumda, işleri başarabilmek için başkalarıyla işbirliğine, dayanışmaya girer. Güçleri birleştirerek zor işlerin altından böylelikle kalkar.
İktidardaki ve muhalefetteki milletvekillerimiz işte bu atasözü ile hareket ederler, ele ele verirler, sık sık bir araya gelerek Eskişehir’i masaya yatırırlar ise kazanan Eskişehir olur.
Herkesin ortak paydası Eskişehir ise o zaman özellikle iktidar partisinden seçilmiş milletvekilleri Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerinin de Eskişehir adına yapabilecekleri projelere destek olurlar ise yine Eskişehir kazanır.
Dün bir arkadaşım ile sohbet ederken dikkatimi çeken bir söz sarf etti. Hemen not aldım.
“Sadiciğim geçmişte Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt ve Ahmet Ataç AK Parti’yi çok eleştirdi. Hükümet tarafından gelecek yatırımlara karşı çıktılar. Hatta engel oldular. AK Parti İl Başkanları, Belediye Meclis üyeleri ile milletvekilleri de siyasi güçlerini kullanarak belediyeler tarafından yapılacak hizmetleri engellediler. Bu zıtlaşmadan dolayı kim kaybetti? Elbette ki Eskişehir… Artık her iki tarafta başka bir defter açmalı. Eski defterler buzdolabına kaldırılmalı. El birliği içerisinde tek bir partinin milletvekilleri gibi çalışmalılar. TBMM çatısı altında bir birlerine muhalefet olacaklarsa yine olsunlar. Ama Eskişehir menfaatine olacak her yatırım ve hizmet için 6 milletvekili de tek vücut olmalı.”
Çok doğru. Bende bu ifadelerin altına imzamı atarım.
Yukarıda da ifade ettim.
Bu birlikteliği sağlayacak isim 5 milletvekilinden yaşça büyük, siyaseten de tecrübeli olan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı.
Geçmişte Maliye Bakanı ve Eskişehir Milletvekili kulakları çınlasın Kemal Unakıtan bunu becermişti. Zaman zaman 6 milletvekili bir araya geldiler. Hatta bu toplantılara dönemin valisi, ESO, ETO, ESOB gibi sivil toplum örgütleri ile Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’de dahil edilmişlerdi.
Bu toplantılarda belirlenen projelerden şimdi tam olarak hatırlamıyorum ama birkaç tanesi gerçekleştirilmişti. Yeni dönemde Nabi Avcı isimleri bir araya getirebilir, ayda bir defa da olsa o isimler bir araya gelebilirse, belediye başkanları ile iktidar partisi milletvekilleri siyasi görüşlerini unutarak el ele verebilirler ise Eskişehir çok ciddi kazanımlar elde edeceğine gönülden inanıyorum.
Torunum bile içi ağlıyor artık
Geçen sezondan beri Eskişehirspor’un özellikle deplasman maçlarını birlikte izliyoruz. Dersi antrenman ve kurslardan vakti kalır ise Eskişehir’deki maçları da izleyebiliyoruz.
Cuma günü de Osmanlıspor’lu futbolcularla seremoniye çıktı. Bu vesile ile ilk yarıya kadar maçı birlikte izledik. Osmanlıspor karşısında Eskişehirspor’un mutlak galip geleceğine inanmış.
“Ben futbol da üç seçenek de var. Bunu unutma” dediğimde bu sözlerime bozuldu. Onun için tek seçenek vardı. O da Eskişehirspor’un galibiyeti.
İlk yarı 2-0 Osmanlıspor’un galibiyetiyle kapanınca oturduğu yerden birden ayağa kalktı.
“Dede beni eve götür. Ben ikinci devreyi seyretmek istemiyorum. Yenersek telefon et. Yenilirsek aramana gerek yok” dedi.
Annesine telefon ettim. Gelip aldılar. Stadyumdan çıkarken gözleri doldu. Teselli etmeye çalıştıysam da başaramadım. Daha fazla üzerine gitsem ağlayacaktı.
Onlar Eskişehirspor sevdası ile hayata gözlerini açtılar. Eskişehirspor sevgisi ile büyüdüler. Hayallerinde ise Eskişehirspor’un siyah-kırmızılı formasını giyerek süper lig de futbol oynamak vardı. Sezon başından beri alınan kötü sonuçlar torunum Ada Çınar’da nere de ise o sevgiyi, hayali bile yok edecek duruma getirdi. Gelecekte Eskişehirspor da futbol oynamayı hedefleyen bu çocukların bile hayallerini yok ettiniz. Tebrik ediyorum bunu bile başardığınız için!
Sadece Ada Çınar’da değil, Eskişehirspor sevdalısı olan birçok çocukta aynı durumda. Eskişehirspor Futbol Okulundaki arkadaşları da takımın bugünkü durumdan dolayı yüzleri gülmüyor.
Şimdi iki kongrede de Mesut Boşcan'a pardon Hoşcan'a destek olanlara soruyorum.
Geçmişi başarılarla dolu, daha iki sezon önce Avrupa’ya gitmiş, Avrupa Kupası maçları oynamış Eskişehirspor Kulübünün 50’nci yılını kutlamaya hazırlanırken ligde kalma mücadelesi vermesinden memnun musunuz?
Herhalde mennunlar ki sesleri solukları çıkmıyor. Hala umutlu olduklarını söyleyenler var. Herhalde onlar Galatasaraylı Umut Bulut'tan bahsediyorlar!
Osmanlı maçında koca 95 dakikada 2 şut çeken, ne yaptığını bilmeyen futbolcularla donatılmış Eskişehirspor takımın başarılı olması mucizelere kalmıştı. Alınan başarısız sonuçlar karşısında Kartal Hoca da abandone olmuş boksörler gibiydi. Eldeki kumaştan elbise dikmeye çalışıyor ama kumaş yetersiz.
Her hafta defansta, kanatlarda ve orta sahada yeni isimler deniyor. Nasrettin Hoca göle maya çalarken görenler, "Hoca göl maya tutar mı?" diye sorduklarında; "Ya tutarsa" diye verdiği cevap gibi, Kartal Hocada çaresizlikten eldeki futbolcuları aksayan bölgelerde yamamaya çalışıyor ama maya tutmuyor. Çünkü maya bozuk, transfer edilen futbolcuların kalitesi belli…
2,5 yılda bu takımın iskeletini bozarak yerine çürük iskelet kuran Mesut efendiden, ona oy verenler hala hesap sormuyor ya ona şaşıyorum. İşte benim içimi acıtan da bu.
Ben şahsen Mesut Boşcan'a oy vermedim. Çünkü yola birlikte çıktıkları yol arkadaşını yarı yolda bırakan kişinin, Eskişehirspor’u daha iyiye taşıyacağına inanmıyordum.
Bugünkü duruma baktığımda doğru yaptığım için vicdanım rahat. İnancımda da yanılmadım. Ama 50 yıllık sevdamın gözümün içine baka baka erimesi beni kahrediyor. Osmanlı Sporun kadrosuna baktım Es Es'e 50 basar.
Bu saatten sonra istifa etseniz de olur. Etmeseniz de. Nasıl olsa vicdanınız rahat!
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...