Son günlerde çok keyifli bir reklam dönüyor. Etkileyici ses tonuyla Kanuni’yi canlandıran sanatçımız, bebek kadar sessiz, saf ve temiz bir motoru tanıtıyor. Zaten reklamda da bir bebek ve yanında bir motor var; bir hibrit motor… Gerçekten reklam vermesi gereken mesajı son derece etkin şekilde, 40-45 saniyelik bir sure içinde veriyor. Bir kaç sözcükle, çocuklarımızın geleceği için çevre duyarlı teknolojilerin önemi vurgusuyla… Çok keyifli olmuş, çok…Kim düşünüp, kim hazırlamışsa bu reklamı eline sağlık… Ben bu kadar rafine anlatamayacağım büyük olasılıkla, ama bir de ben anlatayım istedim,hibrit teknolojisinin ülkemiz ve dünyamız için önemini…
Hibrit teknolojisi çok da yeni bir teknoloji değil aslında. Üstelik bilinen pek çok otomobil firmasının, yaygın olarak kullanılan pekçok modeli için hibrit teknolojiye sahip alternatifleri olduğu gibi, sadece hibrit teknolojisiyle sunulan farklı tiplerde hatta oldukça gösterişli ve spor modelleri var… Ancak ne yazık ki ülkemizde çok bilinen ve çok tercih edilen bir teknoloji değil bu teknoloji…
Bu teknolojinin önemini vurgulamak için şöyle başlayabiliriz belki de... 1.4 litre benzinli A ya da B segmenti düşük seviyede bir araç, yaklaşık 1.5 ton karbondioksit (CO2) salgılarken, bu rakam hibrit bir araçta 500-600 kilograma kadar düşebiliyor. Gerçekten de ülkemizde çok da fazla bilinmeyen ve tercih edilmeyen bu teknoloji, günümüzde tüm dünyada en fazla ilgi çeken ve talep gören otomobil teknolojilerden biri... Bu talebin arka planında giderek artan sera gazı emisyonları ve bu emisyonlara bağlı küresel iklim değişiklikleriyle mücadele etme arayışları ve dünyada yaşanmakta olan, giderek artmakta olan taleplere bağlı daha da artacak olan enerji sıkıntısı. Gerçekten de sürekli nüfusu artan ve her geçen gün daha fazla şehirleşen dünyamızda, enerji ihtiyacı ve birincil kaynak olarak fosil yakıtlara bağlı karşılanmaya çalışılan bu enerji ihtiyacına bağlı sera gazı emisyonları da önemli düzeyde artış göstermektedir. Hibrit teknolojisi tam da bu noktada giderek artan araç sayısına bağlı olarak ortaya çıkan sorunlara yanıt olarak her geçen gün dünyada biraz daha yaygınlaşmaktadır.
Ülkemizde de artan nüfus ve endüstriyelleşmeye bağlı olarak CO2 eşdeğeri olarak toplam sera gazı emisyonu önemli miktarda artış göstermektedir. Diğer taraftan her geçen cari açığımızı büyüten temel harcamalarımız enerji ihtiyacımızın karşılanması için ithal edilen enerji ve fosil yakıtlardan kaynaklanmaktadır. Yani aslında fosil yakıtlar yerine hibrite dönüştüreceğimiz araçlarımız, hem ülke ekonomimiz, hem de çevremiz açısından büyük önem taşımaktadır.Bu bakımdan ülkemizde aslındahibrit teknolojisinin desteklenmesi bir hükümet politikası olmalı, bu anlamda hem teknolojik olarak daha fazla AR-GE destekleri ortaya konmalı, hem de bu araçların araç alımında tercih edilmesi maksadıyla düşük KDV ve ÖTV uygulanmalı ve b araçlardan düşük motorlu taşıtlar vergisi alınmalıdır.Örneğin bir süre önce Cumhurbaşkanımız tarafından üretilmesi için arayışlara gidilmesi gerektiği ifade edilen yerli otomobil – otomobillerimizin hibrit teknolojiye sahip olması gerekmektedir.
Tıpkı reklamda söylendiği gibi arkamızda yeni nesiller için tertemiz bir gezegen -ülke- bırakabilmemiz ve enerjide dışa bağımlılığımızın azalması için bu gerekiyor...
Hibrit teknolojisiyle ilgili başka bahsedeceklerim de var. Onları haftaya bırakalım artık... Herkese iyi haftalar ve içimizdeki umudumuzu, sevinçlerimizi ve mutluluklarımızı canlı tutabileceğimiz bir yeni yıl dilerim...