Kurumları boşverelim...
Unutmayanlardan örnekler:
"Ali Eldem, Zafer Savaş, Akarbaşı Mahallesi Muhtarı Selçuk Yüceland , "Hasan Özkurt, Fikret Doğancı,
Muharrem Aksoy, Ahmet Atuk, Rafet Sel, Yaşar Arda..."
Ve daha isimlerini yazamadığımız niceleri...
Ama içlerinden biri var ki, telefonla aramadan duramaz...
Adı "Ahmet Özarslan..."
Vişnelik'te "Bayrak Ahmet" diye tanırlar 90'a merdiven dayamış delikanlıyı...
65 yıllık evliliklerini anlatırken, "İsmet İnönü"nün bir sözünü anımsatıyor:
"Bir insanın karısı, kendisinden en az 10 yaş küçük olmalı..."
Ve de ekliyor:
"Ben bunu yapamadım ama, pişman değilim..."
Ne içki, ne de sigarayı bir kez olsun içmemiş Ahmet abi...
Bir gün "Erdal İnönü" ile aynı masaya düşmüş. Hemen iki bardağın ikisine de çaktırmadan su koyarak birini rakı içiyormuş gibi yapmış... Ama üç "su fırtı"ndan sonra Erdal Bey takılmış:
"Ne güzel içiyorsunuz öyle..."
Noktasını da koymuş:
"Tıpkı su gibi!.."
1950 yılında CHP’ye kayıt olmuş Ahmet abi...
Ve de hâlâ en hızlı neferlerinden biri gibi koşuyor, çalışıyor. Ulusal bayramlarda en büyük bayrağnı asıyor apartmanına...
Bazıları takılıyormuş "Nesliniz tükeniyor" diye...
Nazım'dan yanıt veriyormuş:
"Çocuğumun şeyini de kesemezsiniz ya..."
Nice yıllar Ahmet abi...
Görüşler
Politik nostalji
Spor Müdürümüz "Osman Cemoğlu", öyle güzel nostaljiler yapıyor ki, alıp götürüyor "bizi yıllar öncesine...
"Necip Abdülhayaoğlu"nun vefatı ile ilgili yazımızdan sonra, eski dost "Ersen Uzuntuna"da bizi uyarmıştı:
"Nostalji yazıların yarar getiriyor..."
***
Bir gün Kılıçoğlu Sineması'nın müdüriyetinde "Ethem Arda" ile "Mona Lisa"yı dinliyoruz...
"Sabri Kılıçoğlu", daha sinema açılmadan İtalya'dan getirmiş ünlü taş plakları...
Ethem abi de bilgisayarına yüklemiş...
Kadife sesli zenci söylerken içimiz bir hoş olmuştu...
Hele "Arda"yı görecektiniz!
Yarım asır öncesine öyle bir dalıp gitmişti ki...
***
Bir gün yine Ethem abiyle birlikteydik...
Tesadüf bu ya "Hikmet Savaş"la aynı yerde buluştuk...
Biri CHP'de, diğeri Demokrat Parti'de yıllar boyu hizmet vermiş iki insan...
Biri senatör olmuş, diğeri belediye meclisi üyesi...
Biri tavanda, diğeri tabanda verdikleri mücadelenin anılarıyla yaşamışlardı dakikalarca...
DP'nin yaptıklarını anlatıyordu Ethem abi...
"Hasan Polatkan"ı anımsatıyordu:
"Akademi için parayı Polatkan çıkarmıştı. Yani Yılmaz'ı bugünlere getiren okulun gerçek temelini atmıştı..."
Sonra Hikmet abi girdi söze:
"CHP ve DP ayrı bir tarihtir Türkiye için..."
Ethem abi de onaylıyordu...
Peki, bir genel seçime daha giderken benzerlik olabilir mi?
Bu iki insan biraraya gelip günümüzü konuşsalar, neler söylerlerdi acaba?
"Her yer imam, her yer hatip!"
"Saray da cabası!"
Hikmet abiyle o kadar yakınlığımız olmadı ama.
Ethem abiyi duyar gibiyiz..
“Mona Lisa’yı mırıldanırdı!..”
Gerilim
Bizim gibi sözde demokratik ülkelerde çıkarcı, tüketici etik değerlere saygısı olmayan geniş bir kitle, üretken kesimi çeşitli şekillerde istismar ediyor...
Öztin Akgüç
Kıssa-dan
Mustafa Kemal'in elindeki maddi manevi olanakların yüz misli ile onun yaptıklarını bile koruyamıyoruz...
Cüneyt Arcayürek
Günün Sözü
Dostluk sadakattir ve "sadakat nedir?” diye soracak olursanız, dostluktur derim...
Julio Iglesias
Günün Sorusu
İktidar neden durmadan yeni anayasa istiyor?
"Her darbeden sonra yeni bir anayasa adettendir…”
Günün incisi
Partiler vitrin değiştirmiş...
"Batan geminin malları bunlar!"
Günün balı
Heykellere de vekalet verilsin!
"Belki köye dönenler olur!"
Yalan söylemeyen adam!
"Ülkenin Başkanı" otomobiliyle bir caddeden geçerken ilginç bir sahneyle karşılaşıyor.
Yaramaz mahalle çocukları, bağırıp çağırarak, kulaklarından tuttukları bir köpeği çekiştirmektedir.
Duruma canı sıkılan Başkan, şoföre "Dur" diyor ve arabadan inerek çocukların yanma yaklaşıyor:
"Ne diye çekiştiriyorsunuz zavallı hayvanı?"
Çocuklardan biri, "Biz daha önce karar verdik amca. Bu köpek, içimizde en büyük yalanı söyleyenin olacak" yanıtını veriyor.
Başkan kızıyor:
"Utanmıyor musunuz siz? Ben sizin kadarken yalan söylemeyi aklımdan bile geçirmezdim!"
Çocuklar hep bir ağızdan bağırıyorlar:
"Yaşa amca!..
Bravo! Köpeği siz kazandınız!"
Pantolon
Konuk bayan evin küçük çocuğuna bakıp anlatmaya başlamış:
"Ağız babasının ağzı, gözler annesinin gözleri, burun ablasının tıpkısı.."
Derken, çocuk patlamış artık:
"Pantolon da abimin teyze!"
Neden timsah gözyaşları?
Timsahlar, avlarını yerken ağızlarını çok açtıklarından gözlerinden bir sıvı salgılarlar.
Uzaktan gözyaşı gibi görünen bu sıvının üzüntüyle ilgisi yoktur. Bunun için gerçekte üzülmediği halde üzülüyormuş gibi yapanlara, "timsal gözyaşı döküyor" denilir...
Özdeyiş
Dostların mutlu iken aramasan da olur, gücenmezler...
Hanri Benazus
Günün Şiiri
Güneş
Bir horoz sesi, bir müjde kulaklarımda
Kocahıdır köyünün sabahına varıyorum
Umutlarla yıkıyorum karanlık ellerimi
Usumda bir dünya, bir dünya pırıl pırıl
Güneşe hoşgeldin diyorum
Boz kanatlı bulutların şavkına karşı
Bir sabah başlıyor, ölümsüz mutlu
Yüreğimde yeni yeni kıpırdanışlar
Yıldızlar ölüyor, ben doğuyorum
Güneşe hoşgeldin diyorum
Saçımda rüzgar şu türküler ülkesi
Bir horoz sesi, bir müjde kulaklarımda
Işıyan dal, ışıyan dil, ışıyan kul övgülü
Büyüyen aydınlık yüzlerin şerefine
Güneşe hoşgeldin diyorum...
Mehmet Emin Solak (Varlık-1958)
Günün Olayı
Milyonluk makam aracıyla gezen Diyanet'e göre Kuran’ı pasta şekline sokup yemek haram, memleketi pasta şekline sokup yemek helal...
Akif Kökçe
Günün biberi
İktidarın beğenmediği işler yapan savcılar için soruşturama izni "Jet hızı"yla verilirken, gözde savcılar için soruşturma izni "hızlandırılmış tren” gibi gidiyor, yol kazasına uğrayıp seferlerden çekiliyor...
Kaliteli futbol
Kaliteyi belirleyen en gelişmiş, en iyi, en güzel olan değil, ancak tam tersidir. Kaliteyi en az, en kötü, en çirkin olan belirler gibime geliyor.
Futbolda kalitelice mükemmel olmanın göstergesi çok iyi oynamak, sporcunun ayağına gelen her topun gol olması mıdır? Yoksa rakibe saygılı mı olmaktır?
Eğer sonuç odaklı düşünülürse tabii ki her topun gol olması, mükemmeliyetin göstergesidir. Ancak insani açıdan bakılırsa, hem rakibe hem de yapılan işe saygı önem kazanır.
Dışarıdan bakınca kalite nasıl belirlenir? Özellikle de işin içinde insan varsa. Eskiler "Sarımsağı gelin etmişler, kırk yıl kokusunu çıkartmamış" der...
Türkiye'de kaliteli futbol da, sporcu ve teknik adam kalitesiyle belirlenir...
Tabii başkanları da unutmamak gerekir...
“Ertuğrul Algan”
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...