Bugüne kadar yeni başlangıçlar yaptığım basın mecraları bir elin parmaklarını geçmese de her zaman heyecan verici oldu.
Bugüne kadar yeni başlangıçlar yaptığım basın mecraları bir elin parmaklarını geçmese de her zaman heyecan verici oldu.
Gazete mürekkebine aşık, ülke meselelerini sırtındaki küfede taşıyan bir kuşağın neferi gazetecilerle aynı masada bu mesleğe adım attığım günden beri ilkeli ve sorumlu yayıncılığın tarafı olmaya özen gösterdim.
Yine bu anlayış çerçevesinde bu köşede dilim döndüğünce fikirlerimi siz değerli okurlarım için kaleme almaya çalışacağım.
Şimdiden hoş buldum…
Ben senin kazanabilme ihtimalini sevdim!
Oyuncu, yazar, yönetmen ve şair Yılmaz Erdoğan’ın dillere pelesenk olmuş bir şiiri vardır…
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
…diye başlar
“Ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim” mısrasıyla sona erer.
Şiir, her koşulda en ufak bir umut kırıntısını yeşertmeye aday tutkulu bir aşığın duygularını anlatır.
Ülkesinin geleceği konusunda kaygılar yaşayan, otoriter siyasal iklimden rahatsız, adalet ve vicdan duygusu, rasyonel ekonomi politikalarının terk edilmesiyle yaşadığı yoksulluğun bile önüne geçmiş kitleler…
Son günlerde yaşananların duygusal tarifi, “Ben senin kazanabilme ihtimalini sevdim” değil mi?
İYİ Parti lideri Meral Akşener’in masadan ayrılmasıyla işte bu kitleler büyük bir hüsrana uğradı.
Neredeyse 21 yıllık yenilgi duygusunun, yine kazanılamayacağına eklenmesiyle oluşan hayal kırıklığı, Akşener’in yeniden masaya oturmasıyla umuda, sevince dönüştü.
Yılmaz Erdoğan’ın şiirinde olduğu gibi, 6’lı Masa’nın kazanma umudunun olmasını seven, Erdoğan’ın bu birliktelikle yenilebileceğine inanan kitleler, gözünü Kılıçdaroğlu’nun performansına, diğer siyasi liderlerin birlik içinde olmalarına bel bağlamış durumda.
Kiminle konuşsam hissedilen duygu, beklenti, istek bu yönde…
Peki Erdoğan’ın kazanma ihtimali, Akşener’in yeniden masaya dönmesi, varılan mutabakat ve Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcılıkları formülüyle azaldı mı arttı mı?
Akşener’in gidip, gelmesi ne etki yaptı?
Şu anda bunu ölçebilmemiz mümkün değil, siyaset bilimciler ve anket çalışmaları yapan siyaset uzmanları bu konuda bir tahminde bulunabilir.
Ancak HDP’nin de arasında bulunduğu, oy oranının yüzde 12 ile 15 arasında olduğu tahmin edilen Emek ve Özgürlük İttifakı’nın aday çıkarma düşüncelerini gözden geçirip Kılıçdaroğlu’na destek verecekleri yönünde sinyal vermelerinin ardından Millet İttifakı’nın ilk turda kazanma şansı artmış görünüyor.
Anket çalışmalarıyla siyasal gelişmeleri değerlendirme yetisine güvendiğim araştırmacı Bekir Ağırdır, çok güzel bir analizde bulundu.
Son gelişmeler ışığında Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu seçimde kazanma ihtimali olup olmadığı, Cumhur İttifakı’nın kaç milletvekiliyle TBMM’de temsil edilebileceğine ilişkin bir değerlendirmede bulundu.
Sözü Ağırdır’a bırakalım:
“Yeniden kurulan 6’lı Masa, Millet İttifakı’nın kazanma umudunu yeşertti. 6'lı Masa’nın bir araya gelmesi ve liderlerin birlik fotoğrafları vermeleri Erdoğan'ın şansını azalttı. TBMM’de Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanlığını kazanmak bir yana 301 milletvekili sayısını bulması mümkün değil. Erdoğan'ın şu anda kazanma ihtimali çok daha düştü.
Erdoğan’ın kazanma olasılığını artıracak iki şeyden biri küresel dinamiklerde beklenmeyen olaylar. Diğeri de seçime katılma oranlarının kayda değer şekilde düşmesidir. Özellikle genç seçmenin seçimlere katılma oranların düşmesi Erdoğan’ın kazanma ihtimalini artırır.”
Hasılı…
Deprem nedeniyle çok renkli bir seçim atmosferi yaşanmayacaksa da…
Kılıçdaroğlu’nun yanına İmamoğlu ve Yavaş’ın takım oyuncusu olarak dahil olmasıyla Millet ve Cumhur ittifakları arasında çekişmeli bir seçim yarışına tanık olacağımız kesin.