Görüşler
2009’un 18 Mayıs'ında yitirmiştik onu...
Atatürk'ün Samsun'a çıktığı gün anmamak mümkün mü?
İnsanı yaşarken sevmek, değerini yaşarken onurlandırmak ne kadar güzelse..
"Unutmamak da öyle…"
Yaşam gelip geçer...
Kimi "kaybolan yıllarını" arar...
Kimi için de..
"Her şey bir anda anlamsız gelir, o gün tükenir gideriz..."
Ama şarkılara güfte olmuş bu sözler herkes için geçerli değildir...
Hele yaşamını insana, insanlığa adamış kişiler için asla!
Son örneği büyük bir Türk kadınıydı:
"Türkan Saylan..."
Değerini yaşarken onurlandırmadık mı?
Hem de nasıl!
Evinde neyi var, neyi yok aradık!
Tebessüm ediyordu:
"Umarım aşk mektuplarımı almadılar!"
Yitirdik, anlamı yok mu?
Hem de nasıl!
Adını "helal yıllar"a yazdıran çok özel bir kadın...
Geçen her yılını "kaybolmuş" değil, "kazanılmış"lar tarihine yazan bir insan...
Şimdi her şey bitti mi?
Anlamsız mı?
"Tükenip giden nedir?"
Bu sözlerinin yanıtını son sözleriyle vermişti Türkan Hoca:
“Görevimi yaptım, ölüme hazırım…”
………
Atatürk'ün kızı yok artık...”
Ama bıraktığı öyle büyük miras var ki..
Asla unutulmaz...
0 sabah evini arayanlara tebessüm ediyordu:
"Umarım aşk mektuplarımı almadılar!"
Oysa, her alınan onun bir aşk mektubuydu...
"Hemingway"in sözlerini anımsatmıştı:
"Baskı altında zerafeti.."
Rahat uyu Türkan abla...
19 Mayıs’ın 93. Yılında
19 Mayıs 1919'un anlamı gittikçe büyüyor gözümüzde. Ulus olma sürecinde ne çok savaşlar yaptık, ne çok acılar çektik...
"Mustafa Kemal” in önderliğinde Cumhuriyet’e kavuşmanın sevincini yaşadık, yaşıyoruz...
Ünlü ozanımız "Fazıl Hüsnü Dağlarca", ilkokul ikideki çocuklara seslenirken Atatürk'ün önderliğini ne güzel anlatıyordu:
"Bir yıldız aydınlatır
En koyu karanlıkta
Yurt denen evi
Bir yıldız kim
O'nun Türk gençliğine söylevi"
………
Çocuklar, gençler, yaşlılar, kısaca ulusumuz, kurtuluşumuza giden yolun başlangıcı olan 19 Mayıs 1919'un 93. yılında onun söylevini (yıldızını) yine yüksek sesle okuyup düşünecekler, sözlerindeki anlamın derinliğini anlayacaklardır…
Cumhuriyet’in 10. yılında ulaşılan başarıyla, 89 yıl sonraki başarıyı karşılaştırıp bir sonuca ulaşacaklardır. Ulusunu seven, koruyan, yücelten, dünya ulusları arasında onurlandıran Atatürk, ne güzel sesleniyordu Cumhuriyet’in 10. Yıl Söylevi’nde:
" Az zamanda çok büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk yiğitliği ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bundaki başarıyı Türk ulusunun ve onun değerli ordusunun bir ve birlikte olarak kararlıca yürümesine borçluyuz..."
………
Bugüne baktığımızda geçmişimizi, geçmişe baktığımızda bugünümüzü çok iyi anlıyoruz. Bu anlayışla, bu yıl "19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı"nı her zamankinden daha büyük bir coşkuyla kutlamaya katılıyoruz....
Hasan Akarsu
Günün şiiri
Türkiye’yi anlatmak
Hangi dönemden başlasam söyleşiye
Dünden mi, bugünden mi?
Osmanlı deyip özet mi çıkarsam
Çevirsem bir türküyü söz eden ölümden mi?
Göstersem onbinleri, dert ucunda yabanın
Desem, dönüşümün işte ön gerekçesi
Kuşak kuşak saysam sana harcadığı yalanın
Doğruları bağırır bilimin gerçek sesi
Bir ad versem sana, uyandıran öteleri
Açsam yaprak yaprak Kuva-yı Milliye'den
Yasakları anlatsam, yazarları, şairleri
Yitip gitmiş değerleri saysam
Bir bir Türkiye 'den...
Engin Aşqkın (Varlık-1968)
Şimdi halimiz ne olurdu?
Kasap kocasını kısa süreliğine ziyarete gitmişti karısı. O sırada gelen bir müşteriye karşı kocasının tavrı dikkatini çekti. Müşteri gittikten sonra sordu:
"Neden ihtiyar adama bu kadar saygı gösterdin ve de 250 gram eti de fazladan verdin?"
"Sen anlamazsın" dedi kasap:
"O adam benim lisede öğretmenimdi. Beni iki yıl üst üste sınıfta bıraktı. Bana belge verdiler okuldan ayrıldım ve kasap oldum..."
Karısı iyice merak edince devam etti:
"Eğer sınıfı geçirtseydi o gazla kesin profesör falan olurdum ve şimdi feci halde geçim sıkıntısı çekerdik!"
Fizikten güçlü
Albert Einstein'e sormuşlar:
"Atomun parçalanmasından enerji elde edebilecek kadar akıllı olan insanoğlu, nasıl olur da bunun insanlığı yok etmek için kullanılmasını önleyemeyecek kadar aptal olur?"
Einstein hemen yanıtlamış:
“Demek ki, politika, fizikten daha güç öğreniliyor!”
Günün Olayı
Ordu'da emekli Öğretmen Yalçın Kılıçkaya yakasında Atatürk rozeti olduğundan, cuma namazında camiye alınmamış.
Eskiden sakallıları orduevine almayınca kızan liboşlar, şimdilerde neredeler?
Melih Aşık
Gunun Sorusıı_
Genelkurmay Başkanı'nın devlet protokolünde ana muhalefet liderinin önünde olması neyi ispatlar?
Yanıt:
"Yeri geldiğinde atanmışların seçilmişlere ağır basabileceğini..."
Haldun Ertem
Günün Balı
" Uzun tutululuklar için artık tazminat ödenecekmiş
Eh, tututlular aldıkları parayı hapishanede doya doya yerler artık!
Fahrettin Fidan
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...