CHP’de Odunpazarı ve Tepebaşı İlçeleri ile dış ilçe kongreleri tamamlandı. Şimdi gözler il kongresinde.
“İl Başkanı kim olacak?” hesapları Odunpazarı İlçe Kongresinin hemen ertesi gününden itibaren yapılmaya başlandı.
İl başkanlığı için 5-6 kişinin ismi geçiyor. Ama daha bir isim çıkarak,”Ben adayım” demedi. Çünkü ilçe seçimleri henüz yeni tamamlandı.
İl başkanlığa soyunacak kişi veya kişiler önce kongrelerde belirlenen delegelerle istişareler yapacaklar. Kendilerini anlatacak, il başkanı olması halinde neler yapmayı düşündüğünü delegelerle paylaşarak destek isteyecekler.
Peki, belediye başkanları ne yapacak?
Tepebaşında Ahmet Ataç’ın destek verdiği isim Vural Yörük kazandı.
Odunpazarı’nda Kazım Kurt’un “sonuna kadar yanındayım, destekliyorum” dediği aday Akın Sallarel iki adayı yarışta geride bırakarak seçimi kazandı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Tepebaşı ve Odunpazarı ilçe seçimlerine müdahil olmadı.
Peki, Büyükerşen, Kurt ve Ataç il başkanlığı ve yönetimi için ayrı ayrı liste çıkarırlar mı?
Daha doğrusu Yılmaz Büyükerşen ile Kazım Kurt birlikte bir yönetim oluştururlar mı?
Delegeler üzerinde ağırlığı daha fazla olduğu iddia edilen Ahmet Ataç bir liste çıkarır mı?
Önce şunu belirtmek isterim.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Odunpazarı’nda ise Kazım Kurt haklı olarak kendi ilçesinde uyum içerisinde çalışacağı bir ismin ilçe başkanı olmasını ister.
Ahmet Ataç’ta, Kazım Kurt’ta hizmet yarışında kendisiyle uyum içerisinde olacak başkan adaylarına destek verdiler ve bu isimler de kazandı.
İl Başkanlığı seçimlerinde Kurt ve Ataç’ın ayrı ayrı liste çıkaracakları konuşuluyor. Bu bence CHP içerisinde birlik-beraberliği daha da ayrıştırır.
Buna sebebiyet vermemek adına Ahmet Ataç ile Kazım Kurt-Yılmaz Büyükerşen’in ayrı ayrı liste çıkaracaklarını sanmıyorum. Daha doğrusu böyle umuyorum.
Belediye Başkanları sadece bir gurubun değil, tüm partililerin sevgi saygı duyduğu isimler. Belediye Başkanları tüm partilileri kucaklamalı. Ayrımcılık yapacak olurlar ise, 2019 seçimlerinde CHP Eskişehir’de çok büyük bir hayal kırıklığı yaşabilir.
Şu anda CHP’li isimlerin oturdukları belediye başkanlığı koltukları altlarından kayabilir. Daha doğrusu belediye başkanlıkları CHP’nin elinden gider. Zaten 1 Kasım’da burun farkıyla kazandığı üç milletvekili sayısı yeniden 2’ye, hatta 1’e düşebilir.
Dün CHP içerisinde önemli bir isim olan bir kardeşime telefon ettim. İsmini yazmayacağım. Kimse de sormasın. Soranlara söyleyecek olsam, buradan açık seçik yazardım. Yukarıda yazdıklarımın cevaplarını öğrenebilmek için sevgili kardeşime ben telefon ettim. Yıllardır CHP içerisinde her kademede hizmet etmiş bir kardeşim.
“HER CHP’Lİ ÖNCE KENDİSİNİ SORGULAMALI”
Yukarıda yazdıklarımı kendisine sordum. O da, il seçimlerinde üç belediye başkanın da ayrı ayrı liste çıkaracaklarını sanmadığını özellikle vurguladı.
“İlçe seçimleri yeni tamamlandı. İl Başkanlığını düşünen arkadaşlar önce Odunpazarı ve Tepebaşı’na seçilmiş ilçe başkanları ile konuşacaklardır. Onların kendileri hakkındaki görüş ve düşüncelerini alacaklardır. Sonra dış ilçelerin başkanları ile de fikir alışverişi yapacaklardır. Daha sonra delegelerle görüşürler. Belediye Başkanlarını da ziyaret ettikten sonra kararını verecektir. Israrla söylüyorum. Belediye Başkanlarımızın üçü de il başkanı kim olacak hesabı yapacaklarını sanmıyorum.”
“2019 HESABI YAPANLAR YOK MU?”
“2019’a daha 4 yıl var. Bugün seçilen yönetimler partiyi 2019 seçimlerine götürmeyecek. İkincisi tüzük gereği iki yıl sonra yeni bir seçim daha yapılacak. Bugün seçilenler belki iki yıl sonra seçilemeyecek. O nedenle 2019’un hesabı bugünden yapılmamalı. Kaldı ki hepimiz CHP neden iktidar olamıyor? İktidar olacak kadar oy alamıyor? İktidar olmak için ne yapmamız gerekir? Bugünden bunların sorgulamasını yapmalıyız. Ama önce partiye üye olan herkes kendisini sorgulamalı. Neler yaparsak seçmenden oy alabiliriz demeliyiz. Eksiklerimizi bulup tamamlamalıyız. Bizi yüzde 25 oy tatmin ediyor mu? Yüzde 40-45 lere ulaşmak için neler yapmamız gerekir? Biz kendimizi sorgulamadan genel başkanı ve genel merkezi sorgulamaya başlıyoruz. Biz önce üzerimize düşeni yapalım. Ondan sonra yukarıya dönüp bakalım.”
“İl Başkanı kim olur?” diye ısrarla sordum. Her sorduğumda,”Kamuoyunda isimleri geçen 6-7 arkadaş var. Bunlar gerçekten aday olur mu, olmaz mı bilemem. Ancak adaylık için ismi geçen her arkadaş il başkanlığı yapabilir” diyerek noktayı koydu.
*-********
Rüya gerçekleşmedi
Mersin İdmanyurdu karşısında zor zahmet alınan 3-2’lik galibiyet Eskişehir’de herkesi, ama daha çok da Eskişehirspor yönetimi sevindirmişti.
“Bu galibiyet yukarıya doğru tırmanışın başlangıcı olacak” diyerek olmayacak duaya “âmin” diyorlardı.
Rüya gördüklerinin bile farkında değillerdi. Trabzon karşısında alınan 3-1’lik mağlubiyet uyandırdı.
Mersin galibiyeti Eskişehirspor’da bozuk giden bütün çarkları durdurmuştu! Şehirde herkes bu galibiyete sanki Eskişehirspor şampiyon olmuşçasına sevinmişti. Kimse sorsak,”Trabzonspor’u yeneriz” diyordu.
Son haftalarda kendisinden beklenen performansı gösteremeyen bordo-mavili kulübün formasını giyen futbolcuları tek tek incelediğimizde siyah-kırmızılı takımda yer alan futbolculardan daha başarılı isimler olduğunu unutmuştuk.
Mesut Hoşcan’da transfer ettiği futbolcuların futbol becerilerinin ne kadar yetersiz olduklarını unutmuş olacak ki, kötü günler geçiren Trabzonspor karşısında üç puana kilitlemişti kendisini.
Mersin İdmanyurdu karşısında alınan galibiyet, haftalardır kötü gidişatı ve ortaya konulan başarısız futbolu unutturdu!
Oysaki maç 5 dakika daha uzamış olsaydı bugün herkes konuşuyor, Mersin Eskişehirspor’u çok rahat yenebilirdi.
3-2 yendik diye sevindiğimiz Mersin İdmanyurdu kendi evinde Çaykur Rizespor’u 3-0 gibi net skorla yenmeyi başardı.
Gelelim Trabzonspor maçına. Pazartesi günü Trabzonspor çok kötü futbol oynadı. Eskişehirspor ise Trabzon’dan daha kötüydü. Bordo-Mavili takımın karşısında Mersin İdmanyurdu olsaydı, 8’nci hafta Mersin’de 3-2 yendiği Trabzon Spor’u Trabzon’da bu kez farklı bir skorla yenerdi.
Defansa bakın. Kötü Trabzon forvetleri ceza sahamızda elini kolunu sallayarak gezdiler. “Virüs” diyerek satılanları mumla arar olduk.
Trabzon karşısında siyah-kırmızılı takım da ‘kim daha iyi futbol oynadı?’ diye sorarsanız bir tek futbolcu ismi sayamam.
Trabzon mağlubiyeti Eskişehirspor’u PTT Birinci Ligi yoluna biraz daha yakınlaştırdı. Cumartesi günü Gaziantep Spor karşısında alınacak bir beraberlik dahi siyah-kırmızılı takımın bu yolda duraklamamıza yetmez.
Mutlak ama mutlak galibiyet gerekli. Ama Gaziantep Spor’un geçtiğimiz hafta kendi sahasında Fenerbahçe karşısında ortaya koyduğu futbola baktığımda bunun zor olduğunu görüyorum.
İnşallah ben yanılırım!...
*-******
İl başkanı kim olacak?
CHP’de Tepebaşı ve Odunpazarı ilçe kongreleri tamamlandı. Tepebaşı’nda Ahmet Ataç’ın, Odunpazarı’nda da Kazım Kurt’un desteklediği listeler kazandı.
Tepebaşı’nda Vural Yörük’ün seçimi kazanma şansının yüksek olduğunu biliyordum. Delegeler ve partililerle konuştuğumda, her 3-4 kişiden birisi ancak ‘Nazmi Kurtyılmaz kazanır’ diyordu. Seçim sonunda beklenen oldu. Yörük 254 oy alırken, Kurtyılmaz ise 96 oyda kaldı.
Odunpazarı’nda üç aday yarıştı. Belediye Başkanı Kazım Kurt ile ekibinin destek verdiği Akın Sallarel ile Ali Haydar Çelik ve Hasan Eröksüz yarıştı.
Seçimden bir gün önce Cumartesi günü 4 CHP’li arkadaş ile karşılaştık. Hem de sabahın köründe. Ben Halit Gürsoy’un davetine giderken onlarda bir gurup CHP’li arkadaşlarıyla kahvaltıda buluşacaklarmış.
Gideceğimiz mekânlar aynı güzergâhta olduğu için 15 dakika birlikte yürüdük. Yürürken de CHP’yi konuştuk. Odunpazarı ilçe seçimini kimin kazanacağını sordum.
“Kazım Başkan müdahil oldu. Akın Sallarel’i destekliyor. Delegeleri topladı elimize üç ismin yer aldığı bir liste tutuşturdular. Bu isimlerden kimin ilçe başkanı olmasını istiyorsak işaret koymamızı rica ettiler. Biz ilk kez bir belediye başkanının bir seçimin içerisine bu kadar girdiğini gördük. Kazım Başkan yanlış yapıyor” dediler.
Tesadüf bu ya, Cumartesi günü Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt gazetenin önünden geçerken makam arabasını durdurmuş ziyaretimize geldi.
“Buraya yakın otelde nikâh kıyacağım. Vakitte erken olduğu için zaman geçireyim diye size geldim” dedi.
1-2 dakika ondan bundan bahsettik. Daha sonra ben kendisine sabah karşılaştığım CHP’lilerin anlattıklarını anlattım.
“Başka belediye başkanları da seçimlerin içerisinde oldu. Ben Odunpazarı Belediye Başkanı isem partili değil miyim? Sonuçta benimde gönlümden geçen bir isim var. O isme destek vermem de doğal karşılanmalı” dedi.
“Peki, sizin destek verdiğiniz aday değil de diğer iki adaydan birisi seçimi kazanırsa sıkıntı yaşanmaz mı?” diye ikinci sorumu sordum.
“Kaybetmek dünyanın sonu değil ki. Kazanan da CHP’li. Ben belediye başkanıysam kim kazanırsa kazansın birlikte yine çalışırız.”
Başkan Kurt, ”Kim kazanırsa kazansın. Birlikte çalışırız” dedi. Eğer Hasan Eröksüz kazanmış olsaydı, örgüt ile belediyenin arasına soğukluk girer hatta buz dağı oluşurdu.
CHP’lilere Akın Sallarel’in kazanmasının sürpriz olup olmadığını sordum.
“Erdal Ceferoğlu’na yakın 50-60 civarında delege vardır. Bunlar önce Hasan Eröksüzü destekliyordu. Ama son anda karar değişti Ali Sallarel’e destek verdiler. Eğer Erdal Caferoğlu Hasan’a desteğini sürdürüp Ali Haydar Çelik adaylıktan çekilseydi Hasan’ın kazanma şansı yüksekti. Akın, Erdal’ın son anda karar değiştirmesi sonucu seçimi kazandı” dediler.
CAFEROĞLU İL BAŞKANI ADAYI MI?
Erdal Ceferoğlu son anda salonda karar değiştirip kendisiyle birlikte hareket eden 50-60 civarında delegeyi Akın Sallarel’e yönlendirmesi çok tartışılıyor.
Caferoğlu’nun son anda karar değiştirmesine “İl Başkanlığı için destek sözünü alınca destek verdi” diye yorumlayanlar var.
Erdal Ceferoğlu 3 Ocak’ta yapılacak olan CHP İl Kongresinde İl Başkanı adayı olacak mı?
Kazım Kurt ile birlikte hareket ettiği ekip arkadaşları gerçekten Erdal Caferoğlu’nun İl Başkanlığına aday olması için destek veriyorlar mı?
Erdal Caferoğlu, kongrenin yapılacağı salonda İl Başkanlığına destek sözü aldığı için mi Hasan Eröksüz den desteğini çekti.
Bu soruların cevaplarını CHP’liler merakla bekliyorlar.
Atamayla İl Başkanı olan Sinan Özkar, 3 Ocak’taki kongrede İl Başkanlığına aday olmayacak mı?
Kendisine yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür mü edilecek?
Bir başka cevaplanması gereken soru ise Sinan Özkar’a kurultay delegeliği sözü verildiği doğru mu?